Türkiye'nin değil fasıl için üyelik için bile toprak vermeyeceğini söyleyen Bağış, konuşmasında Rumlara 'Aklını başına al' mesajı verdi. Kıbrıslı Rum lider Anastasiades'e Türkiye'nin verdiği kredinin dolmakta olduğunu belirten Bağış, Rum liderlerinin koltuğunda bir virüs olduğunu, kim otursa saçma beklentiler içersine girildiğini kaydetti.
CHP'nin Suriye tezkeresini reddeceğini açıklamasının CHP zihniyetine yakışan bir tutum olduğunu dile getiren Bağış, Şam şeytanı eli kanlı diktatörle fotoğraf çektirmek için birbiriyle yarışan CHP'den başka türlü bir tutum beklemediğini ifade ederek "Hayatını kaybetmiş 110 bin Suriyelinin vebali herhalde CHP'ye yeter de artar" dedi.
"ÖNCE KENDİ KURULDUKLARI ÜLKEYE BAKSINLAR"
Uluslararası Af Örgütü'nün Türkiye ile ilgili yayınladığı sert eleştiriler ve yaptırım çağrıları içeren raporunu da değerlendiren Bağış şunları söyledi:
"Ben bu güne kadar Af Örgütü'nün Türkiye ile ilgili olumlu bir görüşünü duymadım zaten. Ancak Türkiye'nin son on yılda attığı adımlara bakarsanız bu kadar reform yapan başka ülke de göremezsiiz. Uluslararası Af Örgütü kendi kurulduğu ülkeye baksın önce. Kendine iğneyi batırırsa çuvaldızı da getirsin bana saplasın."
Brüksel'deki temaslarını da değerlendiren Bağış ilk olarak katıldığı 'Avrupa'nın Dostları' yuvarlak masa toplantısında Avrupa Konseyi Başkanı Herman Von Rompoy'un da bulunduğunu ve aralarında geçenleri şöyle aktardı:
"Ben toplantıda vize konusuna ağırlık verdim ve Financial Times'ın önemli bir yazarı (Quentin Peel) bana Türkler neden AB üyeliğine olan inancını kaybediyor diye sorunca ben de nedenleri sıralamaya başladım. Muhabir sözümü kesip 'Anladım anladım yani aslen bizim kibirimiz yüzünden değil mi' diye adeta itiraf etti durumu. Ben daha sonra hem o toplantıda hem Komiser Füle ile şu bilgileri paylaştım; son on yılda AB Rusya ile 12, ABD, Çİn ve Japonya ile de 6şar, Hindistan ve Güney Afrika ile 5er, Kanada, Brezilya ve Ukrayna ile 4er zirve gerçekleştirirken aday ülkelerle sadece 1 zirve yapmış. AB'nin kendi burnunun dibindeki potansiyelleri görememesi veya gözardı etmesi ne kadar vahim bir hata olduğunu vurguladık. Sayın Rompoy da bundan rahatsız olup 'bu konuların yeri burası değil' dedi çünkü kendi açıkları net şekilde ortaya çıktı. Sayın Füle de hayretler içine düştü ve 'ne deseniz halısınız buna söyleyecek bir şey yok' dedi."
"BOZUK SAAT BİLE GÜNDE İKİ KEZ DOĞRUYU GÖSTERİR"
Demokratikleşme paketinin görüşmelerde olumlu karşılandığının kendilerine iletildiğini anlatan Bağış, kendilerinin de paketin ilerleme raporunda yer alması için taleplerini ilettiklerini ifade ederek şöyle konuştu:
"Normal şartlarda Komisyon yasalaşmış ve kesinleşmiş konuları içerik olarak ekliyor rapora yani irade beyanlarını yeterli görmüyor ama bu sefer Türkiye'nin bunu çok açık ve net bir şekilde yaptığını, bundan etkilendiklerini ve büyük ölçüde ilerleme raporuna bunların yansıyacağını vurguladılar. Tabi raporun yayınlanma tarihini ertelemediler bunu rica etmemize rağmen çünkü Kurban Bayramı'na denk gelmesini istemiyorduk ancak onlar değiştiremeyeceklerini söylediler dolayısıyla ben de bakanlarımız ve diğer tüm yetkililerimizden rica ediyorum ve edeceğim 16 Ekim günü yayınlanacak rapora 21'ine kadar kimse tepki vermesin ve bu da Türkiye'nin tepkisi olsun. Dolayısıyla bu süre içindeki sessizliğimizi basın kuruluşlarımız 'içerikten rahatsız oldular bu yüzden tepki vermiyorlar' şeklinde algılamasın lütfen. Ben bu seneki ilerleme raporunun oldukça olumsuz ve eleştirilerle dolu olacağı duyumlarına sahiptim ama demokratikleşme paketinin buradaki havayı çok farklı şekilde değiştirdiğini ve raporun belki de bugüne kadar yayınlanan ilelrleme raporları arasında en objektif rapor olacağına dair sözlü güvence de aldık. Ancak tabi biz raporu görmeden yine de bu konuda yorum yapmak istemiyoruz. Gerçi bozuk saat bile günde iki kez doğruyu gösterir, ilerleme raporlarını içerisindeki bazı eleştirler de haklı eleştrilerdir. İşte bizim paketimizin içeriği de bunların birçoğuna cevap olmuştur."
