Malezya Uluslararası İslam Üniversitesi'nde konuşan Başbakan Erdoğan, Türkiye'de üniversitelerde zamanında çok zorluk yaşandığını, gençlerin engellemelere maruz kaldığını hatırlattı. "Üniversitelerimizde baskı artık kalmadı" diyen Erdoğan, "Mahzun olmayın. İnanıyorsanız, muhakkak üstünsünüz. Bizim ölçümüz budur" ifadelerini kullandı.
Erdoğan'ın konuşmasından öne çıkanlar şöyle:
"İnanıyorsanız üstünsünüz"
Üniversitelerimizdeki baskı artık kalmadı.
İlahi mesaj "Her zorlukla birlikte kolaylık vardır" diyor. Türkiye'de bizim genç üniversite öğrencilerimiz işte bunu iliklerine kadar yaşadılar.
Yine ilahi mesaj şunu söylüyor: Mahzun olmayın. İnanıyorsanız, muhakkak üstünsünüz. Bizim ölçümüz budur.
Türkiye'nin gençleri bunu başardılar. İnançlarından dolayı kendilerine yönelen zulme sabrettiler ve nihayetinde zaferi elde ettiler.
Bu hayra dönüştü. Birçok gencimiz Malezya'ya geldi okudu. Avrupa'ya, Amerika'ya gitti. İşte 11 yıllık gelişimimizde bu gençlerin çok etkisi oldu.
Demek ki inançlar bilimin önünde bir engel değilmiş. Önemli olan zihninizin içindekidir.
Malezya'nın 2020 hedefleri var. Bizim de 2023 hedeflerimiz var.
Malezya'nın 2020 hedefleriyle 2023 hedeflerinde müşterek yanların olduğunu gördü.
2023 hedeflerine ulaşacağımıza ben yürekten inanıyorum.
Bilimin temelinde özgürlük vardır. Özgürlüğün olmadığı yerde bilim olmaz. Orada insanlara yarar sağlayacak sonuçlar çıkmaz.
Bağdat bizim ortak medeniyetimizin önemli bir merkeziydi. Isfahan, Gırnata, Kahire, Semerkand, İslamabad bizim ortak medeniyetimizin bilim merkeziydi. Bu İslam merkezlerinde üretilen bilim bugün dünyaya ve pozitif bilime yön veriyor.
Bugün Malezya'dan yola çıkarak develer atlar üzerinde İspanya'ya gidemezsiniz. Liman ne yazık ki sizi İspanya'ya götürecek kadar güvenli değil. Vize almadan sınırları geçebilmek mümkün değil ancak düşünün ki 14. yüzyılda İbn Batuta yola çıkıyor, Afrika'ya geçiyor, Türkiye'yi geziyor, Maldivler'e gidebiliyor ve buradan yeniden Tunus'a dönebiliyor.
İbn Arabi Endülüs'ten yola çıkmış, Anadolu'da büyük alimlerle buluşmuş ve Şam'da vefat etmiştir.
Farabi Türkistan'dan Bağdat'a gelmiş, orada yaşamıştı.
Mevlana Konya'ya gelmiş, orada vuslata ermişti.
Nice ilim sevdalısı ömrünü ilme adıyordu.
"Birlikte duvarları yıkalım"
Biz geçmişimizle övünürüz ama övünmekle yetinmeyiz. Oradan dersler çıkarır, adımlar atarız.
Önce birbirimize güveneceğiz. Geçmişte yaptığımızı bilecek, yine yapabileceğimize yürekten inanacağız.
Gönüllerimiz arasına örülmüş duvarlar var. Bu duvarları hep birlikte yıkacağız.
Kendi halkına zulmeden devlet anlayışını elimizin tersiyle itecek, özgürlükleri olabildiğince genişleteceğiz.
Bütün bu coğrafyada dayanışmayı tesis edeceğiz. Malezya'nın son 30 yılda eğitim alanında attığı adımları takdir ettiğimizi belirtmek isterim. Bütün Malezya İslam ülkeleri arasında müstesna bir yere sahiptir.
Malezya'nın bundan sonra da büyüme trendini devam ettireceğini biliyorum. Biz Malezya'yı uzakta bir ülke olarak görmüyoruz. Ne Türkiye Malezya'ya uzaktır, ne de Malezya Türkiye'ye uzaktır.
Türkiye sizin ülkenizdir. Ortak çalışma yapmak için Türkiye her zaman hazırdır. Ufkumuz, enerjimizi birleştirdiğimiz zaman ortaya çok parlak başarılan çıkacağını biliyorum.
Türkiye'de son 11 yılda 99 yeni üniversite kurduk. Üniversitelerimizde dost ve kardeş ülkelerden gelen öğrenci sayısı kat kat arttı. Malezyalı kardeşlerimizi Türkiye'de görmekten mutluluk duyarız.
İlmin sınırları olmaz. Aynı medeniyetin mensupları olarak ilmi paylaşmak konusunda ne gerekiyorsa bunu yapmak zorundayız. Geçmişin ihtişamlı ilim şehirlerinin yeniden inşa edileceğini gönülden inanıyoruz. İlmin rehberliğinde aydınlık yarınları birlikte inşa edeceğiz. Dönemsel krizlere takılmayacağız. Sabredecek, ilimli aydınlanmış günlere kavuşacak ve o zaman da inşallah hamd edeceğiz.
Allah'a sizleri emanet ediyorum...