Berivan Tapan/Aktuel
"Futbol asla sadece futbol değildir" demişti Simon Kuper. Bugün tribünler de yalnızca maç izlenilen yerler değil artık… Topun çim sahaya değmeyen kısmı bir nevi tribünlerin siyasetini de ele veriyor. Taraftar grupları, gündemden en çok etkilenen kesimlerin başında geliyor. En son Gezi Parkı olaylarında da kimi taraftar grupları alanlara çıktı. Peki, kim bu taraftar grupları?
İşçi sınıfı sporu olarak doğan 150 yıllık bu oyun için kullanılan "Futbol sahalarına siyaset bulaştırmayalım" şeklindeki ezber cümle, dünyanın hiçbir yerinde gerçekleşemedi. Türkiye'nin üç büyük takımı olan, Fenerbahçe, Galatasaray ve Beşiktaş taraftarları da siyasetin tribünlerin tam da merkezinde olduğunu kanıtladı hep…
Konuyla ilgili görüştüğümüz 'üç büyük'lerin taraftar grupları, Aktuel.com.tr'ye kim olduklarını, tribün savaşlarını anlattı.
FENERBAHÇE:
Takımın taraftar gruplarının başında Genç Fenerbahçeliler, Kill for you, 1907 UNİFEB, 12 numara, Grup CK, Antu/Fenerlist, Eurofeb, Esenler grubu, Cefakar Kanaryalar geliyor. Öte yandan daha az sayıda kişiden oluşsa da etkili İspanyolca'da "İyi gidiyoruz" anlamına gelen Vamos Bien ve Sol Açık gibi taraftar grupları da mevcut. Diğer takımlara oranla daha çok sayıda taraftar grubuna sahip olmasının önemli nedenlerinden biri de Fenerbahçe'nin en çok taraftara sahip olmasından kaynaklanıyor. Öte yandan, İstanbul'un yüzde 31.9'u da FB'li…*
Şükrü Saracoğlu Stadı'nda oynanan Fenerbahçe Elazığspor maçında Gezi sloganı atan 'Sol Açık' ile Genç Fenerbahçeliler grubu arasında yaşanan kavga da, hangi grubun hangi siyasi çizgiye yakın olduğunu açıkça gösterdi. Genç FB'lilerin daha çok muhafazakar-sağ kanatta olduğu söyleniyor.
ÖDP'ye yakın oldukları söylense de bu iddiayı reddeden Sol Açık Taraftar Grubu'ndan Sevgi İlgezdi, "futbola siyaset karıştırılması" ile ilgili düşüncelerini şu sözlerle açıkladı:
"Tribünler apolitik olsun isteniyor. Ama asıl tribünlerden beklenen, siyaset yapılmaması değil muhalefet yapılmaması… Biz Sol Açık olarak zaman zaman siyasi bir partinin uzantısı olmakla eleştiriliyoruz. Ama bu gerçek değil. Yönetimimizde birçok farklı siyasi fraksiyondan insan mevcut. Dünyaya soldan bakıyoruz ve bunu da söylüyoruz ancak herhangi bir siyasi oluşumla birlikte hareket etmiyoruz. Sol Açık olarak hegemonyaya karşıyız."
-Neden farklı bir grup olarak yola çıktınız?
Çünkü iki saat dahi olsa tribünde kafatasçının yanında oturmak istemiyorum. O kişinin sırf FB'li olması yetmiyor. Bu nedenle alternatif bir grup olarak ortaya çıktık. Ve bu grup içerisinde nabzımız atıyor. Şu anda tribünde 150 kişilik bir grubuz. Zaten yönetim ve taraftar grupları arasındaki süren gerginlik nedeniyle birçok taraftar grubu tribünden çekildi. Taraftar, yönetim tarafından göz ardı edilmemeli.
-E-bilet uygulaması ile ilgili ne düşünüyorsunuz?
e-bilet uygulamasına karşıyız. Çünkü bu bilet uygulamasında vatandaşlık numarası isteniyor. O koltukta bir şey olursa, direk siz sorumlusunuz. Futbol bir coşku olayıdır. Benim istediğim şekilde oturacaksın, senden memnun kalmazsam vatandaşlık numarandan seni cezalandırabilirim demek aslında e-bilet olayı. Bir yandan da özel güvenlik yerine çevik kuvvetlerin devreye sokulmak istenmesi de karşı olduğumuz bir diğer konu. Geçenlerde yapılan operasyonda da toplu biletlerle ilgili güç savaşı var. Birçok olay, sanılanın aksine aslında bu gerçeğin arkasında saklı.
