Sosyal paylaşım sitelerinden başkalarının hayatlarını takip edenlerin bunalıma girdikleri belirlendi.
Kafkas Üniversitesi (KAÜ) Eğitim Fakültesi Eğitim Bilimleri Bölümü öğretim üyesi Doç. Dr. Ali Osman Engin, "Göteborg Üniversite'nden bir grubun bin kişi üzerinde sosyal paylaşım siteleri konusunda yaptığı ankete göre başkalarının hayatlarını Facebook üzerinden takip eden internet kullanıcıları, bunları kendi hayatlarıyla kıyasladıktan sonra bunalıma giriyor" dedi.
Sosyal paylaşım sitelerinin bireysel düzeyde psikolojik travmalara neden olduğunu belirten Engin, bunun örneklerinin medyada görüldüğü söyledi.
İnsanların kendi ölçülerinde sosyal paylaşım sitelerine sınır koyamadığını ancak sosyal paylaşım sitelerinin insanların sınırlarını zorladığına dikkati çeken Engin, "Toplumsal ve bireysel açılardan genel kabul ve ret alanları birbirine karışmıştır. Bozulan sosyal yapıyla ilgili sınırsızlıkları sosyal paylaşım siteleri teşvik etmektedir" diye konuştu.
"MUTSUZ ANLARI FACEBOOK'TA GÖREMEZSİNİZ"
Engin, Göteborg Üniversite'nden bir grubun bin kişi üzerinde sosyal paylaşım siteleri konusunda anket yaptığını anlatarak, şunları kaydetti:
"Ankete göre, başkalarının hayatlarını Facebook üzerinden takip eden internet kullanıcıları, bunları kendi hayatlarıyla kıyasladıktan sonra bunalıma giriyor. Araştırmayı yapan gruptan Leif Dent, bu durumu sahte bir hayata benzeterek, 'Facebook'ta insanlar, hayatlarının en güzel anlarını ve en güzel resimlerini paylaşır. Bu paylaşımlar diğer insanların yanılmasına sebep olur çünkü paylaşımı yapan insanın gerçek hayatını veya mutsuz anlarını Facebook'ta göremezsin. Başkalarının sanal hayatını kıskanmak, sosyal paylaşım siteleriyle beraber insanları etkileyen problemler arasına girdi' diyor. Ergenlik öncesi ve ergenlikte sosyal ağların ve teknolojinin sürekli ve uzun saatler kullanılması kaygıya, depresyona ve daha başka psiko-patolojilere neden olabildiği düşünülüyor."
FACEBOOK VE TWİTTER KİMLİK KRİZİNE SOKUYOR
Engin, Oxford Üniversitesi'nde yapılan araştırmada da Facebook ve Twitter gibi sosyal paylaşım sitelerinin gençleri kimlik krizine soktuğunun belirlendiğini kaydetti.
Sosyal paylaşım sitelerinde vakit geçirmenin dikkat eksikliğine ve sözsüz iletişime neden olabileceğine dikkat çeken Engin, şöyle devam etti:
"Günümüzün en temel sosyal sorunlarının başında gelen sosyal paylaşım sitelerinin özellikle çocuklar ve gençler üzerindeki olumsuz etkilerini belirlemek amacıyla oldukça yoğun çalışmalar yapılıyor. Şüphesiz gençlerin toplumsal varlığımızın devamı ve milli, manevi, sosyal ve kültürel değer ve normlarımızı edinip benimsemeleri ve insanlık adına yeni medeniyet değerlerini üretebilecek düzeyde katkı sağlamaları bekleniyor. Toplumsal birlik ve beraberlik adına bunun gerçekleşmesi oldukça önemlidir."
Doç. Dr. Engin, sosyal paylaşım siteleri kullanımının 5 yaşın altına düştüğünü de sözlerine ekledi.