Katıldığı bir televizyon programında önemli açıklamalarda bulunan Çelik, Gezi Parkı olaylarıyla ilgili ise şu değerlendirmeyi yaptı:
"Sayın Başbakanımız yola çıkarken sadece aktörler değil senaryo da değişecek. Aktörler değişiyordu, ama statüko değişmiyordu. Siyaset devlet eliyle millet üzerinden yapılıyordu. Bundan önceki dönemlerde başbakan ve bakanlar asıldı. Daha sonra Demirel şapkayı alıp gitmeyi tercih etti. Şapkayı alıp gitti. Sonra Özal geldi. Özal halka daha yakın bir isimdi. Hemen darbenin arkasından geldi. Zor günler geçirdi. 28 Şubat milletin üzerinden silindir gibi geçti. Daha sonra koalisyon hükümeti geldi. Aslında her sandıkta darbeye, darbecilere ders verdi. Netice de AK Parti hükümete geldi."
DEVAMI DARBE PLANLARI YAPILDI
'Darbe iddialarıyla ilgili olarak' ise Çelik, "Sarıkız, Ayışığı, Balyoz, AK Parti hükümete geldiği günden beri darbe planları hazırlandı. Bu bir hastalık haline geldi. Bu arada kaynamalar oluyor, bir şeyler oluyor. Yapılan kamuoyu araştırmaları gösteriyor ki AK Parti yükseliyor. Baktılar ki bürokratik cumhuriyet elden gidiyor, demokratik cumhuriyet geliyor. Sandıkla iş olmayacağı anlaşıldı. Cumhurbaşkanını seçtirmediler. 27 Nisan bildirisi geldi. Cumhuriyet mitingleri yapıldı. Sandıkta bulamadığını sokakta arama çalışmalarıydı bunlar. 2007 seçimlerinde yüzde 47 oy alındı. Yüzde 35'ten yüzde 47'ye çıktı" şeklinde konuştu.
27 NİSAN BİLDİRİSİ DANIŞIKLI DÖVÜŞ MÜYDÜ?
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik, 27 Nisan bildirisinin danışıklı dövüş olduğu iddiasına da şu cevabını verdi:"Bu kargaları güldürecek iddiadır. Dolmabahçe'de bunlar görüşüldü. Ana muhalefet lideri bir iddia ortaya attı. 'Sen bize e-muhtıra patlat, bizde sana üstün hizmet madalyası verelim' dediği söylendi. 'Bizim oyumuz artsın.' Böyle bir mantık var mı yani?"
"411 EL KAOSA KALKTI" MANŞETİ
Çelik, sözlerini şöyle sürdürdü:"Daha sonra yargıyı devreye soktular. 411 milletvekilinin oyuyla kabul edilen kanun için dönemin gazetesi, genel yayın yönetmeni Ertuğrul Özkök'ün olduğu gazete "411 el kaosa kalktı" manşetini attı. Gezi olaylarında da bunu gördük. Merkez medya hemen dişlerini göstermeye başladı. Biz medyanın demokrasiye destek vermesini beklerdik. AK Parti bugün var, yarın yok. Millet iradesinde devamlılık var. Gelelim bu tarafta, Anayasa Mahkemesi bir ayıba imza attı. Anayasa Mahkemesi esastan incelemeye tabi tutamaz. Hukuk katledildi. Daha sonra Yargıtay iktidar partisine kapatma davası açtı. AK Parti yalan ve sahte deliller gerekçe gösterilerek ceza da aldı."
PARTİ İÇİNDE ERGENEKON'A KARŞI YUMUŞAMA VAR MI?
Ergenekon Davası konusunda AK Parti içinde görüş ayrılığı olup olmadığı konusundaki soru üzerine ise Çelik, "Sayın Başbuğ, Sayın Başbakan'ın mesai arkadaşıydı. Bütün memurları siz getirirsiniz. O memur bir suç işlerse, biz ondan mesul sayılabilir miyiz, suçlanabilir miyiz? Sayın Başbakan, Başbuğ'un terör örgütü liderliği suçundan yargılanmasından rahatsızlığını dile getirdi" dedi. Çelik, Ergenekon sanıklarını kurtarmak için Meclis'te yasa çıkarılacağı yönündeki iddiaların ise gerçeği yansıtmadığını söyledi"
HABERAL ERGENEKON'UN POFPOFLAMALARINA GELDİ
"Ergenekon davasında tahliye olan CHP Milletvekili Mehmet Haberal ile ilgili de konuşan Çelik, şunları ifade etti:"Haberal tez canlı bir insandır. Ergenekon'la dirsek temasına geçmeden önce de Başbakan'ın açılışlarına bile katılıyordu. Mehmet bey etrafın pof poflamalarına gelerek bunları yaptı. Zihniyet olarak CHP'li de değildir. Merkez sağdan gelen de bir insandır. Ders çıkartmış olmasını temenni ederim. CHP'liler, Haberal'ı bu davanın sembolü haline getirmeye çalışacak. Umut ederim ki Mehmet bey bunlardan ders çıkarmıştır."
