Feliks, doğuştan görme engelli bir çocuk ama o, duvarları duyabiliyor. O nedenle bir bina içerisinde istediği gibi hareket edebiliyor. Çünkü yarasaların tekniklerini örnek alarak yönünü tayin edebiliyor, karşısında bir engel olup olmadığını mekanın akustiğinden tespit edebiliyor. Diliyle sürekli klik sesleri çıkartıyor. Feliks'in ağız şapırdatmaları ya da diliyle çıkardığı klik sesleri, objelere çarpıp geri yansıyor. Bu ekoyu duyabileceği bir eğitim alan Feliks böylece, önünde bir engel olup olmadığını, ne kadar uzakta olduğunu, merdivenlerin aşağı mı indiğini ya da yukarı mı çıktığını veya bir kapının açık mı kapalı mı olduğunu duyabiliyor.
Bebeklikten itibaren eğitim
"Klik sonar" tekniği görme engelli çocuklara yönlerini tayin etmede büyük imkânlar sunuyor. Görme engellilere hareketlilik dersleri veren Alman Klaus Mönkemeyer, "Eğer çocuklar, bu tekniği daha bebekken öğrenmeye başlarsa, öğrenme süreci beynin gelişimi ile eş zamanlı ilerliyor ve daha en baştan bir mekânı, akustiğinden tayin edebilme yetisi kazandırıyor" diyor. Uzman Mönkemeyer, çocuklar bu tekniği ne kadar erken yaşta öğrenirlerse o kadar iyi kullanabileceğini düşünüyor. Mönkemeyer, ABD'de yapılan ilk araştırmaların yankı lokalizasyonunun, beynin yön tayin etme performansından sorumlu bölümü aktif hale getirdiğini kaydediyor.
Klik sonar ya da yankı lokalizasyonu olarak kullanılan ve Almanya'da görme engelli çocukların eğitiminde giderek ilgi görmeye başlayan bu metodu, ABD'li görme engelli Daniel Kish keşfetmiş. Bu tekniğin ustası olarak bilinen Kish, bu metodu küçükken kendi kendine geliştirmiş. Kish bugün görme engelli olmasına rağmen dağlara tırmanıyor ve dağ biskleti ile yolculuk ediyor. Kish aynı zamanda dünyanın birçok ülkesinde görme engellilere ve onların eğitmenlerine seminerler veriyor.
'Korkusuzca, güvenli ve hızlı hareket'
Klik sonar tekniği, henüz yeterince tanınmıyor. Özellikle bebeklik yaşlarındaki teşvik kursları çok nadir bulunmakta. Almanya çapında görme engellilere küçük yaşlarda teşvik programı ilk kez Köln'de LVR Severin Okulu'nda uygulanmaya başlandı. Maira Lieven'ın korrdine ettiği bu pilot projeye 13 küçük çocuk katıldı. Feliks de bunlardan biriydi. Bir buçuk yıllık bir programın ardından çocukların kaydettiği gelişmeyi Lieven şöyle açıklıyor: "Biz programın daha başında sayılırız. Ama şimdiden şunu söyleyebiliriz; bütün çocuklar daha fazla tempo ve güven kazandı."
Feliks'in annesi de oğlunun mekânı algılama becerisinin ciddi bir şekilde geliştiğini kaydediyor ve "Feliks çok hızlı hareket ediyor ve korkmuyor, etrafa 5 yaşındaki ve görme engeli bulunmayan ablasından daha fazla çarpmıyor" diye konuşuyor.
© Deutsche Welle Türkçe
DW/dpa, BD/BS