Almanya'nın Nürnberg kentinde 9 Eylül 2000'de çiçekçi Enver Şimşek'in öldürülmesiyle başlayan ve 25 Nisan 2007'de Heilbronn'da polis memuru Michele Kiesewetter'in katledilmesiyle son bulan cinayetler serisinin arkasında Nasyonal Sosyalist Yeraltı (NSU) adlı terör örgütünün olduğunun ortaya çıkması bir dizi tartışmanın da fitilini ateşledi. Tam yedi yıl boyunca elini kollunu sallayarak ülkenin dört bir yanında cinayetler işleyip banka soyan ve bomba yerleştiren bu çete nasıl olup da ortaya çıkarılamamıştı? Polis, savcılık ve istihbarat örgütlerinin soruşturma sürecinde hata ve ihmalleri var mıydı? Cevabı bulunamayan en can alıcı soru ise devlet içinden bu cinayetlerden haberdar olan hatta cinayetlere destek olan kişi veya birimler var mıydı? İşte Münih'te 17 Mayıs'ta başlayan NSU davasıyla ilgili çarpıcı ayrıntılar.
Neo-Nazi katillerin cinayetleri, harfiyen uyguladıkları "üç adımda" işledikleri tespit edildi. Nasyonal Sosyalist Yeraltı (NSU) terör örgütünün üyesi Uwe Böhnhardt, Uwe Mundlos ve Beate Zschaepe önce kendilerine yaklaşık 10 bin ismin bulunduğu bir adres kaydı oluşturdu. Adres kayıtlarında Türk kültür dernekleri, camiler ve işyerlerinin de bilgileri yer alıyordu. İkinci adımda ise ırkçı katiller Almanya'nın birçok kentinin haritasını temin etti. Bunların birçoğu piyasada satılan şehir haritalarıydı. Bazıları da internetten basılan haritalardı. Bazı şehirlerde ise bazı semtlerin büyütülmüş planları kullanılmıştı. Neo-Nazi katiller, şehir haritalarının üzerine seçtikleri isimleri yazdı. Siyasilerin büroları kırmızı bir yıldızla, Türk ve Müslüman kuruluşlar sarı bir yıldızla işaretlendi. Yahudilere ait yerlere ise güneş gözlüklü bir smiley yerleştirildi. Üçüncü adımda ise katiller cinayetleri işledikleri şehirlerde araştırma yaptı. Nürnberg, Münih ve Dortmund'da işlenen cinayetlerle ilgili olarak teröristlerin evinde notlar bulunduğu öğrenildi. Burada katiller altı cinayet işledi. Ancak sadece birinde, sonradan gerçekten de öldürülen bir kurbanın işyeri işaretli idi. Daha çok yaşları 21-50 arasında değişen kurbanlar aramışlardı.
Böhnhardt ve Mundlos, Eisenach'ta saat 09:15'te bir bankayı soyduktan sonra 72 bin euro ile bisikletlerine atlayıp karavanlarına doğru yola çıktılar. Bir tanık, karavana bisikletlerini koyup kaçan ikiliyi polise ihbar etti. Soygundan yaklaşık üç saat sonra, saat 12:00'ye doğru polis karavanı buldu. Polisler karavana yaklaşırken içeriden iki el ateş sesi duyuldu. Saniyeler sonra silah üçüncü kez patladı. Karavanda bulunan, Uwe Mundlos önce Uwe Böhnhardt'ı öldürüp ardından karavanı ateşe vermiş ve sonra da intihar etmişti. Polis, iki katilin cesedini buldu. Şimdi polis, başarılı bir soygundan sonra ikilinin neden kaçmadığını sorguluyor. Burada üzerinde durulan iddia ise ikilinin bir arkadaşlarını beklediği. Öte yandan ikilinin intihar etmeyip öldürüldüğü de komplo teorilerini seven gazetecilerin iddiaları arasında.
Örgütün lojistikçisi Beat Zschaepe'nin bilgisayar kayıtlarını inceleyen polis, kadının o gün saat 10:34'te örgüt evinde bilgisayarını açıp saat 12:43'e kadar birçok gazete ve radyonun internet sitesine girdiğini tespit etti. Görgü tanıkları Zschaepe'in saat 15:00'e doğru evi büyük bir telaşla terk ettiğini söylüyor. Yanında cinayetleri üstlendiklerine ilişkin itirafların bulunduğu DVD'ler olduğu iddia edilen Zscheepe, bu DVD'leri çeşitli medya kuruluşlarına gönderdi. Zschaepe Almanya'nın çeşitli kentlerini dolaştıktan dört gün sonra polise teslim oldu. Zschaepe'nin bu süre zarfında kimlerle bağlantı kurduğu tam olarak ortaya çıkmazken kaçtıktan sonra 20 dakika içinde tam üç kez Andre E. isimli sanıkla telefonlaştığı ortaya çıktı.
