Berivan Tapan/Aktuel.com.tr-VAN
Turkcell'in, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı kapsamında, Türkiye İsrafı Önleme Vakfı (TİSVA) işbirliğiyle hayata geçirdiği 'Ekonomiye Kadın Gücü' projesi, Van'ın çehresini değiştirdi.
Dünyada ilk defa bir mobil operatör, bir mikrofinans kuruluşuyla ortak 'sosyal borçlanma' modeli olarak hayata geçirilen projede, dileyen herkes dar gelirli kadınlara 1 yıl vadeli borç verebiliyor ya da bağış yapabiliyor. Sosyal borçlanma modeli sayesinde gelen destek ise yaklaşık 1 milyon TL'ye ulaşmış durumda… Şu anda 65 bin girişimci kadının yararlandığı projenin hedefi 4 yılda 100 bin kadını ekonomiye kazandırmak…
Ekonomiye Kadın Gücü projesi kapsamında kısa süre önce hayata geçirilen yeniliklerden biri de Turkcell El Emeği Pazar Yeri. Vanlı kadın girişimciler de yöresel ürünlerini sergilediği bu sitede, 60 ilden girişimci kadınların ürettiği 600 ürün bulunuyor. Ürünlerini sergilemek isteyenlerin ise, www.ekonomiyekadingucu.com'a girerek "Kadın Emeği Ürünleri"ne tıklaması yeterli. Ayrıca dar gelirli girişimci kadınlar için bağış yapmak ya da 1 yıl vadeli borç vermek isteyen melek yatırımcılar da yine bu siteye üzerinden havale/EFT, kredi kartı ya da Turkcell Cüzdan ile ödeme yapabiliyor. Projeye destek vermek isteyen herkes operatörü ne olursa olsun, FON yazıp 5886'ya SMS göndererek proje havuzuna 5 TL bağışta da bulunabiliyor.
Turkcell Genel Müdür Yardımcısı Koray Öztürkler: "Türkiye'deki 37 milyon kadının yalnızca 7 milyonu çalışıyor. Oysa ülkemizde üreterek ailesine ve ülkesine katkıda bulunmak isteyen, yetenekli pek çok kadınımız var. İşte bu noktadan yola çıkarak Van'da yaşayan girişimci kadınlarımıza destek olmayı da hedefledik ve yaklaşık 1 yıl önce Ekonomiye Kadın Gücü projemizin tanıtımında dedik ki, 'Van'da da bir şube açalım ve oradaki kadınlarımıza ulaşalım.' Kısa süre zarfında şubemizi açtık ve toplam 217 bin TL değerinde mikrokrediyi kadınlarımıza teslim ettik. Bu desteğin onlar için hayırlı, uğurlu olmasını, daha büyük kazançlara kapılar açmasını yürekten diliyorum."
'İLERİDE 100 KİŞİLİK BİR EKİBİM OLSUN İSTİYORUM'
FİLİZ IŞIK/Çeyiz Atölyesi: Bankacılık, öğretmenlik ve el sanatları okudum üniversitede. Sosyal Riski Azaltma Projesi (SİRAP) kapsamında sunduğum 7 projemin hepsi kabul edildi. İlk atölyemi öğrenciyken açtım. Ablam 6 ay atölyeme gelmedi. Kadın arkadaşlarım benimle dalga geçti. Ama sonra ablam 6 ay sonra bana sipariş verdi. Sonra deprem oldu. Her şeyimi kaybettim. Antalya'ya gittik ailece. Orada su kabağından avizeler yapmayı öğrendim. Yaptıklarımı yurtdışına sattım. Daha sonra Van'a geri döndük. Sıfırdan başladım mikrokrediyle. Bir iş yapıyor olmak bize verilen 1000 TL'den daha önemli. Bir kere bu projeyle adımıza çıkarılan 'Bankakartı'nı taşımak bile kadınlara özgüven veriyor. Ticaret risktir ama özgüvendir. 'Mikrokredi aldım' demek de kadınlara sonsuz bir özgüven veriyor. Yürüyüşü bile değişiyor. Çevre ediniyor. Bilmediğini sorup öğreniyor. Kadınlar birbirlerine rahatlıkla 'Ödemem var borç verir misin' diye soruyor. Çünkü karşınızdaki de çalışan bir kadın…
