Son zamanlarda ekranlarda yabancı ülkelerde doğup büyüyen Türk oyuncuların boy gösterdiğini görüyoruz. Özellikle de Almanya'daki Türkler bu anlamda oldukça başarılı bir grafik çiziyor.
Son kuşağın çocukları gerek televizyonda, gerekse sinemada adından söz ettiriyor. Şimdi sırada yeni bir isim var; Türkan Yılmaz. Kendisini ATV ekranlarında yayınlanan "Tatar Ramazan" dizisinin aşık kadını Süreyya olarak izliyoruz. İlk bakışta göze çarpan enteresan fiziği ve farklı çekiciliği oluyor…
Her fotoğraf karesinde, her görüntüsünde farklı bir hava yaratıyor genç oyuncu. Şu anda üniversite öğrencisi olan bu genç kadın, Almanya'daki kariyerine modellik yaparak başlamış. Dizi projesi için fotoğraflarını gören yetkililer, onu hemen İstanbul'a çağırmışlar ve sonuç ortada. Hayatında büyük bir değişim yaşıyor şu sıralar, belli ki bu farklılaşma sürecinde onu çok kereler izleyeceğiz.
*Almanya'nın hangi şehrinde büyüdünüz? Hangi okulda okuyorsunuz?
Almanya'da Hannover şehrinde doğup büyüdüm. Orada "International Information Management" (Uluslararası Bilgi Yönetimi) okuyorum. Şu an dördüncü dönemdeyim. Oyunculuk eğitimi almaya ise birkaç ay önce başladım.
*Nasıl bir çocukluk geçirdiniz?
Çocukluğum ailemle, eğlenceli ve mutlu geçti. Biz çok büyük ve sevgi dolu bir aileyiz. Hepimiz arkadaş gibiydik ve hâlâ da öyleyiz.
*Kariyerinize oyunculukla mı başladınız yoksa bu tesadüf mü?
Türkiye'deki kariyerim oyunculukla başladı. Daha önce mankenlik için teklifler gelmişti fakat üniversiteye yeni başlamış olduğum için gelememiştim. Bu arada şunu da belirtmek isterim tesadüf denilen bir şeye inanmıyorum, her şey kader kısmet.
*Dizide oldukça efsanevi bir aşk hikayesi var. Birbirine yıllarca aşık kalarak yaşayan, hatta bu aşktan bir çocukları olan Ramazan ve Süreyya… Dışarıdan baktığınızda Süreyya'yı nasıl buluyorsunuz?
Süreyya çok güçlü bir kadın. Fedakar ve son derece temiz kalpli biri. Yapayalnız, bir başına sokaklara düşüyor hamile haliyle. Neden? Çünkü sevdiği adamın çocuğunu taşıyor. Herkes bu kadar güçlü olamaz.
*Kadere inanıyor musunuz?
Kadere inanırım, evet. Tesadüflere inanmam. Her şey kader kısmet işidir. Eğer bir şey hayırlıysa mutlaka olur ama hayırlı değilse ne yaparsanız yapın hiçbir zaman gerçek olmaz. O yüzden her ne yaparsam yapayım bunu söylerim: Hayırlısıysa olsun, hayırlısı değilse de olmasın.
*
Plan yapar mısınız?
Önümdeki 10-15 senemin nasıl olacağını, nasıl geçeceğini düşünürüm tabii ama tam da yüzde yüz plan, proje yapan birisi de değilim.
NESLİHAN PERKER
neslihan.perker@aktuel.com.tr