Peki, ama seçimlerini hangi hassasiyetlere göre yapıyorlar, neleri okumamızı istiyorlar, bize neden bunları okutuyorlar?
MELTEM ERKMEN
Epsilon Yayınevi Genel Yayın Yönetmeni
Gerçek dünya sıkıcı ve mutsuzluk var
Yayın hayatına 1994'te çocuk kitapları basarak başlamış, sonra iş dünyası ve kişisel gelişim, sonra da popüler edebiyata yönelmiş bir yayıneviyiz. Ancak 2012 itibarıyla çocuk yayınlarına hızlı bir giriş yaptık yeniden. Dünyada kişisel gelişim spiritüel kitaplara ve dini yayınlara döndü. Özellikle ABD'de Hıristiyanlıkla ilgili çok fazla spiritüel kitap basılıyor. Bizim de kişisel gelişim alanında okuyucuya sunabileceğimiz kitap sayısı azaldı. Biz de çocuk yayıncılığına ağırlık vermeye başladık. Çocuk kitapları Türkiye'de hep çok ihmal edilen bir alan oldu ve bence yeni neslin çocuklarının seveceği kitaplar uzun süre yapılmadı. Biz 'Saftirik' serisiyle yeniden çocuk kitaplarına girdik. Kitap okumaz denen erkek çocuklarını bile yakaladı bu seri. İnternet çağı çocukları artık daha eğlenceli, esprisi çok olan, fantastik şeyleri seviyorlar. Heyecanlı bir çocuk okur kitlemiz oluştu. Çocuk klasikleri elbette önemli ama artık çocuklara okumayı sevdiren kitaplar yapılması gerektiğini düşünüyorum. İnternet ve sinema dünyasının görselliği bu kadar ön plandayken bu çağda, sadece klasiklerle çocuğa kitap okumayı sevdiremeyiz. Gerçek dünya sıkıcı ve gerçek hayatta mutsuzluk var, bu yüzden fantastik yayınlar her yaş kitlesi tarafından daha çok okunur oldu diye düşünüyorum. Bu dünyada aradığını bulamayanlar başka dünyalara açılmak istiyor. Bunu ben hep 'Alacakaranlık' serisi için söylerim. İnsanlar artık gerçek aşka inanmıyor ama genç kızlar ancak böyle hikâyelerde aşkı bulabileceklerini düşünüyor. Çocuk kitaplarında da bu böyle. Süper güçlere ilgi, "bu dünyada fazla bir şey kalmadı" sıkılmışlığı olabilir. 'Taht Oyunları'nı bastık örneğin, her yaş grubundan okuyucusu oldu tıpkı 'Alacakaranlık' serisi gibi. Epik-fantastik serilerin her yaş grubundan okuyucusu oluyor.
TÜLAY GÜNGEN
Yapı Kredi Kültür Sanat Yayıncılık Genel Müdürü
"Amacımız dünyaya ve Türkiye'ye Anadolu medeniyetlerini tanıtmak"
İşimizi Türkiye'deki kültür ve sanat yaşamını ulusal ve uluslararası düzeyde zenginleştirmek olarak görüyoruz. Sanatseverleri çağdaş ve nitelikli sanat olaylarıyla buluşturup, kültür ve sanat dünyasını daha yaygın bir çevreye doğru genişletiyoruz. Kültür mirasımızı gelecek kuşaklara iz bırakacak şekilde oluşturma hedefindeyiz. Bizim bir yayıncılık, bir de sergi tarafımız var. Bu ikisinin birbirinden beslenmesini sağlıyoruz. Her sergimizin mutlaka bir kitabı da oluyor. Plastik sanatlarla veya arkeolojiyle ilgili bir serginin sergi kataloğu ötesinde bir de kitabını basıyoruz. Arkeoloji konusunda Türkiye çok zengin. Yurt dışında medeniyet beşiği denince Yunanistan, Mısır akla gelir ama Türkiye gelmez. Biz sergi kitaplarını iki dilde yayınlayarak yurt dışında da Anadolu uygarlığının önemini vurgulamak istiyoruz. Batı'da birçok kütüphaneye bizim bu kitaplarımız giriyor. Örneğin bir Lidya sergisi yapıyoruz ve kitabını basıyoruz. Bu kitap dünya çapında birçok kütüphaneye giriyor. Bu bir tür kültür elçiliği aslında. Selçuklu, Bizans, Urartu gibi medeniyetleri derli toplu sunmak çok önemli. Bu kitapların yüzlerce yıl sonra da kalıcı olmasını hedefliyoruz. Önceliğimiz Anadolu medeniyetlerinin ve bu topraklarla üretilen sanatın, kültürel varlıkların derli toplu bir şekilde yurt ve dünya çapında tanıtılması. Örneğin ünlü Türk ressamlardan Hoca Ali Rıza'nın, Nazmi Ziya, Çallı, Abidin Dino veya Nuri İyem'in hayatını ve eserlerini anlatan ilk kitabı biz yapmışızdır. Edebi yayıncılık tarafına gelince, yayınevi olarak kitabın çok satıp satmayacağına bakmaksızın, Türk kültür ve edebiyat hayatına katkı sağlayacak, Türk okurunun okumazsa eksik kalacağı her şeyi basmaya çalışıyoruz. Yabancı kitapları mutlaka orijinalinden çevirerek en düzgün çevirileri yaptığımıza inanıyoruz.
