Üniversite tarafından "İnsanlığa verdiği hizmetler ve aydınlık bir toplumun oluşmasına verdiği katkılardan dolayı fahri doktora verildiği açıklanan Erdoğan, güçlü tarihi bağları geleceğe taşıma çağrısı yaptı. 300 yıllık beraber yaşamın oluşturduğu ortak kültürün Fransız işgaline rağmen silinmediğini vurgulayan Erdoğan, "Tarihi bağlarımız bu kadar güçlü olmasına rağmen bağımsızlık döneminden sonra birbirimizden uzak kaldık. Biz ilişkilerimizi daha ileri taşımak için üzerimize düşen herşeyi yapmaya hazırız" dedi. Doktora töreninde konuşan Başbakan Erdoğan şu mesajları verdi:
İLKOKULDA CEZAYİR'İ ÖĞRENİYORUZ : İki ülkenin oldukça köklü bir geçmişi var. Ortak kültürümüze ve müşterek tarihimize dayanan güçlü bağlara sahibiz. Denizcilik tarihimizin en şanlı günlerini Cezayir ile birlikte yaşadık. Türkiye'deki herkes daha ilkokuldayken Cezayir ile ilişkilerimizin tarihini öğreniyor. Barbaros hayrettin Paşa'nın Cezayir halkını ve medeniyetini korumak için verdiği destansı mücadele hepimizin zihninde ve yüreğinde müstesna bir yere sahiptir. 300 yıl boyunca barış ve adalet içinde süren birlikteliğimiz sayesinde Akdeniz'in güvenli bir denize dönüştüğünü biliyoruz.
CEZAYİR TÜRK'E KURŞUN SIKMADI : Birinci dünya savaşında zorunlu olarak Fransız ordusu içinde yer alan Cezayirli kardeşlerimizin gerektiğinde canları pahasına askerlerimize ateş etmeyi reddettiğini unutamayız. Maraş'ta hala efsane gibi anlatılır. 1920 yılında Maraş Fransa tarafından işgal edilip şehrin en büyük camiine Fransız bayrağı çekilince imam Cuma namazı için gelen cemaate "Artık ben size namaz kıldırmayacağım. Bu bayrak altında namaz caiz değildir" der. Halk isyan eder, 3 gün içinde Fransızları şehirden çıkarır. Bunun içinde etkileyici olan Cezayirlilerin de Maraş halkına katılmış olmasıdır. Biz bunu hiçbir zaman unutmayacağız. Bizim kardeşlerimiz de Cezayir'in bağımsızlık mücadelesini yürekten desteklemiş, başarılardan mutluluk duymuşlardır.
UZAK KALDIK : Tarihi ve kültürel bağlar bu kadar güçlü iken bağımsızlık sonrası gereksiz olarak uzak kaldık. Biz samimi olarak bu bağları çok daha güçlendirmek istiyoruz. Bunun için her türlü işbirliğine hazırız Türkiye ve Cezayir, demokrasi, hukukun üstünlüğü, temel hak ve özgürlükleri paylaşma konusunda ortak bir bilince sahiptir. 300 yıllık ortak yaşantımız boyunca yemekten bilime, sanattan mimariye paylaşılan çok yönlü ortak miras oluşmuştur. Sömürgeciliğin ortak kültürümüzü silme politikalarına rağmen Cezayir halkı milli ve manevi değerlerini, kültürünü korumayı başarmıştır.
EVİMDE HİSSEDİYORUM : Bugün ülkenize gelen Türk vatandaşları kendilerini dil farkına rağmen evinde hissediyor. Ben de kendimi şu anda evimde hissediyorum. Buradaki kardeşleri ile kolaylıkla gönül bağı kurabiliyorlar. Benim okuduğum okulun hemen yakınındaki okulun adı Cezayirli Barbaros Hayrettin İlkokulu'dur. Bunlar aramızdaki bağların ne kadar güçlü olduğunu göstermesi bakımından çok önemlidir.
DAHA ÇOK ÖĞRENCİ DEĞİŞİMİ : Arapça noktasında Türkiye'nin ciddi bir açığı var. 80'i aşkın ilahiyat fakültemiz var. Grameri hallediyorlar, konuşma noktasında sıkıntı var. Biz bunu Cezayir gibi, Mısır gibi yerlerde aşmayı düşünüyoruz. Bunu karşılıklı öğrendi değişimi ile aşabiliriz. Bu değişim halklarımız arasındaki ilişkinin gelişmesine belki de geleceğin misyon şeflerinin yetişmesine vesile olur.
SABAH Özel