"CHP'NİN PAKETE TEPKİSİNE ŞAŞIRDIM"
Pakete muahAlefetin tepkisi ile ilgili olarak da konuşan Bağış, CHP'nin kendisini bu konuda şaşırttığını çünkü ertesi gün iptali için anayasa mahkemesine başvurmalarını beklediğini söyleyerek muhalefetten habersiz hazırlandığı eleştirilerini anlamsız buluduğunu çünkü bu paketin bir taslak olduğunu ileri sürdü.
"Bu paket ne ilktir, ne sondur, bugüne kada atılan adımların devamı ve bundan sonrasının da sinyalidir" diyen Bağış, reform talebinin hiçbir zaman bitmeyeceğine dikkat çekerek paketin daha iyi veya daha kötü olabileceğini bildiğini ancak günün şartlarında bu şekilde olabildiğini söyledi.
"BARBAROS ŞANSAL'IN İDDİALARI CİDDİYE ALINMAMALI"
Bir soru üzerine Barbaros Şansal'ın palalı saldırgan konusunda CHP'ye ilişkin sözlerini dikkate almadığını ifade eden Bağış, iddiayı ortaya atan kişiyi pek ciddiye almadığını çünkü şimdiye kadar farklı konularda çok şey ortaya attığını belirtti. Bağış, "Daha önce de kaçırıldığını iddia etti ama bir arkadaşının evinde hoş vakit geçirdiği ortaya çıktı falan yani benim nezdimde pek bir inandırıcılığı yok o şahsın dolayısıyla CHP ile ilgili iddialarını da çok ciddiye almayı doğru bulmuyorum" dedi.
Kral FM tarafından başlatılan, gezi olayları ile ilgili 'itidal çağrısı' metninden bahseden ve AB yetkililerine bu uzlaşı metnini sundukları anlatan Bağış, metnin ilerleme raporuna dahi girebileciğine dikkat çekti.
22. faslın açılması için 5 Kasım tarihine davet aldıklarını aktaran Bağış, herhangi bir yeni engelleme söz konusu olmadığı takdirde bu faslı açıp sırada 17.fasıl için gerekli girişimleri yapacaklarını söyledi. Türkiye'deki üniversite gençliği ile yapılan bir araştırmanın sonuçlarından bahseden Bağış, 'hangi ülke en çok Türkiye'nin AB üyeliğini engellemektedir?' sorusuna yüzde 55 Fransa, yüzde 18 Almanya, yüzde 14 Yunanistan ve yüzde 10 Rum kesimi cevabının verildiğini aktararak Franszı mevkidaşına "Bu kadar suçlanmayı siz bile hak etmiyorsunuz, gelin Sarkozy politikalarının tortularından kurtulun" dediğini sözlerine ekledi.
Vize konusunda Füle'nin umutlu olduğunu aktaran Bağış, BM'de Bakan Davutoğlu ile yapılan görüşmelerin yararlı olduğunu ve bu görüşmelerden sonra Komisyon'un ilgili diğer komiserleri ile görüşmeler yapıp bunların neticesinde kendilerine dönüş yapacağını belirtti.
Brüksel merkezli büyük bir kültür-sanat festivali olan 2015 Europalia'nın onur konuğu olarak Türkiye'nin davet edildğini ve bunun imza törenini Belçika Dışişleri Bakanı Didier Reynders ile yapıldığını anlatan Bağış, festivalin her yıl farklı konukları olduğunu ve AB üyesi olmayan konukların sadece büyüyen ekonomilerden seçildiğini hatırlatarak Türkiey'nin seçilmiş olmasının önemine değindi.
Dün akşam Galatasaray Juventus maçını izlediğini söyleyen Bağış, Galatasaray'ın Real Madrid hezimetinden sonra Juventus karşısında dik duruşunu tebrik ederek bunu Türkiye'nin AB karşısındaki dik duruşuna benzetti.
Sabah