Başbakan Erdoğan, Zaman gazetesinde çıkan ve AK Parti'nin oyunu yüzde 36.4 olarak gösteren anket hakkında ne düşündüğü sorulunca...
Cevabına bir karşı soruyla başladı: "Sen bu ankete inanıyor musun?"
Sonra da kendi elindeki anket sonuçlarını okudu:
"AK Parti: Yüzde 47.27,
CHP: Yüzde 28.5,
MHP: Yüzde 14.4,
BDP: Yüzde 5.9..."
Erdoğan'ın asıl vurucu cümleleri ise bence şunlardı:
"Bu anketin adı paralel yapı firmasının anketidir. Bunlar duymaz uydururlar, dert başka. Bunlar kendilerine göre bu ülkede bir irade oluşturabileceklerini zannediyorlar.
Bunu oluşturamayacaklar."
Evet. Son zamanlarda böyle bir durum baş gösterdi: Parti oylarıyla ilgili bir anket olduğu söylendiğinde... İlk öğrenmek istediğimiz şey; veriler değil, anketi hangi şirketin yaptığı oluyor.
Önce şunun altını çizeyim: Bir anket bilimsel titizlikle yapıldığı takdirde nispeten ufak bir yanılma payı ile gerçeği yansıtır.
Ama bizde böyle değil. Şu anda rahmetli olmuş bir "araştırmacı"... Bir zamanlar parti parti dolaşır, "Şu kadar milyon dolar verin, sizi birinci göstereyim" derdi... Yüz bulamayınca da, 50-100 bin dolarlara kadar "indirim" yapardı.
Bu kara piyasa, gerçekten bilimsel yöntemlere bağlı kalarak çalışan anketçilerin değerli emeğinin çöpe gitmesine yol açıyor.
Bir siyasi parti liderinin seçim anketleri konusunda nasıl davranması gerektiğini bence yüzyıllar önce Cengiz Han söylemiş: "İyi haber getireni öldürün."
Öyle ya... İyi haberi ne yapalım? Kötü haber tez gelsin ki tedbir alabilelim.
Bütün bunları bildiği için işini şansa bırakmıyor Başbakan, birkaç şirketle birden çalışıyor. Seçimden sonra da hesap soruyor. Doğrusu da bu zaten...