Dershanelerin bir ihtiyaçtan doğduğunu ifade eden Taşel, ''İnsanlar birçok şeyden kısarak çocuklarını ihtiyaç olmazsa bir kuruma göndermez. Bu herkesin kabul ettiği bir gerçek. Ancak burada, bu birikimi daha yararlı bir biçime dönüştürme ve ülkemiz için de daha faydalı adımlar atabilme adına bir çalışma yapıldığına inanıyoruz'' diye konuştu.
Buraya dershanelerin kendilerine sağladığı ekonomik çıkarları sürdürmek adına katılmadıklarını vurgulayan Taşel, şöyle devam etti:
''Bu kurumlaşmanın bundan sonraki süreçte ülkemize faydalı hale getirilebilmesi için neler yapılabilir, bunun görüşmesini yaptık. "Dershanelerin dönüştürülmesi projesi içerisindeki akademik lisenin bizim açımızdan olmazsa olmazları nelerdir, neler olursa yararlı sonuç alabiliriz", bunlar üzerinde görüşlerimizi ifade ettik. Görüş alışverişi sadece bir görüşü dikte ettirmek değildir asla, bizim de öyle bir niyetimiz olamaz. Bizim çıkarlarımızdan daha önemlisi bu ülkenin çıkarlarıdır. Bu süreçte yapıcı, olumlu tutumumuzu devam ettireceğiz.''
Meselenin bir dakikada hemen halledilebilecek bir mesele olmadığını dile getiren Taşel, üzerinde uzunca tartışılması gereken bir konu olduğunu, çalışanlar adına da görüşlerini ilettiklerini söyledi.
-''Dönüşümün gerçekleşeceğine inancım arttı''
ÖZDER Genel Başkanı Ahmet Akça, dönüşüm sürecinde görüşlerini aldıkları için bakanlığa teşekkürlerini iletti. Dershanecilik sektörünün uzun yıllardır tartışılan bir konu olduğunu ifade eden Akça, ''Ne olursa olsun bu sektör devam etsin gibi bir düşüncemiz yok. Toplumun, gençlerin yararına olacak şeyleri bugüne kadar destekledik. Bu süreçte de illa dershanecilik de devam etsin diye bir talebimiz yok. Bu dönüşüm sürecinde, dershanecilik sektöründe oluşmuş birikim, tecrübe, sermayeyi format değiştirerek milli eğitim sisitemine entegre edebilir miyiz, bu bağlamda hükümetimizin, bakanlığımızın okula dönüşüm projeleri kapsamında açık lise formatında yeni bir özel statülü okul oluşabilir mi, o anlamda biz arkadaşlarımızla çalışma yaptık, bakanımıza sunduk'' diye konuştu.
Buradan güzel neticeler çıkacağını belirten Akça, ''İlla bizim kazanmamız değil, toplumun kazanması, insanların kazanmasının çok önemli olduğunu düşünüyorum. Bugünkü görüşmede bütün mağdur edilmesi muhtemel kesimlerin, velilerin, öğrencilerin, çalışanların mağdur olmayacağı noktada uzlaşabileceğimizi, dönüşümün gerçekleşeceğine inancım arttı'' dedi.
-''Bundan asla az olmaması gerekir''
Açıklamaların ardından gazetecilerin soruları da yanıtlandı. ''Dershane olarak talepler ne yönde?'' sorusunu yanıtlayan TÖDER Başkan Yardımcısı Taşel, dershaneciliğin bir ihtiyaç olduğunu ifade ettiklerini belirtti. Dönüşümün velilerin, öğrencilerin yararına gerçekleşmesi yönünde düşüncelerini aktardıklarını da söyleyen Taşel, şunları kaydetti:
''Açılabilecek liselerin birden fazla devre okutabilmesi gerektiğini ifade ettik. Normal okullarda 40 saatlik ders programı vardır, buradaki ders programının 20 saatle sınırlı tutulmasını ve akademik liselerin aynı zamanda üniversitelerin bir ön hazırlık lisesi görev yapmasını istedik. Bunun yanı sıra özellikle meslek liselilerin de buradan yararlanması için ek programlar uygulanması gerektiğini ifade ettik.
Buralarda özellikle mezun öğrencilerin de mağdur olmaması için yaşam boyu öğrenme kapsamı içerisinde onların da bu okullarımızdan istifade etmelerini talep ettik. Bu konuda da 2 yıllık süre sınırlamasının doğru olmayacağını ve bu okulların artık milli eğitime hizmet edecek kalıcı okullar olmasını ya da en azından bu geçiş sürecinde öğretim dönemi olarak, bir lisenin öğretim dönemi 4 yıldır, bundan asla az olmaması gerektiğini ifade ettik. Bakanlığımız da bu konudaki çalışmalarıyla bize yardımcı olacaklarını ifade ettiler.''
ÖZDER Genel Başkanı Akça da, ''Talebimizin içerisinde kamuoyuna yansıyan matematik, Türkçe kursu yasak gibi bir yaklaşımın doğru olmadığını, bunun örgün ve açık eğitim içerisinde mutlaka karşılanması gerektiğini; dershanelerin dönüşümüyle ilgili zorlayıcı değil, teşvikle bu işin yapılmasını ayrıntılarıyla teklifimizde sunduk'' diye konuştu.
