AK Parti İzmir İl Gençlik Kolları Başkan Vekili Uğur Geyik, Gezi Parkı eylemleriyle gündeme gelen 'Y kuşağını' analiz etti.
"Y kuşağı, 80 sonrası doğanları kapsayan ve kendini bildi bileli apolitiklikle suçlanan bir kuşaktır.
O kadar suçlanmışlardır ki, özellikle Sol orta ve üst sınıftan gelenler, Gezi Parkı olaylarıyla kendisine yapıştırılan o aşağılanmayı atmak için, bir anda ortalığı birbirine katacak kadar politize olmuşlardır.
Muhafazakar kesim ise zaten 28 Şubat'la beraber politize olmuş ve 2002 sonrası AK Parti saflarında yerini almıştır.
Bizim kuşak kendisini ifade etmek isteyen ve bunun için tüm kanalları kullanan bir kuşaktır. İnternetin tüm nimetlerinden yararlanan bizler için aslında iletişim her şeydir.
Son 10 yıldır muhafazakar gençler AK Parti saflarında kendisini ifade etme konusunda çok da sıkıntı çekmediler. 10 yıl boyunca zafer üstüne zafer kazandılar.
Fakat özellikle sol kanattan gelenler, kuvvetli bir muhalefet olmadığından dolayı iktidar tarafından kendi taleplerinin hiçbir zaman dinlenmeyeceğini düşünerek, sosyal bir patlama ile kendilerini ifade etme yoluna girdiler.
Bu kesimin ebeveynleri 2002 yılına kadar kendilerini ülkenin asli unsuru hissettiklerinden, şu andaki durumlarını kabullenemez hale geldiler. 2002'den bugüne kadar sürekli seçim kaybettiklerinden ve özellikle zinde güçlerin tavsiyesi ile son kalelerinin de düştüğünü düşündüklerinden dolayı büyük bir sosyal travma ile karşı karşıya kaldılar.
İşte bu sosyal travmayla yetiştirilen ve kendilerini egemen sınıf olarak görmekten bir türlü kurtulamayanlar, Gezi Parkı olaylarının kurmayları olarak karşımıza çıktılar. Olayların patlamasından sonra kendilerini ifade etmek isteyen diğer unsurlar da protestoculara eklemlenerek dairenin daha da büyümesini sağladılar.
Protestoların odağında İktidar bulunsa da patlamanın kök sebebinin, muhalefetsiz bir toplumda insanların kendilerini ifade edememesi sebebi ile oluşan stres birikmesi olduğu çok açık.
CHP ve MHP'nin AK Parti karşısında acizlikleri ve politika üretememeleri, darbe olasılığı ile iktidara gelme durumlarının da kalmaması, sol kitlelerin 80 sonrasında ilk defa sivil bir insiyatif ile sürece dahil olmalarını sağladı.
Bu dahil oluş, polisin aşırı müdahalesi ve sol devrimci gelenekle birleşerek sokaktaki şiddete dönüştü.
Aslında bu olaylar solun kendisini yeniden oluşturması ve tüm stratejilerini gözden geçirmesi için büyük bir fırsat.
68 kuşağı romantizmine kapılırlarsa ve olayları gençlik kampı havasına sokarlarsa 2014 seçimlerinde gene büyük bir yenilgi ile karşı karşıya kalacakları su götürmez bir gerçek.
İktidarın ise, bu olaylardan pek çok ders çıkartması gerektiği oldukça açık.
Dilin yumuşaması gerektiğinden veya mitinglerde yapılan gövde gösterilerinden bahsetmiyorum. Bunlar siyasi olarak yapılması gereken makul hamleler.
Asıl sorun ülkenin geleceği olarak görülen gençlerin bir kısmının kendisini ifade etme kanallarının tıkalı olduğunu düşünmesidir.
Yani Sol görüşlü gençlerin kendisini öteki hissetmesidir.
Muhafazakar Demokrat siyasetin temelinde herkesi kucaklayan ve herkesin kendisi olarak yaşayacağı bir ülke hayali bulunmaktadır. Kimsenin ötekileştirilmediği, 2. sınıf vatandaş görülmediği bir ülke hayali.
Bence İktidarın bu hayale ulaşmak için yapacağı icraatlar çok önemli. Fakat sol kesimin muhafazakar cenahın hafızasını yok sayarak beklentilerini maksimalist ve tahrikkar tutması, bugünlerde yaşanmakta olanların kendileri için romantik bir anı olarak kalmasından başka hiç bir işe yaramamasına neden olur.
Bu sebeple 20 sene sonra bugünlerdeki gibi sadece dizilerdeki yakışıklı karizmatik karakterler olmaktan öteye geçemeyen sol gençliğin ötesine geçilmek isteniyorsa ülkenin çok büyük bir kısmının muhafazakar olduğu gerçeğini atlamamak ve bu kişilerin üstüne bir hegemonya kurulmak istenmediğini net olarak ifade etmek gerekiyor.
Muhafazakâr kesimin Lideri olarak gördüğü kişiye tüm değerleri ayaklar altına alan küfürleri söylemek kitleleri tahrik edip, kutuplaştırıyor.
Eğer bu eylemler gerçekten barışçıl eylemler ise Gezi Parkındaki gençliğin, AK Parti Gençliğini de oraya çağırması ve görüşlerini anlayışla karşılaması gerekiyor.
80 yıl boyunca rejimin ötekileştirdiği bir kitlenin çocuklarının eski egemenlerin çocuklarına güvenmesi için ortak sosyal alanlarda buluşması, süreci çok ama çok hızlandıracaktır.
Diğer yöntemler ise sol cenahın uzun süre kendisini öteki hissetmesine neden olacaktır.
Sol düşünce kendisini kitlelere yaymak için muhafazakar kesimle konuşmak ve iletişime geçmek zorundadır.
Diğer türlü yapacakları her hamle ülkeyi kutuplaştıracak ve AK Parti'yi destekleyenleri kemikleştirecektir.
Böyle bir kemikleşmenin kimin işine geleceğini ise söylemeye gerek yok herhalde."
Uğur GEYİK