ILGIN SÖNMEZ
Artemis Yayınları Yayın Koordinatörü
"Bir şeyi değiştirmek istiyorsan komşunun diliyle konuş!"
Artemis'te yayıncılık mottomuz en başından beri "eğlenmek" ve "eğlendirmek". Artemis: Hayallerinizin atlıkarıncası! Yayınevlerinin karakterini ister istemez yayınevi projesini sahiplenen kişi yönlendirir. Artemis'te de Ilgın'a dair güçlü izler elbette var. Tiyatro ve edebiyat eğitimliyim ve 2004'te Artemis bana teslim edildiğinde düşünmeye başladım. Edebiyat basacağımız bir yer değildi benden beklenen. O zaman dedim, yapılacak tek şey "kaliteli zaman geçirtip eğlenceye odaklanmak". Bunun süper bir şey olduğunu hemen keşfettim. Bir kere ahkâm kesmeyen bir içerikle okura istediğin her şeyi söyleyebilirsin. Hatta bu şekilde dünyayı değiştirmek bile mümkün! Naomi Klein'in "bir şeyleri değiştirmek istiyorsan komşunun diliyle konuş" cümlesi hep kafamda yankılanıyordu o zamanlar. Artemis'i bir sahne olarak kabul ettim. O sahnede 'gençlik', 'dinamizm', 'cazibeli renkler' olacaktı. Koleksiyonumuza kitap seçerken öncelikle sinematografik olup olmadığına, görselliğinin gücüne bakarım. Hikâye gözümüzün önünde canlanıyor mu, filme çekilse olur mu diye mesela. Ve bastığımız pek çok kitap zaman içerisinde film ya da dizi olmuştur. Bir de okurların amazon. com'daki yorumlarını çok ciddiye alırım. Kitap kaç dile çevrilmiş ona bakarım. Yunanca, İtalyanca ve Korece gibi bize yakın kültürlerin dillerine çevrilmiş mi? Özellikle facebook sayfamız üzerinden okuyucuların ne okumak istediklerini sorarım. Romantik komedi, suç, tarihi roman. Yola böyle çıktık. Tarihi romanı ve romantik komediyi trende dönüştürdük zamanında. Suçta istediğimiz noktaya hiç gelemedik ama sorun yok. Nefis suç romanları basıyoruz. Gün gelir yerini bulur. Gençlik romanları kavramını Türkçeye soktuk. Trende dönüştü. Şimdi yeni yeni çocuk koleksiyonumuzu oluşturuyoruz. O da iyi olacak. Gecelerce süren kitap seçme seanslarım vardır. Dizi izlerken kitap seçerim mesela. İkisini aynı anda yapmam lazım.
