Ercument Şener Aktuel.com.tr için yazdı
Türk resim sanatının öncü ve en önemli isimlerinden Osman Hamdi Bey'in "Alim" isimli tablosunun, gizemli bir serüvenden sonra, Paris Louvre Müzesi'nin isim hakkını alarak 2015 yılında açılacak olan Louvre Abu Dabi Müzesi'nin daimi koleksiyonuna geçtiği anlaşıldı.
Pera Müzesi'nde sergilenen "Kaplumbağa Terbiyecisi" adlı tablosuyla son yıllarda adından sıkça söz ettiren Osman Hamdi Bey'in başyapıtlarından olan "Alim"in son yıllardaki öyküsü ilginç. Zira 1970'lerden itibaren Fransa'daki özel bir koleksiyonda bulunan tablo, 24 Nisan 2012'de Sotheby's Müzayede Evi tarafından 3-5 milyon sterlin (10-15 milyon TL) katalog fiyat aralığıyla açık artırmaya sunulmuştu. Ancak bu açık artırmada tablo satılamadı. Tablo, bu açık artırmadan yaklaşık 1 yıl sonra, 2015 yılında açılacak Louvre Abu Dabi Müzesi'nin daimi koleksiyonunun tanıtımı için düzenlenen "Birth of a Museum – Bir Müzenin Doğuşu" isimli sergide sanatseverlerle buluştu. Muhtemelen özel bir satış anlaşmasıyla Louvre Abu Dabi'nin daimi koleksiyonuna geçmiş olduğu anlaşılan tablo, müzenin sahip olduğu en değerli parçalardan biri olarak Nisan-Ağustos 2013 tarihleri arasında açık kalan sergide dünya sanat kamuoyuna tanıtıldı. 12-15 milyon TL fiyat aralığında bir fiyata Abu Dabi Hükümeti tarafından satın alınmış olması muhtemel tablo, müzenin daimi koleksiyonundan en seçkin eserlerden oluşan 130 eserlik serginin tanıtım broşür ve posterlerinde kapakta kullanıldı.
İşin enteresanı, bu gelişmeden şu ana kadar Türk sanat kamuoyunun haberdar olmamış olması ve dünya sanat çevrelerinin gündemini son dönemde oldukça meşgul eden bu gelişmeye kayıtsız kalması oldu.
Öte yandan Osman Hamdi'nin "Alim"i, Başbakanlık Tanıtım Fonu katkılarıyla hazırlanan Osman Hamdi Bey resmi sitesinde de yer almadı. (http://www.osmanhamdibey.gov.tr/)
Abu Dabi'den Louvre isim hakkı için 525 milyon dolar
Abu Dabi'nin evrensel bir sanat merkezi olma yolundaki ihtirasının bir ifadesi olarak değerlendirilen sergide, Osman Hamdi'nin "Alim"inin yanısıra, Abu Dabi Hükümeti'nin satın alarak Louvre Abu Dabi'nin daimi koleksiyonuna kattığı Paul Gauguin, Édouard Manet, Paul Klee ve Cy Twombly gibi ressamların eserleri yer aldı. Serginin dikkat çeken diğer üç nadide eseri ise, 16 yüzyıla ait bir Osmanlı çinisi, ipek tuval üzeri 17. yüzyıl bir Japon resmi ve Suriye menşeili Kur'an sayfaları oldu.
Abu Dabi ile Fransız Hükümetleri arasında 2007 yılında imzalanan bir anlaşma ile Abu Dabi, Paris'teki dünyaca ünlü Louvre Müzesi'nin ismini kullanma hakkını 525 milyon dolar ödeyerek 30 yıllığına satın aldı.
Anlaşma ile Abu Dabi Hükümeti, sergilenecek eserlere sahip olma maliyeti ve danışmanlık hizmetleri için Fransız Hükümeti'ne ayrıca 747 milyon dolar ödemeyi kabul etti.
Abu Dabi'yi evrensel bir sanat merkezine dönüştürecek dev proje içinse, toplam 27 milyar dolar gibi olağanüstü bir bütçe ayrıldı.
"Gurur duyulacak Türk resmi"
Osmanlı sadrazamlarından İbrahim Ethem Paşa'nın oğlu, ilk Türk arkeoloğu, çağdaş Türk müzeciliğinin ve Günümüzde varlığını Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi olarak sürdüren Sanayi-i Nefise Mekteb-i Alisi'nin kurucusu olan Osman Hamdi Bey, Türk resminde figürlü kompozisyon kullanan ilk ressam olarak dünya sanat tarihinde önemli bir yer tutuyor.
"Âlim" (The Scholar) Osman Hamdi Bey'in (1842-1910) zengin ayrıntılarla bezenmiş bir arka planın önünde uzanmış, okuyan bir adamın tasvir edildiği ünlü resminin ilk versiyonu. 1878'de icra edilen tablo, halen Liverpool Walker Art Gallery koleksiyonunda bulunan, daha sonra icra edilmiş ikinci versiyonundan yirmi yedi yıl önce, Osman Hamdi Bey'in sanatının ve kabiliyetinin doruğundayken yapılmış.
Aplusyasam.com adlı bloğun Sotheby's "Oryantalistler Açık Artırması" kataloğundan yaptığı alıntıya göre tablo, "birbirinden tamamen farklı iki dünyanın, Doğu ile Batının konularını ve tekniklerini güçlü ve etkili bir biçimde harmanlıyor. Oryantalist bir konu belgelediği kültürü yakından tanıyan bir sanatçının gözlerinden incelenmiş ve keşfedilmiş. Resimde bir medrese veya caminin gözlerden uzak köşesinde bir alim, Topkapı Sarayı'nın bahçesindeki Haliç manzaralı Çinili Köşk'te veya Bursa'daki Yeşil Camii'de görülebilecek altıgen turkuvaz çinilerle kaplı bir duvarın önünde, üzerine halı serilmiş alçak bir çıkıntıya uzanmış kitap okuyor. Duvardaki niş Topkapı Sarayı'nın 17'inci yüzyıl Çifte Kasırları'ndaki nişlere benziyor. Soldaki 13'üncü yüzyıl Batı İran tarzı şamdan ise halen Londra'daki Victoria&Albert Müzesi'nde mevcut olan bir örnekle benzerlikler taşıyor. Nişin solundaki oyma Kufi yazısı Kuran'dan bir dua, ancak Osman Hamdi Bey kendine tanıdığı ressam ayrıcalığıyla nişin sağına da muzipçe bir cesaretle kendi adını eklemiş.
Resimde pek çok görsel ve entelektüel gerilim söz konusu; genç âlim elindeki metne yoğunlaşmış olmasına rağmen, dikkat çekecek kadar kayıtsız bir görünüm sergiliyor. Camiye girerken ayakkabılarını çıkartmış olduğu için saygılı, ancak bacaklarını çapraz yapmış, elini çenesinin altına koymuş, yüz üstü uzanmış olarak son derece rahat bir görünüm sergiliyor. Ressamın her ayrıntıya gösterdiği titizliğe karşılık okuyan alimin poz vermemiş gibi duran rahat hali arasındaki zıtlık "Âlim"i Osmanlı yaşamının iç yüzünü Avrupalı sanatseverlere büyük bir açıklıkla sunan ve aynı zamanda Osmanlı'daki yeni ve radikal görsel ifade tarzını bilinçli olarak betimleyen, gurur duyulacak bir Türk resmi."