BALBAY'IN "SICAK SONBAHAR YAŞANACAK" AÇIKLAMASI
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Çelik, Ergenekon Davası sanığı Mustafa Balbay'ın "Sıcak bir sonbahar yaşanacak" şeklindeki açıklamalarını da yorumladı: "Ergenekon'u eleştirenler bu söze dikkat etmeli. Bu laf tek başına yeter. Siz neyle ısıtacaksınız, molotof kokteylleriyle mi? Her tarafı yakacaksa size de zarar verir, sadece AK Parti'ye mi zarar verecek. Hukuk çerçevesinde, kanunların tanıdığı sınırlar içerisinde her türlü protesto haktır. Ancak kamu malına zarar vereceğim, devlet hükümet de bakacak öyle mi? Ayı ne kadar yol bilse de avcı da o kadar hile bilir."
"BDP'LİLER ÖCALAN'A YARANMA YARIŞINDA, KATO'DA YAPILANLAR SAVCILIĞA İNTİKAL ETTİ"
Çözüm süreciyle ilgili de değerlendirmeler yapan Çelik, BDP'lilerin tutumlarını eleştirdi.Çelik, "Çözüm süreci adı üstünde bir süreç. Süreci sabote etmek isteyenler hep olacaktır. Türkiye'nin güçlü bir devlet olmasını istemeyen, iç ve dış güçlerin varlığı biliniyor. Mesela bir bayan BDP'li çıktı açıklama yaptı: 'İlk şartımız Öcalan'a özgürlük' diye açıklama yaptı. Şimdi bunlar ne yapmak istiyor biliyor musunuz? Abdullah Öcalan, televizyon izlemeye başladı. Bunların hepsi Öcalan'a yaranma yarışı. Biz bu çözüm sürecinden vazgeçmeyeceğiz. Bir hayırlı bir iş için yola gidiyoruz. Arabamızın tekeri patladı, arabamızı değiştirir gideriz. Motor arızalandı, tamir eder devam ederiz. Daha olmadı arabayı değiştirir gideriz. Biz vazgeçmeyeceğiz. Ama sabrımızı zorlayan faktörler var. Kato Dağı'nda yapılanlar savcılığı intikal etti. Gereği de elbette yapılacaktır."
DEMOKRATİKLEŞME PAKETİNDE NELER YER ALACAK?
Hazırlığı süren demokratikleşme paketi konusundaki soruya ise Çelik, şu cevabı verdi:"2011'de çıkardığımız parti hedeflerimizi kapsayan "Hedef 2013'tür. Bunun birinci maddesi ileri demokrasidir. İleri demokrasinin nasıl olacağı konusunda çalışmalarımızı sürdürdük. Diğer siyasi partilerin istedikleri istemedikleri var. Akil İnsanların raporlarında yer alan maddeler var. Bunların hepsini dikkate alıyoruz. Bir rapor hazırladık. Mağduriyetlerin giderilmesi, yeni hakların, ötekileştirilen kişiler var. 4 maddede toplayabiliriz. Gayrimüslimlerle ilgili sıkıntılarımız var. Alevi vatandaşlarımız var. Siz birini yok saydığınız zaman o yok olmuyor. Meşru talepleri var. Kürtlerin talepleri var. Mütedeyyin, dindar insanların talepleri var. Tabi bunların alt başlıkları da var. Bu paketin içinde bunlarla ilgili maddeler yer alıyor. Bunların Anayasa değişikliği ile yapılabilecek olanları var, kanunların değiştirilmesiyle olabilecekler var, yönetmeliklerle olabilecekler var bir de idari tasarrufla yapılacaklar var. Bu konularla ilgili çalışmalarımız sürüyor."
GENEL AF ÇALIŞMALARI VAR MI?
Hüseyin Çelik, "genel af" iddialarıyla ilgili olarak da "Birileri konuşabilir ama bizim gündemimiz de yok. Devlet kendisine yönelik suçları affedebilir. Ama başkaların hakkına giren suçların affedilmesi devletin tasarrufunda olmamalı. Affın milletin vicdanında şekillenmesi lazım. Milletin vicdanında genel af talebi olmadığını düşünüyoruz" şeklinde konuştu."