İLKNUR ÖZDEMİR
Kırmızı Kedi Yayınevi Yayın Yönetmeni
"Az satsın ama iyi kitap olsun"
Kırmızı Kedi, inceleme-araştırma, tarih, anı, siyaset ve popüler bilim kitaplarındaki eksikliği gidermek için kurulmuş bir yayınevi. Bu tür kitaplar çok okunan kitaplar değil o yüzden de her yayınevi basmıyor. Ancak idealist yayınevleri bu tür kitapları basıyor. Örneğin bastığımız kitaplar arasında "Sabetayist Ermişler", "Mozart ve Naziler" gibi kitaplar var. Bu tür kitapları Türkiye'de kaç kişi okur ki… Ama olsun, biz Türkçesinden de bu kitaplar olmalı ve arayan bulmalı diye düşünerek çalışıyoruz. İlla ki kâr gayesi gütmüyoruz, az satsın ama iyi kitap olsun diyoruz.
EMİNE EROĞLU
Timaş Yayınları Genel Yayın Yönetmeni
"Terörün en yoğun zamanında bile Doğu'da kitap sattık"
Biz yayın politikası olarak yerli kitabı önceliyoruz. Eğer bu topraklarda yazılabilecek bir kitapsa bizim yazarlarımızın yazmasını tercih ederiz. Ancak tarih ve psikoloji gibi alanlarda burada söylenmemiş sözler, farklı bakış açıları var ise çeviri yapmayı tercih ediyoruz. Yazarı merkeze alan bir yayıncılık anlayışı benimsiyoruz. Kendi yerli yazarlarımızın çok satan yazar olmasını önemsiyoruz. Eser kazanmaktan çok yazar kazanmayı hedefliyoruz. Bu ülkenin, hassasiyetleri, ahlaki değerleri, bu ülkenin bir dili ve üslubu vardır. Tüm bunları göz önüne alınca yerli yazarların söylediği sözler okur üzerinde daha etkili oluyor. Dünyadaki bestseller listelerini takip ederek yayıncı olamazsınız, ancak bir pazarlamacı olabilirsiniz. İşimiz, henüz doğmamışken bir yazarı keşfetmeyi, kenarda duran bir akademisyeni fark etmeyi kapsıyor. Timaş'ı başarıya taşıyan işte bu entelektüel sermayenin doğru yönetilebilmesidir. Anadolu'da bizim kadar iyi kitap satabilen başka bir yayınevi yok. Biz metropolde de iyi kitap satıyoruz ama Anadolu'nun en ücra köşelerine kadar da o toprakların hassasiyetlerini gözeterek kitap gönderiyoruz. Biz terörün en yoğun olduğu dönemde bile Doğu'da iyi kitap sattık. Okurlarımızdan el yazısıyla gelen mektuplar bile bir arşiv oluşturacak kadar çok. Çünkü biz okuyucu temayülleri ve yönlendirmeleri üzerinden kendimize bir yol çizmeye çalışan bir yayıneviyiz. Kitap fuarlarında bizzat ben kitap satarım, okuyucu profilini tahlil edebilmek için. Yalnız Anadolu'da kitap satarak para kazanmak oradaki kitapçılar için oldukça zor.
DENİZ YÜCE BAŞARIR
Doğan Kitap Yayın Direktörü
"Artık Twitter'dan kitap buluyorum"
Basacağımız kitapları seçerken köklü bir yayınevi olmanın sorumluluğunu taşıyoruz. Kitaplarımız sıkı bir editoryal çalışmadan geçiyor. Yeni yazarlardan çok fazla dosya akışı oluyor bize. Hepsini okutuyoruz. Hatta kendi editörlerimizin yetmediği noktada dışarıdan okutmanlara veriyoruz dosyaları. Her yıl 3-4 yeni yazar katıyoruz yayın programımıza. Basacağımız yabancı kitaplara gelince, bunun için de fuarlarda takip yaptığımız gibi sosyal medyayı da kullanıyorum. Twitter'dan bile birçok yeni kitap bulabiliyorum artık. Örneğin biri yabancı bir kitap okumuş ve Twitter'dan çok beğendiğini paylaşıyor, bu şekilde de yeni kitaplar bulabiliyorum artık. Polisiye bizim en çok sattığımız alanlardan biri. Günümüz görsel bir çağ. Sinematografik olan romanlar daha çok okunuyor.
Aktüel Dergisi/Ürün Dirier