"Denizcilik sektörünün 2009 yılında girdiği kriz nedeniyle 3 milyonluk gemiler 700-800 bin liraya satılmaya başlamıştı. Ben de filomu genişletmek istiyordum. Uluslararası sendikasyon kredisi aracılığı yaptığını iddia eden Ariel Mayo ile işte böyle tanıştım. 10 milyon dolar kredi talebinde bulundum. 20 milyona kadar kredi alabileceğimi söylediler. İpotek şartı aramadan kredi bulacaklarını vaat ettikleri için kabul ettik. Beni İsrail'e davet ettiler. Kızımla birlikte gittik. Bizi Tel Aviv'de havaalanından aldırıp çok lüks bir ofise götürdüler. Ariel Mayo ve babam diye tanıştırdığı Eliya Mayo tarafından karşılandık. Bizi sigorta eksperi olduğunu söyledikleri Davide Moshegeaon adlı biriyle tanıştırdılar. Devam eden aylar boyunca kredi çıktı çıkıyor diyerek ekspertiz ücreti, sigorta prim ücreti, denetim parası ücreti adı altında toplamda 400 bin euro para ödedim. Ödemeleri yapmak için evime bile ipotek koydurdum. Tanıdıklarıma borçlandım. Kendimin ve çocuklarımın kredi kartlarından nakit çekim yaptık. Ancak kredi bir türlü çıkmadı.
2010 yılında İsrail'de dava açtım. Bunun üzerine İstanbul'a kaçmışlar ve Nişantaşı'nda bir ofis açmışlar. Bu ofisi buldum ve benim gibi birkaç mağdur ile birlikte ofise gittik. Bize burada tüm ödemeleri geri vereceklerini taahhüt ederek senetler ibraz ettiler. Ancak bunlar da hiçbir zaman geri ödenmedi. Sonra yine ortadan kayboldular. İzlerini Adana'da bulduk. Adana'ya gittiğimde İstanbul'a geri döndüklerini ve Mecidiyeköy'de bir ofis açmak üzere olduklarını öğrendim. Devreye bu noktadan sonra polis girdi. 1 Aralık 2011'de Ariel Mayo yakalandı ve tutuklanarak cezaevine gönderildi. Ancak bu arada ben elimdeki her şeyi kaybettim. Gemilerime haciz geldi. Mürettebatın bile maaşlarını ödeyemedim. İflas ettim. Artık gemilerim yok. Kirada yaşıyorum. Toplamda 2 milyon euro zararım var. Sonradan sonraya araştırdıkça babam diye tanıttığı Eliya Mayo'nun amcası olduğu; eksper, sigorta sorumlusu diye tanıttıkları kişilerin de kendi adamları olduğu ortaya çıktı. Dünyanın dört bir yanında adamları var. Yunanistan'da, Viyana'da, Moskova'da ve daha birçok yerde…
Bu dava uluslararası bir boyutta incelenmesi gereken bir dava. Tek hedefleri Türk şirketleri. Dışişleri Bakanlığının devreye girmesi ve bir türlü bulunamayan amca Eliya Mayo hakkında da kırmızı bülten çıkarılması gerekirken, Ariel Mayo bu yılın Mart ayında tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. Artık paramı hiçbir zaman geri alamayacağımı biliyorum, hiçbir umudum kalmadı. Birkaç yıl içinde ben dahil dört armatörü böyle dolandırdılar. Şu an yüksek ihtimalle ya İsviçre ya da Londra'dalar."
Bunları anlatan, iflas etmiş Tanmar Denizcilik'in sahibi eski armatör Altan Baban. Film gibi bir uluslararası dolandırıcılık hikayesinin onlarca kurbanından sadece biri.
60 milyon dolarlık vurgun
İstanbul 6. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davanın iddianamesine göre, her şey 2008 yılındaki ekonomik kriz ile başladı. Uluslararası bankalardan ucuz ve masrafsız kredi aracılığı yaptığını iddia eden Musevi asıllı işadamı Ariel Mayo, birkaç yıl içerisinde krizden çıkış yolu arayan ve işini büyütmek isteyen yüzlerce şirketi dolandırarak 60 milyon dolarlık vurgun yaptı. Ariel Mayo 2011 yılı sonunda tutuklanarak cezaevine gönderildi. 17 ay tutuklu kaldı. Hollywood yapımı dolandırıcılık filmlerini gölgede bırakan olayın bu yıl tamamlanan iddianamesine Aktüel ulaştı.