Türk insanını tehdit eden ciddi sağlık sorunlarından biri aslında tiroit. Memleketimiz, dünya sıralamasında en çok tiroit sorunu görülen ülkeler sıralamasında başa güreşiyor. Teşhis konmamış, hasta olduğunu bilmeyenlerin sayısı da cabası. Peki tiroit hastalığının bu kadar çok görülmesinin nedeni ne?
İyot eksikliği (Türkiye'nin dört bir yanı denizlerle çevrili olmasına rağmen) ilk neden; ardından stres ve genetik geliyor. Ayrıca neredeyse kadın hastalığı diyebiliriz tiroide. 100 tiroit hastasının 80'i kadın çünkü. Nedenini Dr. Yazıcı açıklıyor: "Çünkü kadınların hormon sistemi daha komplike. Erkeklerde hormon sistemi ergenlikte değişime uğruyor, sonra 100 yaşına da gelse çok hafif değişimlerle devam edebiliyor. Kadınlardaysa ergenlik, hamilelik ve menopoz dönemi var. Hepsinde hormonlar alt üst oluyor ve buna psikolojik faktörler de eklendiğinde tiroit bezi hemen bundan yararlanıyor."
Tiroit sadece fiziksel değil, psikolojik olarak da etkiliyor hastayı. Dr. Dehan Yazıcı'ya göre tiroitle psikoloji arasında "tavuk-yumurta" ilişkisi var. İkisi de birbirini bozabiliyor ve çığ gibi büyüyerek güçlenebiliyor. "Psikolojiyle bu kadar doğrudan ilgisi olabiliyor. Hastayı izlerken psikolojik dünyasını tek tek sorar, anlatmasını isterim. Görüşmediğimiz dönemlerde ani bir üzüntü yaşarsa haber vermesini tembih ederim. Psikolojisiyle ilgili izlenimlerimide özel not olarak düşerim dosyama."
"İlişkiye kara kedi gibi giriyor"
Tiroit, psikiyatr ile tiroit uzmanınınişbirliği içinde çalışmasını gerektirenbir hastalık. Psikiyatr Prof. Dr. Tarık Yılmaz, "Tiroit testi, rutin tetkiklerimiz arasındadır" diyor ve ekliyor: "Hipotiroit ve hipertiroidin ortak noktası depresyona yol açmaları. Sıklıkla depresyon görülüyor. Majör depresyon hastalarının yüzde 5-25'inde tiroit fonksiyonu bozukluğu görülüyor. Ama en sık huzursuzlukla beraber giden depresyonlarda hipertiroidi görüyoruz. Hipotiroitte isteksizlik, bıkkınlık, enerji azlığı, karamsarlık ağır basıyor. Ayrıca bu kişiler depresyona çok yatkınlar. Şizofreni veya benzeri paranoid tabloların eşlik ettiği kimselerde de tiroit fonksiyonları önemli rol oynuyor. Çok dikkat etmek gerek."
Her türlü tiroit sorununun psikolojiyi etkilediğini ve kadınlarda çok sık görüldüğünü düşünürsek akla şu soru geliyor:
Acaba tiroit, kadın-erkek ilişkilerine de sekte vuruyor mu?
Prof. Dr. Tarık Yılmaz, "Şüphesiz" diyor, "hipertiroidi olan kişi, huzursuz, gergin ve tahammülsüzse, sebebini de bilmiyorsa başka faktörlere bağlama eğilimindedir. Bu, ilişkilerde problem çözme becerilerini olumsuz etkiler. Küçük sayılabilecek bir sorun, hastanın tahammülsüzlüğü nedeniyle büyür, problem çözme becerisini kullanamaz. Çok tepkiseldir; partnerine tepkisel yaklaşır. Partneriyse, haksızlığa uğradığını düşünür; hep gergin biriyle beraber olmanın getirdiği sıkıntıyı yaşar, problemi üstüne alınır. Anlaşılmadığını, sevilmediğini düşünür. Halbuki partnerinin kontrol edemeyeceği, fiziksel problemden kaynaklanan bir sıkıntı olduğunu bilse, 'Eşimin tiroit hormonları yükseldi, tedaviye başlayınca rahatlayacağız' diye baksa ilişkiler rahatlar. Mesela yoğun bir ilişki sorunuyla gelen bir çiftte çok gerginlik vardı. Ayrılma noktasındaydılar. Kadında ciddi bir hipertiroit ortaya çıktı. Tedavi ilişkiye oldukça rahatlama getirdi. Ek olarak eş terapisi yaklaşımıyla kalan problemi çok kolay hallettik."İyisi mi, partnerinizde ortaya çıkan ani psikolojik değişimleri üstünüze alınmak yerine, bir nükleer tıp uzmanından kendisi için randevu alın.
HİPOTİROİT SORUNU YAŞADIĞINI BİLMEYENLERE…
Prof. Dr. Tarık Yılmaz: "Sürekli halsiz, enerjisi olmayan, isteksiz, bitkin, yaşam enerjisi azalmış biriyle beraber olmak da partner için bir yük. Bu durum ilişkide yaşanacak tempoyu, uyumu, ilişkinin melodisini söndürür. Bu da dolaylı yoldan ilişkiyi olumsuz etkiler. Kişi mutsuzum diye yakınır, mutsuz hisseder. Buna bağlı olarak da sıkıntı ve huzursuzluğu artar, kendine güveni azalabilir. İstek gelmez, çünkü performans düşer. Performans düşünce ilişki olumsuz etkilenir. Kısırdöngüyü tetikleyen bir yaklaşım söz konusu."
Dr. Dehan Yazıcı: "Tiroit nedeniyle hastanın psikolojisinin bozulması, aşırı tembel ve sinirli olması, sürekli uyuklaması, cinsel fonksiyonlarının azalması ve infertilite (kısırlık) olması, bir ilişkiyi etkilemeye ziyadesiyle yeter."
Davranış Bilimleri Enstitüsü yetişkin ve Aile Danışmanlık Merkezi'nden uzman psikolog Serkan Özgün: "Tiroit, çiftlerin arasına hınzırca giren bir kara kedi. Ülkemizde bu konuda sosyolojik etkisi üzerine herhangi bir istatistiksel çalışma yok ve ilişkilerin tiroit tedavisi başladıktan sonra bile düzelmesi zor olabilir. Çift kavga etmeyi bıraksa bile, uzun süre edilen kavgaların ilişkide bıraktığı ciddi bir hasar var. O hasarı tamir etmek çok zor. Ayrıca hipotiroit'te görülen cinsel isteksizlik de ilişkiyi çok etkiliyor."