Hrıstiyan Demokrat Birlik Partisi'nden Cemile Giousouf, partiden federal düzeyde meclise giren ilk Müslüman milletvekili olma özelliğini taşıyor.
Sosyal Demokrat Parti'den ise beklendiği gibi Genel Başkan Yardımcısı Aydan Özoğuz ikinci kez milletvekili seçildi. Özoğuz'un yanı sıra Metin Hakverdi, Gülistan Yüksel, Cansel Kızıltepe ve Mahmut Özdemir de meclise giren isimler arasında. Yeşiller'den parti eş başkanı Cem Özdemir'in yanı sıra Ekin Deligöz ve Özcan Mutlu meclise girdi.
Yeşiller neden oy kaybetti?
Deutsche Welle'ye konuşan Ekin Deligöz, partisinin kaydettiği oy kaybını üzüntü verici olarak nitelendirdi. Sosyal adalet ve azınlıkların haklarını savunan bir parti olduklarının altını çizen Deligöz, bu seçimlerde bunu daha fazla öne çıkardıklarını ancak seçmenin çevre dışında başka sorunlarla ilgilenen bir Yeşiller Partisi görmek istemediğini ifade etti:
"Biz, parti olarak Almanya'da ekolojiden yani doğal hayatı korumanın dışında sosyal haklar üzerinde konuşmaya başladık ama Almanya seçeneği olmasına rağmen bunu seçmedi. Aslında onlar için çalıştığımız halde bazı insanlar bizi tercih etmedi. Gerçekten yabancıların haklarını arayan bir parti seçilecekse, Yeşiller'e daha büyük destek verilmeliydi. Maalesef öyle olmadı. Biz ise hala azınlıkların yanındayız ama azınlıklar bizim yanımızda yer almazsa birlikte Almanya'yı değiştiremeyiz."
Sol Parti'den 2 Türk kökenli milletvekili
Sol Parti'den ise iki dönemdir milletvekili olan Sevim Dağdelen'in yanı sıra Berlin'den Azize Tank da milletvekili seçilmeyi başardı. Sevim Dağdelen 2009 yılında yüzde 11'in üzerine çıkan Sol Parti'yi, bu seçimlerde yüzde 8'in biraz üstünde oy almasına rağmen yine de başarılı addediyor. Dağdelen, DW'ye yaptığı açıklamada Sosyal Demokratların hedeflerinin altında kalmasını ise şu sözlerle değerlendirdi:
"Sosyal Demokrat Parti'nin güçsüzleşmesinin nedenlerinden biri, özellikle Yeşiller Partisi döneminde ve ondan sonra da Büyük Koalisyon döneminde yaptığı sosyal adaletsizliktir, Somali'ye, Afganistan'a asker ve silah göndermesi ve barışçıl bir dış politika izlememesidir. SPD, seçim döneminde parti programlarında yazdıklarını yerine getirmediği, bunu seçim sonrası unuttuğu, hatta seçmenine ihanet ettiği için yüzde 22 ya da yüzde 25'lerde tutuklu kalıyor."