Doğu'da kadın olmak zaten zor. Bir de bizim gibi işletme sahibi bir kadın olmak daha da zor. Kadınlar evlerinde yaptıklarını bana getiriyorlar, dükkanda sergiliyorum, satıldıkça paralarını veriyorum. Lif de var çorap da nikah şekeri de var dükkanımda… Ama en çok çeyiz işinden para kazanıyoruz. Yetiştiremiyoruz bile. Sipariş üzerine nevresim, minderler ve tasarım yapıyoruz. Yaptığımız tasarımlara isim de veriyoruz. En son kalın süslü bir minder tasarımı yaptım. Adını da 'kaynana minderi' koydum. Üretmek çok güzel. İleride de atölyeler zinciri kurmak istiyorum. Yalnızca tasarıma ağırlık vermek istiyorum. İçinde benden de bir şey olsun istiyorum. Şimdi 3 kişi çalışıyoruz ama ileride 100 kişilik bir ekibim olsun istiyorum daha çok büyümek istiyorum.
'GİTTİM ERKEKLER KAHVESİNE OTURDUM…'
SAİME UĞUR/Tekstil-Gıda: Eşimden ayrılınca çalışmaya başladım. 20 yıl oldu. Önce araştırma yaptım. Baktım ki un tüketimi çok fazla. 15 yıl önce 1-2 tane uncu vardı Van'da. Evimi sattım bu işe girmek için. Türkiye'de bir ilki başararak bir kadın olarak un toptancılığına başladım. Van'dan çevre illere, köylere, ilçelere un dağıtımı yaptım. Çok güzel paralar kazandım. Elbette rahatsız edenler de oldu. Çok zorlandım. Erkeklerle çok mücadele ettim. Bir gün gittim, erkekler kahvesine bile oturdum. Bir keresinde bana ahlaksızca yaklaşan birisine çay ısmarladım, çalışmam gerektiğini, şartlarımı anlattım, onun kızının da çalıştığında erkekler tarafından kendisinin bana yaptığı gibi rahatsız edilse ne hissedeceğini sordum. O da özür diledi. Yalnızca erkekler değil kadın arkadaşlarım da tepki gösterdi. Un sayesinde ev aldım, araba aldım. Oğluma da araba aldım ama kaza geçirdi. 2 yıl boyunca hastanelerde kaldı. Bütün kazandıklarımı onun sağlığı için harcadım. Ve şimdi yeniden başladım. Dürüm dükkanı açtım. 2 yıl oldu. Tekstille de uğraşıyorum. Seri üretim yapıyorum. Erkek montlarına kapüşon dikiyorum.
'BU PROJEYLE ÖZGÜVENİM ARTTI'
'ÜRETMEK İNSANA BAŞKA BİR HAVA VERİYOR'
YILDIZ KORKMAZ/İç giyim: Çeyiz satıyorum. Nevresim takımları, minderler dikiyorum. Buralılar, elişini çok sever. Şu anda Van'da 100-150 tane atölye var. Hiçbiri de boş kalmaz. Sipariş üzerine çalışır hepsi. Ben 5 yıldır bu işi yapıyorum. Bekarken Halkeğitimde örgü trikotaj öğrenmiştim. Sonra evlendim çocuklarım oldu. Ev hanımıydım. Ama sıkılıyordum, bir şeyler yapmak istiyordum. Eşimin de desteğiyle bir yer açtım Doğu Center'da. İşe başladığımda arkamdan ufak tefek konuşmalar oldu ama önemsemedim. Çok güzel işimi çok seviyorum. Tatlı bir yorgunluğu var. İnsana ayrı bir hava veriyor üretmek, huzur veriyor. İleride işimi daha da büyütmek istiyorum.