Taraf gazetesinin 'Gülen'i bitirme planı' iddiasıyla yayınladığı 2004 yılına ait Milli Güvenlik Kurulu (MGK) tavsiye kararı ve Fethullah Gülen'in 'Kolumuzu kanadımızı kırdılar' sözlerinin aksine, 28 Şubat'ın dini gruplara yönelik baskı uygulamalarına son veren, AK Parti hükümetleri oldu. 28 Şubat sürecinin hâlâ etkisini sürdürdüğü dönemde MGK kararlarıyla hayata geçirilmeye çalışılan baskıcı uygulamaların içi, AK Parti iktidarının ilk yıllarından itibaren Başbakan Erdoğan'ın talimatıyla boşaltılarak etkisiz hale getirildi. 2004 yılında dini gruplara baskı 'tavsiyelerini' dinlemeyip buna ilişkin hiçbir uygulamaya girişmeyen hükümet, 'irtica' söylemli MGK kararlarını 14 Aralık 2010 yayımladığı bir genelgeyle de tümden kaldırdı. Post-modern darbe sürecinde alınan kararların uygulanıp uygulanmadığını kontrol amacıyla kurulan Başbakanlık Uygulamayı Takip ve Koordinasyon Kurulu (BTUK) da aynı genelgeyle birlikte tarihe gömüldü.
PLAN ECEVİT DÖNEMİNDE
MGK'da dini gruplar ve cemaatlere yönelik alınan takibat kararları, iddia edildiğinin aksine AK Parti döneminde değil, Bülent Ecevit'in Başbakanı olduğu Anasol-M hükümeti döneminde hayata geçti. Daha çok 28 Şubat etkisindeki askerlerin baskısıyla 28 Nisan 2000 tarihinde MGK gündemine sunulan 'İrticayla Mücadele Eylem Planı', dönemin Başbakanı Ecevit tarafından 18 Mayıs 2000'de onaylanarak yürürlüğe girdi. Böylelikle dindar kesime karşı uygulanacak 'baskı stratejileri' hayata geçirildi. MGK kararlarının takibini ise Ecevit döneminin Başbakanlık Müsteşarı Ahmet Şağar yaptı. Müsteşar Şağar, altında Ecevit'in ve dönemin bakanlarının imzası olan eylem planını ilgili kurumlara iletti. Bu doğrultuda Ecevit hükümeti, kamu kurum ve kuruluşlarından irtica raporlarını liste halinde BTUK'a göndermelerini talep etti. İlgili emir yazısı ise 27 Haziran 2000 tarihine ait.
ÖMER DİNÇER UYGULAMADI
AK Parti'nin iktidarda olduğu 28 Ekim 2004 tarihinde ise Başbakan Erdoğan'ın müsteşarı Ömer Dinçer, 27 Haziran 2000 tarihli Müsteşar Ahmet Şağar imzalı talimatın aksine, 28 Şubat uygulamasını hafifleten talimatı yayınladı. Dinçer, dindarların, cemaat ve grupların 'hedef kitle' olarak takip edilmesinin önüne geçen bir karara imza attı. Dinçer bununla da yetinmedi; dindarlar üzerinde baskının kaldırılmasını istedi. Dinçer, yetkililere 'Sadece 'şiddete bulaşan' terör gruplarını BTUK'a bildirin' talimatı verdi. 28 Şubat sürecinin mütedeyyin vatandaşları fişleyen 'irtica' anlayışına neşter vuran Ömer Dinçer, takibatın yalnızca 'şiddete bulaşan terör gruplarına' yapılmasını sağladı.
İKİNCİ TALİMAT GELDİ
Bülent Ecevit dönemi müsteşarı Ahmet Şağar'ın imzaladığı 27 Haziran 2000 tarihli talimatta, 'dindar kesimin irticai faaliyetler kapsamında takibi' istenmişti. Ömer Dinçer imzalı 17 Mart 2005 tarihli ikinci talimatta ise önceki talimatın kapsamı iyice daraltılarak 'selefi çizgide olan radikal grupların takibi'ne dönüştürüldü. Bundaki amaç ise ilk başta, 'canlı bomba eylemlerinin önüne geçmek'ti. Ecevit döneminin Ahmet Şağar imzalı emri yurtdışındaki vatandaşların da fişlenmesini isterken Dinçer ise 'gurbetçi vatandaşların dini duygularını kaybetmemeleri ve asimilasyona uğramamaları için yapılması gerekenler'i sıraladı. Vesayetçi anlayışı sona erdiren AK Parti hükümetleri döneminde 2 bin 800'ü aşkın kanun ve yönetmelikte 'darbe temizliği' yapıldı.
