Çok değil, 14 yıl oldu Berlin Duvarı'nın yıkılışı… Kasım 1989'da kalktı şehrin üstündeki kara perde. Ve geçen 14 yıl içinde Berlin, dünyanın gözde metropolleri arasında yerini aldı. Sanat üzerine yeniden yapılanmış Berlin… Her köşesinden sanat, mimari fışkırıyor, sokaklarda dolaşırken her an kulağınıza bir klasik müzik dinletisi çalabiliyor. Az değil günde bin 500 etkinliğe ev sahipliği yapıyor. Yaz gelince bu sayı iki binlere kadar çıkıyor. Sanatla eğlence paralel olarak gelişiyor şehirde.
174 müze, 110 sinema ve 300'ün üzerinde bar var. Ve yüzlerce sanat galerisi. Çağdaş sanat sadece galerilerde de karşınıza çıkmıyor. Friedrichshain'deki Berlin duvarının en büyük kalıntısı olan bir kilometre uzunluğundaki Doğu Yakası Galerisi'nin üzerindeki binlerce graffiti sanatçısının eserlerini incelerken bile şehrin sanatsal dokusunu hissediyorsunuz. Galeri Neu, Boros Bunker, abc…
Şehirde gezilmesi, görünmesi gereken epey kalabalık bir çağdaş galeri listesi var. Ama müzeleri de atlamamak lazım. Zeus ve Athena'ya adanmış Pergamon Anıtı'nı, Babil'in Asma Bahçeleri'nin kapılarını görmek ve tarihte bir yolculuğa çıkmak için Bergama Müzesi'nin yolunu tutmalı. İznik çinileri, Uşak halıları, Hitit bulguları… Müzeyi ziyaret eden yüzlerce insanla birlikte bu eserlere hayran hayran bakarken, Türkiye'den nasıl da çalınıp buraya getirildiğini düşününce dehşete düşüyorsunuz.
Bu eserler ait olduğu yerde, Bergama'da olmalıydı diye iç çekmemek elde değil. Sonraki bölüm İslam eserleri alanı. Burada da Suriye, İran, Selçuklular'dan kalma eserler sergileniyor. Bergama Müzesi'nden çıkınca insanın içini bir hüzün kaplıyor. Berlin'de gezilecek çok müze var. Ama şehrin hikayesini, kısa bir film misali anlatan Checkpoint Charlie Müzesi, görülecekler listesinde mutlaka yer almalı. Burada Doğu Almanya'dan kaçmak isteyenlerin sahte plakalı araçları, kaçış planlarının detayları hatta iltica balonları bile var. Müzeyi gezerken insan şehrin nasıl bölündüğünü görüyor…
Savaşta bombalanan ve İngiliz mimar David Chipperfield tarafından tekrar yapılan Neues Müzesi ve Kraliçe Nefertiti'nin büstünün bulunduğu Alte Müzesi de 174 müze arasında öne çıkanlardan. Gastronomi açısından da Berlin geri kalmamış. Tüm dünya mutfaklarına ait restoranlar var. Eat Cha Cha, Thai'nin sokak lezzetlerini sunan eğlenceli ve rahat bir restoran. Ama şık bir atmosfer için her zaman Schneeweiss'ı tercih edin. Adından da anlaşıldığı üzere buranın bembeyaz bir dekorasyonu var. Mutfakta ise Alpler'den gelen lezzetler. Kısacası Berlin'de hem gastronomi hem sanat hem de eğlence var…
BURCU ALDİNÇ