Derin analizleri ve sır dolu bilgileri ifşa etmesi ile bilinen ünlü araştırmacı gazeteci Aytunç Altındal'ın ölümü de esrarengiz bir şekilde olmuştu.
Altındal vefatından kısa süre önce verdiği son röportajında Alp'lerin eteğindeki bir evde tedavi görüyordu. Altındal, kanser olduğunu ancak bu kanserin kendisine gizli örgütlerce enjekte edilmiş olabileceğini söylemiş ve esrarengiz bir durumun söz konusu olduğunu açıklamıştı.
ÖLÜM DÖŞEĞİNDEYKEN EVİNE GİRİLDİ
Aytunç Altındal'ın ölümüyle ilgili otopsi isteyen kızı babasının vefatından sonra İstanbul'daki evlerine döndüğünde şok yaşadı.
Ev kapı zorlanmadan açılmış ve içerdeki değerli kitaplar, belgeler ve tabloların tamamı çalınmış. Kızı bunun normal bir hırsızlık olayı olmadığını söyleyerek Objektif programına evin durumunu gösterdi.
ÖZEL ARAŞTIRMALI YOK
Aytunç Altındal hasta yatağında son nefesini verirken eve giren kişiler ünlü araştırmacının derlediği özel bilgilerin olduğu dosyaları da almışlar. Kızı Emine Altındal, "Babam ölmeden önce evde bulunan çok önemli belgeler çalındı" dedi.
Eve girenlerin aldığı özel belgeler arasında 'çok özel' fotoğraflarda yer alıyordu. Emine Altındal, "Belge niteliğinde çok önemli fotoğrafları vardı. Hepsi alınmış" bilgisini verdi.
ANAHTAR 2 KİŞİDE VARDI
Kızı Emine Altındal babasının ölümünen ardından evin halini görmüş. Evin anahtarının sadece kendisi ile babasında olduğunu söyleyen Emine Altındal, "Nişantaşı'nda oturduğumuz apartman dairesinin anahtarı babamda ve bende vardı. Babam ölmeden önce evimizin anahtarını kaybetmiştim. Kapıyı çilingire açtırdım. Eve girdiğimde çok kıymetli tablolar, önemli belge ve kitaplar yerlerinde yoktu." dedi.
BAZI EVRAKLARI DA YAKMIŞLAR
Polisin yaptığı incelemede kapıda herhangi bir zorlamanın tespit edilmediğini de sözlerine ekleyen Emine Altındal, "Bu sıradan bir hırsızlık olayı olamaz. Çünkü evdeki bazı belgeler yakılmış ve babama yönelik gözdağı amaçlı izler bırakılmış" ifadesini kullandı.