Federal Alman Meclisi NSU Araştırma Komisyonu'nun yanı sıra birçok eyalet meclisi de cinayetlerle ilgili araştırma komisyonları kurdular. Bu komisyonların araştırmaları polis ve istihbaratın ihmallerini ortaya çıkartıyor. Özellikle araştırma döneminde, konuyu aydınlatıcı nitelikteki dosyaların Anayasayı Koruma Teşkilatı tarafından imha edilmesi, bu kurumdan eksik ve yanlış bilgilerin komisyonlara iletilmesi, bazı muhbirlerin ifade vermesinin engellemesi iddiaları aylarca Alman kamuoyunu meşgul etti. Tüm bu araştırmalar, aşağıdaki gibi birçok soruya cevap bulmaya yetmedi.
*Kassel kentinde işlenen Yozgat cinayetinde olay yerinde bulunan Anayasayı Koruma Teşkilatı memuru Andreas Temme'ye bağlı çalışan muhbir Benjamin G., ne biliyor? Benjamin G.'nin Beate Zschaepe, Uwe Mundlos, Uwe Böhnhardt ile veya yakın çevresi ile ilişkisi ne düzeyde? Benjamin G.'nin sorgulanması için Hessen Emniyet Müdürlüğü, savcılık gibi kurumlardan gelen taleplere Hessen Eyaleti Başbakanı Volker Buffier'den Hessen Eyaleti'nin menfaatleri söz konusu olduğu gerekçesiyle soruşturma izni çıkmıyor.
*Andreas Temme, başka cinayetlerde de olay yerinde miydi? Andreas Temme'nin ortaya çıkmasından sonra cinayetler sona eriyor. Tesadüf mü?
*Gizli serviste dosyalar neden yok edildi? İmha edilen belgeler gizli servis ile NSU arasındaki bağı mı kanıtlıyordu?
*Polis Michele Kiesewetter'in öldürüldüğü gün "amiri", ırkçı Ku Klux Klan (KKK) üyesi bir polis memuru olduğu ortaya çıktı. KKK ile polis cinayeti arasında bağ var mı?
*Beate Zschaepe, gizli servisten korktuğu için mi polise teslim oldu? Beate Zschaepe neden susuyor ?
*Zschaepe, Mundlos ve Böhnhardt, gizli servis adına muhbirlik yaptı mı?
*Beate Zschaepe binayı havaya uçurduktan sonra telefonuna üst üste çağrılar geldi. Kimsenin tanımadığı, bilmediği Zschaepe'yi gizli servis ve polis neden aradı?
*Bavyera Eski Başbakanı Günter Beckstein, katillerin yalnız hareket etmiş olacağına inanmıyor. Yardım edenler, bölgeden Neo-Naziler mi?
Beate Zschaepe (38): NSU davasının baş sanığı. Nürnberg'de İsmail Yaşar'ın öldürüldüğü gün olay yerindeydi. Tüm planlamalarda yer aldı. 13 yıl katillerle birlikte yaşadı. Önce birinin sevgilisi oldu, sonra diğerinin. Delilleri yok etmek için 4 Kasım 2011 tarihinde yaşadıkları binayı havaya uçurdu. "Susmak için teslim olmadım" diyen Zschaepe, o günden sonra bir daha hiç konuşmadı.
Ralf Wohlleben (38): Alman aşırı sağcı Milliyetçi Demokrat Parti'nin (NPD) Thüringen Eyalet Teşkilatı eski başkan yardımcısı. Cinayet silahının parasını vermiş. Cinayetlerden haberdar olduğu belirtiliyor.
Carsten S. (33): Görevi, izini kaybettiren üçlü ile telefonlaşıp her şeyin yolunda olup olmadığını sormaktı. Wohlleben'in talimatıyla 2500 mark'a Ceska tipi silahı aldığını itiraf etti. 9 olayda cinayete yardımcı olmaktan yargılanacak. Suçun işlendiği tarihte 19 yaşında olduğu için Gençlik Ceza Yasası'ndan faydalanacak. Halen tanık koruma programı altında bulunan Carsten S., gizli bir yerde yaşıyor.
Andre E. (34): Katillerin en yakınındaki isimlerden. Eşi Susan ile birlikte üçlüyü düzenli olarak ziyaret etti. 4 Kasım 2011'de Beate Zschaepe'nin aradığı kişi. Yıllarca gizli kalmalarına yardımcı oldu. En az üç kez karavan kiralamakla suçlanıyor. Andre E., cinayete teşebbüse yardım, bombalı eylem, iki soygun ve terör örgütüne destekten yargılanacak. Cinayetlerin itiraf edildiği DVD'yi hazırladı.
Holger G. (39): 2001 yılında Uwe Böhnhardt ve Uwe Mundlos'a silah vermiş. Cinayeti işlemek için kullanılan karavanları kiraladı, para bağışında bulundu. Uwe Böhnhardt, Uwe Mundlos ve Beate Zschaepe'ye sahte belgelerle bir yaşam sundu. Terör örgütünü desteklemek ve cinayetlere yardımcı olmak suçundan yargılanacak. Soygunlardan ve cinayetlerden haberi olmadığı iddia ediyor.
MİKDAT KARAALİOĞLU
mikdat.k@sabah.de