Türkiye'nin Başbakanı Tayyip Erdoğan'ın gücünü erozyona uğratmak için yeni stratejiler oluşturuluyor: Savcılar, partinin destekçileri ve bakanları tek tek araştırılıyor. AK Parti'nin eski müttefiki İslamcı Gülen Hareketi Ak Parti ve destekçilerine karşı açtığı savaşta güçlü bir düşman olarak görülüyor.
Aktuel.com.tr
Ak Parti hükümeti yaptığı bir çok değişim ve yenilikle yeni bir ülkenin inşası için bir çok karar, darbeye ve güce meydan okumuşken yeni bir güç mücadelesi ile karşı karşıya kaldı. Recep Tayyip Erdoğan ile yaşlı vaiz Fetullah Gülen'in karşı karşıya gelmesi İslam çevreleri arasında bir bölünmeye neden oldu.
Bu anlaşmazlığın yarattığı sonuçlar kuşkusuz sadece Türkiye'de hissedilmeyecek. Tayyip Erdoğan hükümetinin genç Gezi protestocuları, laik-milliyetçi muhalefetlere karşı verdiği mücadele sona ermişken karşısında Gülen'i bulması sonucunda neler olacağı tüm dünya tarafından merakla takip ediliyor.
Bu iki gücün mücadelesi sonucunda kirli bazı oyunların oynandığı söylenebilir. Hakan Şükür'ün AK Parti'den istifası sonrasında gelişen olaylar, bakanların oğullarının ve savcıların tutuklanması, Hakan Şükür'ün Gülen ile hükümetin geldiği bu noktada AK Parti'yi suçlaması da göz ardı edilecek gibi değil.
Gülen İslamcı bir darbeci mi?
Fetullah Gülen dünya çapında 140 ülkede, takipçileri, okulları, medya evleri, bankası, hastanesi olan bir güce sahip. Resmin bütününe bakıldığında Türkiye'de iki güç hakim ve bazı noktalarda anlaşamasalar da bir ortaklık içindeler. Gülen ve Erdoğan arasındaki bu ilişki 2002 seçimlerinden sonra bir ortaklık içinde yürüyeceğine hizipçilerin ortaya çıkması ve yaşanan anlaşmazlıklar ile taraf olma yoluna gitti.
Gülen ile Erdoğan hükümeti arasındaki ilk ciddi ayrılık sinyalleri Gezi olayları sırasında gerçekleşti. Pensilyanya'dan konu hakkında demeç veren Gülen, hükümete karşı eleştiride bulundu ve Erdoğan'ı saldırgan söylemi yüzünden eleştirdi. Bu konu ile ilgili Başbakan'a karşı propaganda haberleri Zaman gazetesinde yer aldı.
Daha sonra gerçekleşen eğitim merkezlerine yönelik uygulama iki taraf arasındaki ilişkileri kopma noktasına getirdi. Bu kararın bir savaş deklarasyonu olarak ele alanlar bile oldu. Bunun üzerine hükümetin yumuşak karnına Gülen tarafından medya da kullanılarak güç müdahalesinde bulunuldu. 2014 Mart ayında yapılacak yerel seçimler, Ankara'nın Sultan'ı ile Pensilvanya'nın yaşlı vaizinin güç mücadelesinin bir sonraki raundu olarak görülüyor.