Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel, Balyoz davasıyla ilgili gelişmelere karşı sessiz kaldığı gerekçesiyle kendisini eleştirenlere Anadolu Ajansı'na yaptığı yazılı açıklama ile yanıt verdi.
Açıklamasında bir "kamu görevlisi" olduğuna dikkat çeken Özel, "Balyoz temyiz kararından sonra da bazı sanık ve yakınları tarafından konuşmamam konusunda yoğun eleştiriler olduğunu gördüm. Kurumsal kimliğim nedeniyle, yargıya intikal etmiş konularla yargı kararları üzerine yorum ve değerlendirme yapma hakkına sahip olmadığımı ve düşüncelerimi basın yolu ile kamuoyu ile paylaşmayı doğru bulmadığımı düşünüyorum. Ancak, bireysel olarak düşüncelerimi ilgililerle serbestçe paylaştığımın da bilinmesinde yarar görmekteyim" dedi. Özel'in açıklamasından satır başları şöyle:
NİFAK GİRİŞİMLERİ: Balyoz davası kararı sonrası tahliye edilen arkadaşlarımın çoğunluğunun Kara Kuvvetleri Komutanlığı mensubu olduğu ifade edilerek Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) içinde ayrımcılık yapma, nifak sokma ve huzur bozmaya yönelik girişimleri kınıyorum. Daha huzurlu, müreffeh ve her yönüyle gelişmiş Türkiye hedefine; geçmişte yaşadığımız olayları sorgulayarak, gerekli dersleri çıkararak ve bu dersleri hayata geçirerek, ancak geçmişte yaşanmış hadiselere takılıp kalmadan, bu olayları sürekli olarak gündemde tutmayarak, geleceğimize ait plan ve projeler yaparak ve bunları uygulama alanına sokarak, birlik ve beraberliğimizi ve iç huzurumuzu koruyarak, birbirimizi dinleyerek ve anlayarak, mevzubahis vatan ve millet olduğunda saplantılarımızı bir kenara bırakarak ve 'Herşey Türkiye için' diyerek ulaşabileceğimize inanıyorum.
BALYOZ DAVASI BAŞLAMIŞTI: Tutuklu olan personelimizin ve aile bireylerinin acısını ve üzüntüsünü ailemle birlikte hep yüreğimizde hissettiğimizi vurgulamak istiyorum. Görevimi devraldığım zaman 'Balyoz' adı verilen davada, deliller toplanmış, tutuklamalar yapılmış, soruşturma tamamlanmış, savcılık iddianamesi hazırlanmış ve yargılama süreci başlamıştı.
YAKINDAN İLGİLENDİM : Görevim boyunca bir taraftan asli görevlerimizin ifası için gayret sarf ederken, diğer taraftan yine yasal görev ve sorumluluğum ile TSK'nın örf ve adetleri gereği mensuplarımız ile ilgili yürütülen bütün soruşturma ve davalarla yakından ilgileniyor ve günlük olarak bilgilendiriliyorum. Anayasamızda belirtilen "Demokratik hukuk devleti" ilkesine, mevcut yasal mevzuata ve yargının ayrı bir 'erk' olarak bağımsız ve tarafsız olması gerektiğine olan inancım çerçevesinde, arkadaşlarımın durumuna hukuki çözümler aradığım ve bu yöndeki düşüncelerimi ilgili ve yetkili olduklarını düşündüğüm makam sahipleri ile paylaştığım. Tutuklu olan personelimizin, hiçbir ayrım yapılmadan, tamamen yasal mevzuat içerisinde kalınarak, düzenli olarak ziyaret edilmesini, istek ve ihtiyaçlarının tespit edilerek karşılanmasını, savunmalarına yardımcı olacak bilgi ve belgelerin kendilerine ve avukatlarına zamanında ulaştırılmasını sağladım.
HASDAL ZİYARETİ: Ziyaretimin amacı, sorumlu ve vefalı bir kişi olarak arkadaşlarımı dinlemek, onlar için ne yapabileceğimi belirlemek ve her şeyden önemlisi moral vermekti. Bu ziyaret esnasında bazı arkadaşlarıma, "Suçun şahsiliği prensibine karşın, yürütülen davanın aynı zamanda TSK'nın kurumsal kimliği ile de yakından ilgili olduğunu, davayı yakından takip ettiğimi, TSK'nın kurumsal yapısını, emir-komuta sisteminin işleyiş tarzını ve iddialarla ilgili mevcut bilgileri yetkili ve ilgili kişilerle diyalog kurarak yüz yüze görüşeceğimi, bu konuda basınyayın yolu ile bilgilendirme yapmayı düşünmediğimi" belirttim.
SABAH