-''Özel etüt eğitim merkezleri ücretli olmaz''
''Açık lise formülü dışındaki önerileri dershane temsilcileri nasıl buldu?'' sorusunu yanıtlayan Bakan Avcı, görüşmenin ana çerçevesinin dönüşüm sürecinde paydaşların, ilgili kesimlerin bu konudan nasıl etkileneceği, bu süreç nasıl yönetilirse ilgili paydaşların maksimum fayda sağlayabileceği olduğunu söyledi.
Avcı, ''Üzerinde temel olarak anlaştığımız konu bunun bir dönüşüm süreci olduğu, bunun bir kapatma süreci değil, dönüşüm süreci olduğu. Bu sürecin sektörlerden gelen önerilerle birlikte değerlendirildiğinde çok başarılı sonuçlar verebileceği konusunda da bir anlayış birliğimiz var'' diye konuştu.
Özel okula dönüşme konusunda mevcut koşullarda, standartlarla dershaneye dönüşebilecek özel okullarla ilgili bir sorunun görünmediğini ifade eden Avcı, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Bu, sektör içinde küçük bir bölümü oluşturuyor. Geri kalanların da büyük ölçüde bizim "açık lise" dediğimiz, arkadaşlarımızın "akademik lise" dediği, bana daha olumlu geldi bu adlandırma, akademik lise düzenlemesiyle belli bir sürede bu geçişin daha sağlıklı işletilebileceği konusunda da bir anlayış birliğimiz var. Ancak bu geçiş sürecinin zamanlaması, süresi ve kimin bu kurumlardan hangi koşullarda hizmet alabileceği, hangi öğrencilerin hizmet alabileceği gibi hususlarda da önerilerini aldık. Bunlar da bizim açımızdan olumlu, değerlendirilmesi gereken öneriler görüldü.''
Bunun dışında özel okula, akademik liseye de dönüşemeyenlere, halk eğitim merkezi veya özel etüt eğitim merkezi olma imkanı da sağlayabileceklerini belirten Avcı, ''Ama özel etüt eğitim merkezleriyle ilgili özellikle şunu vurgulamam lazım, arkadaşlarla da bunu konuştuk. Özel etüt eğitim merkezleri ücretli olmaz, devam edecek öğrencilerden bu kurumların yöneticilerinin ücret talep etmesi doğru olmaz. Biz devlet olarak orada zaten Sosyal Destek Programı (SODES) kapsamında yapıldığı gibi, oralarda hizmet alacak yoksul öğrencilerin veya dezavantajlı grupların desteklenmesi konusunda destekler sağlayabiliriz. Bu konuda da anlayış birliği içerisindeyiz'' diye konuştu.
-"Farklı alternatifleri sunmuş oluyoruz''
Bakan Avcı, şunları söyledi:
''Özel okul, akademik lise, özel etüt eğitim merkezi ve halk eğitim merkezi de olmayız diyenlere de ama 'elimde de böyle bir altyapı var, bu altyapıyla ilgili sıkıntılarım olabilir dönüşüm sürecinde' diyenlere de bu alt yapı eğer bizim halk eğitim merkezi olarak değerlendirebileceğimiz nitelikte ise bu tür mağduriyetleri de önlemek üzere oraların da halk eğitim merkezi ya da yerel yönetimler de devreye girebilir, o mekanları da o şekilde değerlendirebiliriz.
Hangi nitelikte olursa olsun iyi niyetli olan bütün dershanelerimizin bir şekilde dönüşüm sürecine katılabilecekleri farklı alternatifleri sunmuş oluyoruz. Bunun görüşmelerini de yaptık bugün. Dolayısıyla bu görüş alışverişlerinde çok hayırlı, herkes için olumlu sonuçlar çıkacağına olan ümidimi biraz daha artırmış olarak bu toplantıyı yapıyorum.''
-''Son dakikada icat edilmiş bir toplantı değil''
''Akademik liselere hangi öğrenciler gidebilecek?'' sorusu üzerine Avcı, ''Meslek liselerinde, spor, güzel sanatlar, imam hatip liselerinde okuyan öğrencilerin, belli kültür derslerini veya matematik, diyelim spor lisesinde okuyan bir öğrenci yeteri kadar alamadığını düşünüyor. Ama üniversiteye de devam etmek istiyor. Takviye derslerini de almak istiyor. Bizim uygulamamızda zaten farklı okullardan ders alarak kredi tamamlama imkanımız var. Bu imkanı açık liselere veya akademik liselere de tanınması konusunda arkadaşlarımızın bir önerisi var. Biz de bu öneriyi değerlendireceğimizi ifade ettik'' diye konuştu.
''Akademik liseden spor lisesi öğrencisinin yararlanmasını devlet mi sağlayacak bu imkanı yoksa bireysel mi olacak?'' sorusuna karşılık Bakan Avcı, ''Buradaki temel yaklaşımımız eğitimin talebini finanse etmektir. Hangi öğrencinin, hangi alanda ne kadar, neye ihtiyacı varsa biz bunu devletin imkanlarıyla olabildiğince karşılamak istiyoruz'' yanıtını verdi.
Bakan Avcı, ''Bir daha görüşecek misiniz dershane temsilcileriyle?'' sorusuna ise ''Ne ilk, ne son. Daha önceden de arkadaşlarımızla birarada, ayrı ayrı görüştük. Son dakikada icat edilmiş bir toplantı da değil'' şeklinde yanıtladı.