Bunlar aslında kasım aralık gibi bu işi bitirmeye karar vermişler.. O zamanki planları Genç Parti üzerinden AK Parti'ye bir alternatif oluşturmak.. 50 kadar yandaş, 40 kadar dosya ve kaset şantajı ile 75 milletvekilini AK Parti'den kopartıp kendi partilerini kurup seçimleri erteleyeceklermiş..
Kendi oylarının %8 gibi olduğunu düşünüyorlar. %20-25 de ANAP'a oy veren liberal, sağ ve ılımlı sol, yani 4 eğilim'in oylarını alıp, %30-35 ile iktidar olmayı hesaplıyorlar..
Bu plan tutsaydı, Erdoğan, Davutoğlu, Hakan Fidan, Bülent Yıldırım içeride olacaktı bugün!
İddialarından vazgeçmiş değiller.. Ama deşifre oldular.. Abdullah Gül şimdi bunlara karşı daha mesafeli. Bülent Arınç da, kendine sunulan belgeleri gördükten sonra yorumları değişti. Zaten yakında bu belgeler mahkemeye sunulduğunda, Ergenekon davasından daha büyük bir dava ile karşı karşıya kalacağız gibi. Herhalde bu kez paralel yapının bir numarası olarak, bu kez Çetin Doğan'ın koltuğunda "Hocaefendi"yi oturtacaklar. O zaman malum Ananasçı işadamları hakkında, 28 Şubat'tan dava açılmadı ama, paralel devlet yapılanmasında yardım ve yataklık suçlaması ile bu beyefendiler hakkında dava açılır mı bilmiyorum..
ABD, İngiltere de gelişmelerden kaygılı. Evdeki hesap çarşıya uymadı çünki..
Şimdi sıkı durun, ayın ortalarına doğru, istifalar, operasyonlar, kasetler, dosyalar havada uçuşacak.. Ve tabii terör.. Bombalar patlayacak, AK Parti'den, Cemaatten, Alevi ve Kürt kesimden birtakım kişilere saldırılar olabilir..
Tabii bütün bunlar birilerinin hesabı. Son dakika ne olur bilmem. Ama ekonomiyi ve siyaseti krize sokacak, toplumu umutsuzluğa sevk edecek her yolu deneyecekler..
Maksat seçimleri zamanında yaptırmamak!
Bu planda iki ülke her şeyi ile ortada. İsrail ve Suriye!
Bu süreçte, özellikle 15 Şubat'tan itibaren Adana – Hatay hattına dikkat!
Askeriye ve MİT'teki birtakım talimatlar, paralel yapı tarafından izleniyor ve düzmece ihbar mektupları ile savcılık üzerinden paralel yapıya bağlı polisler tarafından MİT'e operasyon yapıyorlar mesela..
Bu polis şeflerine, daha güçlü bir şekilde geleceğiz, hak kaybına uğramayacaksınız, terfi ettirileceksiniz.. Bu yolun dönüşü yok gibi yüksek perdeden mesajlar veriliyor..
Her şey Peygamberin kontrolü altında zaten. Mesajlar yukarıdan geliyor..
Devlet, Kanada'dan ABD'deki karargahla yapılan konuşmaları bile dinleyebiliyor, ama tek dinleyemedikleri Hz. Peygamberle Gülen arasında ne konuştukları, hangi bilgilerin verildiği, hangi talimatların alındığı! Herhalde Peygamberimiz sadece Gülen'den bilgi almıyordur, başka şeyhler de var. Kendisi doğrudan da bilgi alıyordur herhalde. Bu tür şeyler fıkıh kitaplarında yazmadığı için bilmiyoruz. Ama dolaylı bilgi sahibi olunan bir konu, Peygamberimizin cemaat mensuplarının iki katı twitter atmaları talimatı, ki bu da hocaefendi tarafından destekleniyor.. Meleklerin de devreye girip twitter atıp atmadıklarını da bilmiyoruz..
Bunlar darbeyi kafaya koymuşlar. Gözlerini karartmışlar. Bu yolda ellerinden gelen ne varsa yapmaya hazırlar ama, deşifre olduktan sonra arkalarındaki güçler paniklediler. Kendi tabanlarında da ciddi bir çözülme yaşanıyor..
Dün operasyon yapan polisler, bu işler yoluna girdikten sonra terfi etmeyi bekliyorlardı. Savcılar Adalet Bakanlığı'nda üst görevlere gelme hayali kuruyorlardı.. Zaten görevden alınsalar bile yargı yoluyla geri döneceklerdi. Mübaşirden, gardiyana hepsi örgütlenmiş ve eğitilmişti.. Manevi bir destek de vardı. Uluslararası bir destek de sözkonusu idi.. "Başarısızlık" diye bir şey, ihtimal olarak bile yoktu..
Ama sonuç ortada.. Bu işler buraya kadar! Şimdi bu okullardan mezun olan çocuklarına kariyer ve gelecek endişesine düşmeye başladılar.. Şimdi işin bir başka trajik yanı çıktı ortaya. Başarılı çocuklara şartlı kredi verdikleri onları kendilerine itaate mecbur bıraktıkları, kariyer planlamasında sınavlarda, soruların cevap anahtarlarının kendilerine iletildiği ve personel alımlarında kayrıldıkları, bazı öğrencilerin devam etmedikleri derslerden bile en yüksek puanlarla ödüllendirildikleri anlaşılıyor..
28 Şubat suçüstü edilememişti. 17 Aralık darbe girişiminde paralel yapı suçüstü oldu!
Şimdi ileri gidecek mecalleri kalmadı. Geri de gidemiyorlar.. Bir post modern darbe girişimi daha oldu ve bu kez başlarken bitti.
Taban ciddi anlamda bir teolojik travma yaşıyor.. Esatirin keşfi içi boş bir kehanete dönüştü.. Uydurulan din algısının ise ustalıkla hazırlanmış bir tuzaktan başka bir şey olmadığı görüldü.. Kariyer ve servet uğruna camiaya yaklaşanlar ise şimdi yakalarını nasıl kurtaracaklarının derdindeler..
Geçmiş günlerin yaşanmış, kutsanmış hatıraları bir anda aldatılmışlık duygusu ile yer değiştirmeye başladı. Gelecek hayalleri yıkıldı.. Bu insanların inançları ile oynanmıştı çünki.. Bugün ise iktidar hesapları yaparken, kahramanlık hikayeleri anlatılırken, ihanetle suçlanmaya başladılar ve gelecek endişesine, sahip oldukları maddi ve manevi imkanların bir anda kaybedilmesi korkusuna kapıldılar..
Rüya bitti, Cenneti hayal ederken bir kâbusa uyandılar.. Mehdi, Mesih, Deccaliyet derken, şimdi o örümcek ağına benzeyen kozmik planlar ve iç içe geçmiş uluslararası örgütsel yapı ne oldu! Sahi Sünni dünyanın yeni rol modeli şimdi kim olacak. Temas kurdukları başka "cemaat" yapıları var da, kim bundan sonra bu işe cür'et edebilir ki!
Haydi, şimdi Amerika, Vatikan, İsrail kurtarsın bakalım kendilerini..
Ha! Sahi, Hacı Boydak'tan özür bekliyorum ya da dün söylediklerini bugün de tekrarlayabilir mi? Yoksa onunda mı ses kaydı var! Ya da korktuğu başka bir şey mi?
Selâm ve dua ile..