28 Şubat'ın hüküm sürdüğü dönemde 1999 ve 2000 yıllarına ait Bülent Ecevit imzalı belgelerde MGK kararlarının uygulanması isteniyor. Bu talimatlar Başbakan Erdoğan'ın emriyle tümden kaldırıldı.
ECEVİT'İN PLANINA ERDOĞAN SON VERDİ
28 Nisan 2000 MGK'sında alınan karar gereği dönemin Başbakanı Bülent Ecevit'in 28 Mayıs 2000'de imzalayıp yürürlüğe soktuğu 'İrtica Faaliyetlere Karşı Yürütülecek Mücadele Stratejisi Eylem Planı' belgesini, AK Parti iktidarı ortadan kaldırdı. 28 Şubat'çı anlayışın ürünü vesayet belgesi Başbakan Erdoğan'ın talimatıyla 13 Aralık 2010'da tarihe karışırken, bundan bir gün sonra ise, yani 14 Aralık 2010'da 'strateji eylem planına bağlı tüm uygulamaların son bulmasına' karar verildi. Başbakan Erdoğan'ın imzasının bulunduğu 'Gizli' ibareli talimatta, 28 Şubat dönemi MGK toplantılarında alınan kararların, dönemin başbakanlarının imzaladıkları ve bu konuda kararlara uyulması yönünde gerekli devlet birimlerine kendi imzalarıyla gönderdikleri genelgelerin, emirlerin, talimatların, her türlü eylem planının yürürlükten kaldırıldığı bildirildi. Dosyada dönemin Başbakanları'nın yürürlükten kaldırılan talimatları da tek tek eklendi.
HİÇBİR BASKI YAPILMADI
Başbakan Erdoğan'ın Siyasi Başdanışmanı ve AK Parti Ankara Milletvekili Yalçın Akdoğan, 2004 yılındaki MGK kararına ilişkin 'Bu MGK kararı, yok hükümdedir. AK Parti, bununla ilgili hiçbir adım atmadı' dedi. Belgedeki talimatlara ilişkin hiçbir işlem yapılmadığını vurgulayan Akdoğan, 'Haberlerin bu MGK kararıyla hiçbir ilgisi yok. Bunlar 2001 yılında, yani AK Parti'den önce belirlenmiş olan irtica ile mücadele planları' ifadelerini kullandı. Başbakanlık Takip Kurulu'nun (BTK) kaldırıldığını, MGK'nın da yapısının değiştirildiğini hatırlatan Akdoğan, 'Birileri 'AK Parti, Türkiye'yi muhafazakarlaştırıyor' diye yaygara yaparken, birileri de AK Parti sanki muhafazakar kesime karşı birtakım girişimlerin içindeymiş gibi bir görüntü oluşturmaya çalışıyor. Bu son derece yanlıştır' diye konuştu.
BİZ GÜNDEME GETİRMEDİK
Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, 'MGK'nın gündemine bu konu, hükümetimiz tarafından getirilmemiştir. Dönemin Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer gündemi oluşturmuş ve gündemde yerini almış, orada bir değerlendirme olmuştur. Sanki gündeme AK Parti Hükümeti getirmiş gibi bir değerlendirme yapılıyor. Fevkalade yanlıştır' dedi. Yozgat'ta açıklamalarda bulunan Bozdağ, Taraf gazetesinin olayları çarpıttığını belirterek, 'Biz bu konuda bir adım atmadık dedik, 'bak işte hükümet yalan söylüyor' diyerek büyük bir çarpıtmayı ortaya koydu' diye konuştu.
ORADA OLSAM İMZALARDIM
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin, 2004'teki MGK kararına ilişkin, 'Atina'da bulunduğum için kararın altında imzam yok. İsmimin üstünde 'bulunamadı' yazıyor. Eğer orada bulunsaydım o kararın altına ben de imza atardım' dedi. Karabük'te açıklamada bulunan Şahin, 'O dönemde Türkiye'de nasıl bir vesayet rejiminin hüküm sürdüğünü unutmayın. MGK'da 4 saat konuşuluyorsa bunun 2.5 saati irtica tehditleri üzerineydi. Büyük çoğunluğunda 'irticayla nasıl mücadele ederiz, yurtdışındaki Türk okullarının sayısını nasıl yok ederiz' hep bunlar konuşulurdu. MGK tavsiye kararlarını hükümete havale ederdi. Hükümet de bunu aldı ve hiçbir işlem yapmadı. Bu belgeleri arşive kaldırdık' ifadelerini kullandı.
YENİ ŞAFAK