-Gezi'de alanlara çıkan taraftar grupları solcu, çıkmayanlar sağcı olarak nitelendirildi. Siz Gezi'ye nasıl bir yapılanmayla geldiniz?
Öncelikle Gezi otonom bir refleksti. Toplumdaki her muhalif grup gibi biz de kendimizi Gezi'de bulduk. Birdenbire olan bir şeydi. Örgütlü olarak gitmedik. Futbolu seviyoruz, renkleri seviyoruz ama aynı zamanda emekten yanayız, cinsiyetçiliğe karşıyız.
GALATASARAY:
Fransız ekolünden gelen Galatasaray'da Jöntürk anlayışının devam ettiğini söylemek mümkün.
Takımın şu anda iki taraftar grubu var. Biri Tekyumruk diğeri ise Ultraslan. Özellikle Arena'nın açılışında yaşanan protestolar, iki taraftar grubunun siyasi çizgileri konusunda önemli bir veri sunuyor. Ultraaslan'ın milliyetçi -muhafazakar, Tekyumruk'un ise sol düşünceye sahip olduğu biliniyor.
Özellikle Eski Açık tribünün önemli grupları, Parçalı, SultanS ve Karşı ile birlikte Ölümüne ve Hell –zehir zemberek bildiriler yayımlayarak- ya kendilerini feshettiler ya da uA çatısından ayrıldılar. Gidenler arasındaki en sert tepki ise 'Ölümüne' grubundan geldi. Kulüp üyesi de olan Timur Kuban şöyle diyordu: "Ya biat kültürüne ayak uyduran ultrAslan gibi davranacağız ya da bu işi bırakacağız."
Ultraaslan'ın daha çok milliyetçi –sağ bir grup olduğu algısı hakim. Ancak Ultraaslan sözcüsü Veysel Girey, "Taraftar grubunun görüşü olmaz" diyor.
Tek Yumruk adlı sol taraftar grubunu anımsattığımızda ise, Girey, "Tek yumruk 15 kişilik bir grup. Tribünlerde de yok zaten. Ben görmedim. Aktif olmayan bir grup. Zaten kendilerini de 'arkadaş grubuyuz' diye tanımlıyorlar" diye konuşuyor.
-Tribünlere siyaset karıştığı iddialarıyla ilgili ne düşünüyorsunuz?
Taraftar, takımıyla ilgili şov yapar ve takımına destek olur. Siyaset yapmak isteyen, siyasi bir partiye gider orada siyasetini yapar. Hiçbir taraftar bir cemaate de ya da partinin uzantısı gibi davranamaz tribünde. Çünkü bu yapılırsa o zaman taraftar gruplarının birleştirici bir özelliği kalmaz. Turnikelerde geçince her şeyi orada bırakmak gerek. Örneğin, tribün liderlerinin hepsi farklı ideolojilere sahip kişiler. 12 milyonluk bir taraftar grubumuz var. Bunun 3 milyonunun tarikatçı ya da solcu olmasına imkan yok.
-Gezi olaylarına Tekyumruk grubunun yanı sıra Ultraaslan da destek verdi…
Geziden önce Tekyumruk adlı grubun varlığından bile haberdar değildik. Medya da bunu kaşıdı. Ama söylendiği gibi Ultraaslan Gezi'de yoktuk. Tekyumruk adlı grubun yalnızca bir internet sitesi var. ama etkisizler. Kısacası muhatap alacağımız bir taraftar grubu yok. Bizi bölmek öyle kolay değil.
BEŞİKTAŞ:
Çarşı, Beşiktaş'ın en bilinen ve en kalabalık taraftar grubu. Tribünlerde de ağırlığı hissedilen Çarşı, bir taraftar grubu olmaktan öte siyasi bir çizgiye de sahip. 1982'de kurulan Çarşı, futbol maçlarını ağırlıklı olarak Kapalı Tribünde izler. En bilinen sloganları ise, "Çarşı her şeye karşı!" ve "Evdeki hesap Çarşıya uymaz"dır.
Ambleminde Çarşı yazısının A'sı, anarşizmin sembolü olan yuvarlak içinde yazmaları da siyasi açıdan nereden durduklarını gösteren en önemli işaret… Grubun çıkışlarında belirgin bir özellik olarak anti-faşist bir söylem görülür. Ayrıca grup içinde kendilerini demokrat, sosyal demokrat, sosyalist, ekolojist şeklinde ifade edenler de görülür.
