Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Şırnak Şerafettin Elçi Havalimanı ve diğer kamu yatırımlarının toplu açılış töreninde konuştu. Erdoğan, konuşmasında şu mesajları verdi:
Hayatı zorluklarla mücadele vermekle geçmiş Şerafettin Elçi'nin ismini verdik. Bu havalimanı vesilesiyle her daim hatırlanacak.
Bugün farklı yatırımları da hizmete açıyoruz. Burası Şırnak'tır demedik. Burası vatan toprakları dedik, hizmeti buraya getirdik. 10 yıl önce Şırnak'a bir havalimanı olacak deseydik, inanır mıydınız? Söz verdik ve Şerafettin Elçi Havalimanı'nı yaptık.
3000 metrelik pistiyle uluslararası uçuşlara hazır bir havalimanı. Ayrıca TOKİ tarafından inşa edilen 820 konut da bugün hak sahiplerine teslim ediliyor.
Bu havalimanı burayı bi çekim merkezi haline getirecek. Yatırımcı buraya daha rahat gelecek. Aynı şekilde Ankara'dan buraya bir saatte gelme imkanı olacak. Bizim bu yatırımlarımız hiç hız kesmeden devam edecek. Şırnak, tarihi eserleriyle, türbeleriyle, tarihi güzellikleriyle çok farklı bir şehir konumuna yükselecek. Biz Şırnak'a her ne yapıyorsak Şırnaklılar'ın en tabii hakkı olduğu için yapıyoruz. Bir devlet vatandaşına adil hizmet götürüyorsa büyük devlettir. Batıya yap, doğuya yapma bunu kabul etmemiz mümkün değildir.
Hepimiz Adem ile Havva'nın torunlarıyız. Hepimiz Nuh'un Gemisinden çıkmış nesillerin devamıyız. Hep birlikte tek millet olduk.
Biri Kürtçe söyledi, biri Türkçe söyledi ama bu erenler, gönül insanları aynı kaynaktan beslendi. Biz birlikte Türkiyeyiz. Bu topraklarda kimi zaman acı hadiseler yaşandı. Hiç arzu etmediğimi kıyımlar yaşandı. İnsanlık dışı işkenceler yaşandı. Biz yaşanan acı hadiselere değil, artık yaşanan güzel hadiselere bakacağız. Geçmişin acılarına değil, ortak bir istikbale bakacağız. Geçmişin ihmallerini elbette telafi edeceğiz.
ÇÖZÜM SÜRECİNİ ENGELLEMEYE ÇALIŞAN BÜYÜK VEBALE GİRER
Çözüm sürecinin gayesi çıkara dayalı hedefler değildir, gençlerimizin ölümünü durdurmaktır. Annelerimizin göz yaşını dindirmektir. Yeterince acı yaşadık. Türkiye bunları hak etmiyor. Yaklaşık 7 aydır bu bölgede yeni acılar yaşanmıyor. Türkiye'nin diğer bölgelerinde ocaklara ateş düşmüyor. Yıllardır uğranılmayan köylere, mezralara gidiliyor. Sadece şehirlerimizde değil, mezralarımızda, köylerimizde hasretini çektiğimiz bahar yaşanıyor. Çözüm sürecini ilerleterek, hesaplaşarak değil, helalleşerek meseleleri çözeceğiz. Kalıcı bir bahar için büyük bir samimiyetle çalışıyoruz. Çözüm sürecinden vazgeçen, bu süreci sabote eden asla ve asla biz olmayacağız. Bu süreci sabote eden, engellemeye çalışan çok büyük bir vebale girer. Hiç kimse bu ülkenin gençlerinin canı üzerinden kirli hesaplar yapmasın. Herkes elini vicdanına koysun. Bu süreçte hepimiz sorumluyuz. Herkes söylediğini, yaptığını hassas bir terazide tartsın. İsterdik ki bütün siyasi partiler inisiyatif kullansın. Ama bazıları kaçıyor.
MISIR'DAKİ DARBEYE SESSİZ KALINANAMAZ
Mısır'da bir askeri darbe oldu. 70 yıl otokratik bir rejimle yönetilen Mısır'da ilk defa bir yıl önce sandık kuruluyor yüzde 52 ile Mursi Cumhurbaşkanı oluyor. Bu askeri darbe yönetimi anayasayı lağvediyor, bir tarafta Mursi'yi yeri belli olmayan bir mahkumiyetin içine alıyor. Tahrir'de toplanma çağırısı yapıyorlar, halkı birbirine düşürmek istiyorlar. Dünyanın bu konuda daha duyarlı olmasını istiyoruz. Seyirci kalmak insani olarak bizim için vebaldir.
O MEKTUBU KAÇA YAYIMLADIN TIMES? İŞTE SENİN BEDELİN O
Bir İngiliz gazetesinde Türkiye aleyhinde bir mektup yayımlandı. Türkiye'deki olayların iç yüzünü anlamadan bu mektuba imza attılar. Altına imza attıkları metinleri iyi okumaları gerekir. Çok ciddi şekilde yanıltılmışlardır. Böyle bir mektup Türkiye'nin saygınlığına zerre getirmez. Onu yayınlayan gazetenin, imza atanların saygınlığını zedeler. Kaça yayınladın Times? İşte senin bedelin o. Yasal zeminde hesabını soracağız. Başbakan'a diktatör diyen bir anlayış bu ülkeyi tanımıyor.
Biz bu oyunlara gelmeyeceğiz. Birbirimizi Allah için sevelim.