Önceki gün Twitter'da, sonra telefonla bağlandığım Cüneyt Özdemir'in CNN Türk'teki programında, dün de yazımda dedim ki; "AKP Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik'in ekrandaki sunucunun dekoltesi ile ilgili ettiği laflar abuk laflardır. Üzerine vazife değildir. Gereksiz ve pozisyonuna yakışmayan laflardır ama sunucu Gözde Kansu'nun Veliaht yarışmasından alınmasının bununla ilgisi yok! Kansu iyi bir oyuncu olabilir. Güzel bir kadın olabilir ama Veliaht'ta çok kötüydü. Çok ama çok başarısızdı! Öyle olduğu için de yarışmanın yayınlandığı gece sosyal medyada linç edildi. 'Alın bu kızı bu yarışmadan! Işık hızıyla değiştirin. Bunun yüzünden bu yarışmayı izleyemiyorum. İğrenç, sahnesi berbat!' gibi binlerce yorum yapıldı. Yahu ben acıdım kızcağıza. Tanımam, etmem, adını bile bilmediğim halde o gece kendisine yapılanlara dayanamayıp ben sahip çıktım. 'Vurmayın. Ekmeğiyle oynamayın. Bir fırsat verin' diye ben yalvardım insanlara!"
Ama yok! Geçirdiler ya ellerine bir malzeme! Saldırdıkça saldırıyorlar mal bulmuş mağribi misali. Aslında onlar da biliyor ki gerçek o değil. Onlar da her şeyin farkındalar ki o sunucuyla yol ayrımı Çelik'in o lafları etmesinden çok önce gerçekleşmiş. İspatlar ortada. Kanıtlar göz önünde. Zavallı kızcağız bile kendisine o gece yapılan eleştiriler neticesinde bunalıma girmiş. Yapımcı şirket daha kendisine bir şey demeden "Ben devam edemeyeceğim!" demiş. Yarışmanın yayınlandığı gün bütün jüri üyeleri işi gücü bırakıp kızı teselli etmeye koyulmuş.
Şu yazdıklarımda bir tane yalan varsa Kansu çıkıp desin ki: "Yalan!" Dün yapımcı şirketten bir yetkili ile görüştüm. "Gözde'yle olamayacağını program yayına verildiği gece anlamıştık ve hemen yeni bir sunucu arayışına da girmiştik. Bunu o da biliyor, yarışmadaki diğer isimler de. Hatta birkaç isme pazar sabahı itibarı ile teklif bile götürmüştük ancak bu tür prodüksiyonlarda hemen istenen insanı bulmak ya da bulsanız bile anlaşmak kolay olmadığından açıklama yapmadık. Açıklamayı Veliaht'ı sunacak doğru kişiyi bulduktan sonra yapacaktık. Hüseyin Çelik'in sözleri tamamen tesadüf ve bizim Kansu ile yol ayırmamızda en ufacık bir ilgisi, ilintisi yok!" diyor.
Diyor ama ne çare! Dese ki ne olacak. Vuracaklar artık! Vurmaları gerekiyor çünkü "vurun" emri büyük yerden! Sağ olsun Hüseyin Çelik vermiş ellerine şahane bir malzeme, güzel güzel tepiniyorlar üzerinde. Biri ilk sayfasına olduğu gibi yaymış haberi: "Bu olmadı!" diyerek. Diğeri, Gözde'nin en dekolteli halini çekmiş sürmanşetine: "Dekolte krizi büyüyor" diyerek. Bir diğeri yine birinci sayfasından "Dekolte kovuldu" diye bağırmış. İnternet sayfalarında haberi gün boyu manşette tutmalar, "emir büyük yerden, karşı taraf bununla illa ki vurulacak" emriyle abuk sabuk kalem oynatmalar. Vesselam... Başlamış bir kere "Vurun kahpeye!" oyunu kim getirebilir ki sonunu.
Ben onlara değil de, bu yapılan alçaklığın sırf "hükümetten, AKP'den filan nefret ediyor" diye körü körüne peşinden gidenlerin ikiyüzlülüğüne şaşırıyorum. Yahu diyelim ki Gözde Kansu dekoltesi yüzünden kovuldu yarışmadan. Peki kardeşim yarışmanın en popüler ismi Hande Yener'in o geceki kıyafeti çok mu muhafazakârdı? Gördüğüm en seksi kıyafetlerden birini giymişti kadın. Onu niye kovmadılar? Ona niye demediler "kapa kendini azıcık Hande!"
Nasıl insanlarsınız siz yahu? Nasıl vicdansız ve insafsızsınız? Hiç mi aklınıza gelmez o gazete manşetlerinden, köşelerinden atv'ye, o yarışmaya vuranların tek derdinin aslında reyting kaygısı ve ticari olduğu!
Nasıl düşünmezsiniz bu grupta da çalışan binlerce insanın evine ekmek götürme çabasında olduğunu! Yahu anlamıyor musunuz? Adamların derdi dekolte, türban, sakal, demokratikleşme bilmem ne değil be kardeşim. Para para! Kaybediyorlar, kaybettikçe de başkalarının yaptıkları işi kötülemek için edepsizce saldırıyorlar. Ama siz hükümete öyle bir nefret içindesiniz ki! O nefret öyle gözünüzü kör etmiş, vicdanınızı öyle yamultmuş ki, kabak gibi ortada duran gerçeği bile görmek istemiyorsunuz! Yuh olsun size yuh!