Gazetelerde Fatih Terim'in Mehmet Ağar ile birlikte resimleri yayımlanıp imparator diye tanımlandığı sırada Çarşı Grubu, "İmparatorluk değil tam demokrasi" diye pankart açarak tavır sergilemişti. Bülent Ecevit'in ölümü üzerine resmi sitelerine koydukları "Kara Kartal seni unutmayacak Karaoğlan" sloganıyla ilgi çekmişti.
Ancak, Çarşı'nın en çok ses getirdiği alan Gezi Parkı oldu. Beşiktaş İnönü Stadı yıkımında kullanılan ekskavatöre TOMA'dan esinlenilerek "POMA, (Polis Olaylarına Müdahale Aracı)" adını verdi.
Beşiktaş'ın 1453 Kartalları adlı yeni bir taraftar grubu daha var. Sabah yazarlarından Rasim Ozan Kütahyalı, 1453 Kartalları'nın AK Parti Gençlik Kolları'nın taraftar grubu olduğunu iddia etmişti. Ancak grup, bu iddiayı "Gezi Parkı olaylarından sonra sahalarda slogan atılmasına karşıyız. Beşiktaş, Gezi olayları sonrası siyasi malzeme yapılmak isteniyor. Birileri Beşiktaş'ın üzerine oyunlar oynuyor" sözleriyle yalanlamıştı.
Çarşı'nın tanınan bir taraftarı ise, isim vermeden Aktuel'in sorularını yanıtladı:
-Gezi olaylarında taraftar grupları arasında Çarşı'nın önemli bir ağırlığı vardı. Bunu neye bağlıyorsunuz?
Gezi'de de kendini Çarşılı gibi gösterip ama aslında örgütlü olan insanlar vardı. Onların yanlış yönlendirmeleri de oldu.
-Çarşı'nın amblemi de bu algıyı yaratıyor olabilir. Anarşizmin A'sını kullanıyorsunuz…
Tamam, Çarşı'nın A'sı anarşizmin A'sı. Ama anarşizm bütün düzenlere karşıdır. Siyaset üstüdür.
-Şu anda taraftar grupları içerisindeki organize suç faaliyetinde bulunanlara yönelik olduğu söylenen operasyonla ilgili ne düşünüyorsunuz?
Bence Gezi bahaneydi. Zaten bir operasyon yapılacaktı. Bahane olarak Gezi kullanıldı. Aslında olay daha başka… Taraftar liderlerinin birbiriyle olan savaş vardı. Bu açığa çıktı. Arkalarındaki güçler… Şu anda stat yıkıldı ve yerine nasıl bir stat yapılacağı bile belli değil. Artık nasıl hesaplar yapılıyorsa… Yeni kurulacak statta koltuk fiyatları da uçacak. Oyuncuyu gaza getiren hiçbir taraftar da o paralara maçı izlemeye gidemez. Çünkü öyle bir para yok bizde. Yönetim resmen taraftarın cebine gözünü dikti. Tribün mantığı artık bitti. Şu anda taraftar, izleyici konumuna geriletiliyor.
TARAFTAR HANGİ PARTİLİ?
Futbol-siyaset odaklı araştırmadan çıkan sonuç: Taraftar sayısında FB lider. Galatasaraylıların yüzde 48'i, FB'lilerin 46'sı BJK'lilerin 42'si, Trabzonsporluların da 65.5'i AKP'ye oy veriyor. CHP en fazla oyu BJK'lılardan alıyor. MHP de Trabzonsporlulardan.
GS taraftarının yüzde 48'i AKP'ye oy veriyor. FB'lilerin yüzde 46.5'i, BJK'lıların da 42.8'inin oyu iktidara gidiyor. TS'de ise oran çok yüksek: Oyların yüzde 65.5'i AKP'ye gitmiş. CHP en fazla oyu BJK, sonra da FB ve GS'lilerden alıyor. CHP'nin bu iki kulüpten aldığı oy ülke ortalamasının oldukça üzerinde. MHP ise Trabzon taraftarından daha fazla oy alıyor. BDP'ye en çok oy GS taraftarından gitmiş.
Metropoll'ün İstanbul anketinden FB'lileri sevindirecek sonuç çıkmış. İstanbul'un yüzde 31.9'u FB, 27.3'ü GS, 21.3'ü BJK, 4.9'u da TS'li. "Takım tutmuyorum" diyenler 5.3, "Milli takım" diyenler ise 1.0 çıkmış.*
*Metropoll Araştırma Şirketi'nin 2009-2010 tarihli araştırması