Başbakan Erdoğan'ın konuşmasından satır başları:
Hafta sonu Diyarbakır'da tarihi günler yaşadık. Barzani ve heyetiyle bölgeye ilişkin güncel konuları ele aldık.
Ret, inkar, asimilasyon politikalarını birilerine rağmen değil kendi programımız gereği olarak açıkladık.
Diyarbakır'da 2 günde 880 trilyon liralık eser ve hizmeti resmi olarak açtık.
2009'da milli birlik ve kardeşlik projesini başlatırken anneler ağlamasın demiştik, bu çağrımız karşılık buldu.
Anneler, babalar ağlamasın dedik ama hem Diyarbakır'da hem Türkiye'de annelerin, babaların, gençlerin hatta çocukların gözyaşları döktüğüne şahit olduk. Bu gözyaşları sevinç gözyaşlarıydı.
Bişsmil'de bir genç önümüzü kesip gözyaşlarıyla "Barış istiyoruz, ölmek istemiyoruz" diyerek feryadını dile getirdi.
Diyarbakır'da Türkiye'nin tamamı için tarihi bir an yaşanırken birilerinin yine bu sevinci paylaşamadıklarını gördük. MHP yöneticilerinin zannettikleri gibi bizim için bu milletin tarihi 12 Eylül 1980'de, 27 Mayıs 1960'da başlamadı, Hazreti Adem'in yeryüzüne inmesiyle başladı. bu milletin tarihini yüzlerce milyonlarca kahraman yazdı.
Siyasetçilerin huzur ve kardeşlik iklimini paylaşamadığını gördük.
Bu millet köksüz değildir, ecdadına sırt çevirecek bir millet değildir. CHP, MHP milletvekilleri bu Meclis'in arşivlerine girsinler, İlk Meclis zabıtlarını okusunlar, bugün neye karşı çıkıyorlarsa o zabıtlarda görecekler. Kürdistan kelimesini görecekler.
Devletlerin ilişkileri intikam, nefret ve öfke hisleriyle yürümez.
Bunların tarihleri 30-40 yıllık. Bunlar milletin ruh köküyle temas kuramıyorlar.
Türkiye'nin yakın tarihi MHP veya CHP'nin çizdiği gibi kısır, derinliksiz, içe karanlık bir tablo değildir.
Kürdistan kelimesini kullanan o dönemin mebusları da mı bölücüydü? Kürt damadımız var diyen Alparslan Türkeş de mi bölücüydü? Korkuyla büyük devlet olunmaz. Küçük düşünerek büyük işler yapılmaz.
Bugüne kadar hangi yasak Türkiye'yi büyüttü? Hangi yasak hangi zulüm Türkiye'nin işine yaramıştır?
Her ne yapıyorsak Türkiye'yi normalleştirmek için yapıyoruz. Biz Türk'ten alıp Kürt'e vermiyoruz. Biri türkü söyledi diye, farklı kıyafet giydi diye bu ülke bölünmez.
Lafla milliyetçilik olmaz. Eser ortaya koyacaksın. Biz eserimizle konuşuyoruz.
Gezi Parkı'nda bize saldıranlar kimlerse Ahmet Kaya'ya da onlar saldırdı. Şimdi saldıran sanatçılar diyor ki, ben tuvaletteydim, dışarıdaydım. Ulan hepiniz oradaydınız.
Hiç kimse bizden şehitlerimizin ruhunu incitecek bir adım atmayız. 76 milyon aynı sofranın etrafındayız.
CHP, MHP ve kusura bakmasın BDP yöneticilerinin büyük bir kısmının son derece seviyesiz, edep ve ada sınırlarını aşan açıklamalarına cevap vermeyeceğim.
CHP, MHP ve BDP sanal korkularla tabanlarını kışkırtmaya çalışırken biz ortaya çok somut eserler koyduk. Biz birleştiren olduk.
IMF'ye 23.5 milyar dolar borcu sıfırladık. Merkez bankası döviz rezervini 134 milyar dolara çıkardık.
Anayasa meselesinde tüm inceliğimizle bütün desteğimizi verdik. Biz olmazsak Anayasa olmaz diyor. Faturayı AK Parti'ye kesmeye çalışıyorlar, yok öyle 25 kuruşa simit. 26 milletvekiliyle çıkıyor.
60 maddenin altında imzaları var. Mesafe aldığımızı millete gösterelim. Ama buna evet diyemediler.
Batı toplumunda ülkenin menfaati varsa gelir desteğini verir. Bizdeki muhalefet ise iktidar oy kazanacak diyerek tam karşısına dikilir, karşı çıkar.
Karadağ'da Fatih Sultan Medresesi 1912'de son mezunlarını vermişti. Gittik, bulduk, tamir ettik. 2012'de yeni mezunları verdi. Karadağ'da yaşlı bir amca TİKA görevlilerini karşılarken "Hoş geldiniz ama niye bu kadar geç geldiniz" dedi.
Alparslan'ın türbesini restore ediyoruz. Bu bize nasip oldu.
Gazi Mustafa Kemal'in babasının köyünü bulduk, Ali Rıza Efendi'nin evinin yerine anı evi yaptık.
Biz bunları yapıyoruz ama medyanın amiraliyiz diyenler bunları görmüyor.
Yunus Emre Enstitüsü'nü kurduk, 27 farklı 15 öğrenciye Türkçe öğretiyoruz.
Birilerinin şehitlerle tek ilgisi şehit cenazelerini istismar etmektir. Biz ise şehit cenazesi gelmesin diye çırpınıyoruz.
Bu ülkenin ekonomisini büyüttüğümüz kadar itibarını da büyütüyoruz. Her yerde Türkiye konuşuluyor.
Biz şehitlerimizin izindeyiz, o izden asla ayrılmayacağız.
SABAH