Türkiye'de ezan Diyanet İşleri Başkanlığı'nın 18 Temmuz 1932 tarihli bir genelgesi ile Türkçe okunmaya başlandı. Merhum Başbakan Menderes tarafından aslına çevrilen ezan şimdilerde Arapça okunmaya devam ediyor.
MUSTAFA ARMAĞAN BELGEYİ PAYLAŞTI
Ezanın Türkçe okunduğu yıllarda ise Diyanet İşleri Başkanlığı'nın müftülüklere bazı uyarı yazıları gönderdiği ortaya çıktı. Tarihçi Mustafa Armağan'ın paylaştığı bir belgede ezanın Türkçe okunuşu anlatılıyor. 'Diyanet İşleri Reisi Rıfat' imzalı belgede şu ifadeler dikkat çekiyor: "Öz dilimizle her tarafta Türkçe ezanın okunduğu bir zamanda minarelerde Arapça selatüselam okumak, ahenksiz düşeceği gibi Hükümet-i Celile'nin takip buyurduğu maksadı milliyede uygun gelmediğine binaen İstanbul'daki erbabı ihtisasla bilmuhabere balaya yazılan üç suret ile Türkçe tekbir gönderilmiştir. Herhangisi arzu olunursa icabında alakadarların ondan okumaları lüzumu taminan beyan olunur efendim."
Ezanın Türkçe okunmaya başlanmasının yıldönümü münasebetiyle tarihçi Mustafa Armağan sosyal paylaşım sitesindeki hesabından şu görüşleri paylaştı: "81 yıl önce bugün ezanın kendisini okumak yasaklanmış, minarelerde yabancı bir şarkı okunmaya başlanmıştı. Şarkı diyen ben değilim, Said Nursi. Minareden neyin okunacağı belliyken çarpıtılmış çeviriye ezan demek ezana hakaret. Hatta başta reisleri, ezanın anlamından o kadar etkilenmişler ki, gavur eseri diye Ayasofya'yı kapatmışlar. Önce 'Tanrı'dan başka Tanrı yoktur' ifadesi varken sonra 'Tanrı'dan başka yoktur tapacak' denilmiş. Yalnız Tanrı tapacak ama kime tapacak?
'Tanrı'dan başka yoktur tapacak' yerine 'Tanrı'dan başka yoktur tapılacak' demek çok mu zordu? Sonra Tanrı kime tapacak? Tartışalım o zaman. Bediüzzaman Said Nursi hazretlerinin Türkçe ezana minarede okunan şarkı demesi yanlış mı sizce? Çeviri Aksekili tr da kıyasıya eleştirilir. Biz seslendirilişini tartışıyoruz. S. Nursi minareden okunan şeye şarkı demiştir."