28 ŞUBAT SÜRECİNDEN SONRA CEMAATTEN AYRILMAYA KARAR VERDİM
-Bu kadar kendinizi hizmete adamışken Cemaat'ten ayrılmaya nasıl karar verdiniz? Bu kararı almanız zor oldu mu?
- 1997 yılında 28 Şubat süreci ile Gülen Cemaati'nde hızlı bir değişim yaşanmaya başlandı. İslami bazı konularda tavizler veriliyordu. Özellikle kızlarımızın başörtüsü konusunda duyarsız davranılıyordu. Bunun için Gülen'in ve Cemaatin yanlış tavırları ile ilgili eleştirilerimi açık olarak ortaya koymaya çalıştım. 1997 yılında "Sansürsüz Yazılar" isimli kitabım yayınlandı. O kitapta Zaman Gazetesi'nde sansürlenen yazılarım vardı. Ayrıntısına girmem çok uzun vaktimizi alır. O dönemde bazı şeyleri görmüş olmam nedeniyle Cemaatten ayrılmaya karar verdim diyebilirim özetle... 1999 yılının 21 Şubat'ında çalıştığım Zaman Gazetesi'nden fiili olarak ayrıldım. Yıllarımı verdiğim bir hareketten ayrılmak elbette benim için kolay olmadı ama bu ilkelerim açısından bu kararı almak zorundaydım. Pişman da değilim.
CEMAATİN %95'İ TEMİZ İNSANLAR, DİĞER %5'İ İSE ANADOLU İNSANINI BAŞKA YERLERE PAZARLIYOR!
- Cemaatteki eski arkadaşlarınız, dostlarınız, talebeleriniz hakkında bugün ne düşünüyorsunuz?
- Şunu açıkça söyleyebilirim. Cemaatin % 95'i gerçekten güzel insanlar. Yani sokaktaki insanlarla karşılaştırıldığında eli ayağı öpülecek insanlar. İslam için bir şeyler yapmak gayretinde olan insanlar. Fakat ne yazık ki % 95'i yöneten % 5'lik kesimde aynı ihlâsı ve samimiyeti görmek mümkün değil. Hizmetle ilgisi olmayan, bu işin çilesini çekmemiş insanlar, hizmet adına karar veriyor, kalem oynatıyor, fitne yayıyor, siyasete yön vermeye, polis-yargı darbeleri yapmaya çalışıyor. Gerçekten Anadolu insanının samimiyetini başka yerlere pazarlayacak derecede oyunlar oynanıyor.
POLİS VE ASKER HİZMETLERİNDE HÜCRE TİPİ YAPILANMA VAR
-Son üç aydır "Paralel Devlet" ya da "Paralel Yapı" gibi yeni bir kavram ile tanıştık. Nedir bu paralel yapı? Siz böyle bir yapının varlığına inanıyor musunuz?
- Hukuk sistemi dışındaki her türlü yapıyı "Paralel yapı" olarak kabul edebiliriz. Siyasetin riskini almadan, siyasete, devlet yönetimine yön vermeye çalışmak, yargıya, polise, bürokrasiye hakim olmaya çalışmak bu paralel yapının alametidir.
Cemaatin yapısına gelince, inkâr etseler de paralel bir yapılanma var. En tepede Fethullah Gülen, onun altında ülke imamları, şehir imamları, ilçe imamları ve benimde 33 yaşıma kadar yaşadığım dersane (Işık evler) imamları vardır.
Cemaatin bu tür yapılanması olunca ister istemez her birim kendi arasında teşkilatlanmaya başladı. Üniversiteler kendi aralarında, liseler kendi aralarında, askeri hizmetler, polis hizmetleri, adliye hizmetleri bunların her biri hizmet kendi içerisinde birimleşmeye başladı.
-Polis ve yargıda da durum aynı mı?
- O dönemlerde yapılanma şöyleydi; Her birim kendi içerisinde bir imamı var. Mesela diyelim ki polis kolejleri var, polis okulları var. Özellikle polis ve askeri hizmetlerde biraz hücre tipi yapılanma vardı. Zaten 1986 yılında bir gazete Gülen Cemaati ile ilgili manşetler atmıştı. O dönemde cemaat ciddi bir darbe yemişti. Ondan sonra daha ciddi bir hücre tipi yapılanmaya yönelim oldu. Yani bir hücre yakalanırsa öbür hücrenin haberi olmasın anlamında. Cemaate mensup bir eleman bir askerle ya da bir polisle ilgileniyordu. Bilemedin 2 polisle 3 polisle ilgileniyor ve aynı evi kullanmıyorlar, özellikle esnaf evleri kullanılıyor
PARALEL YAPININ KONTROLDEN ÇIKACAĞINI GÜLEN'E SÖYLEDİM
-Bu yapının ilerleyen yıllarda kontrolden çıktığını düşünüyor musunuz?
Bana göre Gülen Amerika'da kalmakla cemaatin yönetimini bir kısmını kaybetti. Kontrolü kaybettiği için Cemaat içindeki "Derin Damar" farklı gruplar oluşturdu. Bu farklı birimler zaman içerisinde büyüdü. Mesela ben 1996 yılında 40 maddeden oluşan "Cemaatin kırılma noktaları" diye bir rapor hazırlayıp Fethullah Gülen ve Cemaatin ileri gelenlerine göndermiştim. Bu raporda, cemaat içindeki gruplaşmaların birbirini dinlemediklerinden veya o yapıların başındakilerin enaniyetlerinin kuvvetlenmesinden dolayı ileride büyük problemler yaşayacağını söylüyordum. Nitekim de öyle oldu. O dönemlerdeki gruplaşmalar derin yapılara dönüştü.