"Melekler ve Şeytanlar" ve "Da Vinci Şifresi"nin yazarı Dan Brown'ın yeni eseri "Cehennem" (Inferno) raflarda yerini alacağı 14 Mayıs'a kadar bir sır gibi saklanıyor. Anlaşmalı yayınevleri sahipleri, kitabın çevirmenleri ve editörleri hariç hiç kimse kitabın içeriği hakkında bilgi sahibi değil. Onlar da yapmış oldukları gizlilik sözleşmeleri gereği hiçbir açıklamada bulunamıyorlar, kısaca dışarıya su sızdırılmıyor. Kitabın 12 dile çevriliş hikayesi de Dan Brown kitaplarında rastlanan gizemli atmosferi aratmıyor.
Londra'nın en batısında bir bölge… Sıkı güvenlik önlemleriyle korunan binanın içinde beş ülkeden yaklaşık 15 çevirmen ve editör saat sabah dokuzdan akşam dokuza kadar, gözlerden ırak tutulan ve 14 Mayıs'ta eş zamanlı olarak dünyanın çeşitli ülkelerinde piyasaya çıkacak bir kitabın çevirisini yapıyorlar. Fakat iki ay sürecek bu çalışma, her zaman yaptıkları çeviri mesailerinden oldukça farklı…
Her gün bir odaya giriyorlar, girerken üç kez kontrolden geçiyorlar, ellerinde kendilerine verilen kartı okutarak kapılardan geçiyorlar. Odalar son derece sade, önlerinde sadece birer bilgisayar var fakat kesinlikle internet bağlantısı bulunmuyor. Çevirmen ve editörler odalardan çıkıp tuvalete ya da sigara içmeye gidecekleri zaman çantalarını, karaladıkları evrakları, masanın üzerinde ne varsa onları sürekli gözetim altında tutan eski asker ya da polis güvenlik görevlilerine teslim ediyorlar, onlar da bunları kasalara kilitliyor. Hatta bilgisayarlarını bile masalarından her ayrıldıklarında kapatmak zorundalar. Dünyanın çeşitli ülkelerinden gelen bu kişiler mesaileri bitip kısa süreliğine oturmak için kiraladıkları evlerine dönerken yanlarında hiç ama hiçbir şey götüremiyorlar. Bütün bir çeviri faaliyeti büyük bir gizlilik içinde dışarıya su sızdırılmadan sürüyor. Aynı faaliyet İtalya'nın Floransa kentinde bulunan diğer çevirmen ve editörlerce de aynı şartlarda yürütülüyor…
Bütün bu çabalar dünyanın en çok satan yazarlarından olan ve "Da Vinci Şifresi" ile büyük üne kavuşmuş olan Dan Brown'ın yeni eseri "Cehennem"in (Inferno'nun) yayınevlerindeki raflarda yerini almadan önce çalınmasının önüne geçmek için. Kitabın çeviri faaliyeti bile Dan Brown'ın romanlarında görülen gizemli sır perdesine yakışır bir şekilde gerçekleştirildi. 14 Mayıs'ta 12 ülkede aynı anda raflarda yerine alacak "Cehennem"i dünyada ilk kez Türkiye okuyucusu eline alacak. Yanlış duymadınız! Evet, kitap 12 ülkede eş zamanlı olarak piyasaya sürülecek fakat saat farkıyla Türkiye hepsinin önüne geçecek. Önceki roman "Kayıp Sembol" Türkiye'de bir günde 150 bin baskı yapmıştı.
Türkiye'de bütün Dan Brown kitaplarının basım hakkı elinde bulunan Altın Kitaplar yayınevinden "Cehennem" çevirisinin Londra'da iki ay süre ile Türkçe editörlüğünü yapan Hülya Şat ve yayınevinin ortakları Erden Heper ve Batu Bozkurt, Aktüel'e konuştu:
Inferno'nun Türkçe edisyonu editörü Hülya Şat:
"DAHA ÖNCE HİÇ BÖYLE BİR ORTAMDA ÇALIŞMADIM"
Benim için bilinmez bir durumdu Londra'ya gidişim. İki çevirmen arkadaşımla birlikte gittik. Normal şartlarda bir romanın çevirisini yaparken orijinal metin elimizde olur ve çeviri esnasında her sıkıştığımız durumda birbirimize bir şeyler sorar, rahatça araştırmamızı yaparız. Elimizin altında internet vardır, metni eve götürür getiririz. Ama orada öyle değildi. Birincisi çalışma odasına girdiğiniz andan itibaren yanınızda ne taşıyorsanız hepsini güvenlikçilere vermek durumundaydık. Telefonumuz, çantamız… Kasa odasındaki bir dolaba kilitleniyordu. Zaten bize bir kart verilmişti, onunla giriş çıkış yapabiliyorduk. Sigara molaları için dışarıya çıkarken kartı kullanıp her seferinde kapıları açıp, kapamak zorunda kaldık. Bizim dışımızda beş Kuzey Avrupa ülkesinden çevirmen ve editör vardı. Norveç, Hollanda, Danimarka, İsveç, Finlandiya… Her odada güvenlikçiler bulunuyordu ve saatte bir değişiyorlardı. Telefon etmek için bile bu amaç için ayrılmış olan odanın anahtarını elinde bulunduran güvenlikçiden talepte bulunuyorduk. Neredeyse çevirmen sayısı kadar güvenlikçi vardı.
"Şifreli bir flaş bellek verdiler"
Roman'ın metinleri dışarı sızmasın diye güvenlik amacıyla çeviri ve editörlük yaptığımız bilgisayarların internet bağlantıları yoktu. İnternet bağlantısı için ayrı bir oda bulunuyordu. Bu yüzden çeviri esnasında takıldığımız konuları araştırmak için bu odanın yolunu tutuyorduk. Dan Brown entelektüellere de seslenen bir yazar. Daha önce bir metinde karşılaşmadığımız onlarca şeyle karşılaşıyorsunuz. Masadan sürekli kalmamak için de, takıldığımız noktaları not alıyor ve topluca bakmak için internet odasını kullanıyorduk. Yani araştırma kısmı zorluydu. Hayatımda ilk kez pek çok güvenlikçinin gözünün üzerimde olduğunu bilerek çalıştım. 11 Mart'ta çalışmalar başladı, ben işimi 5 Nisan'da tamamladım ve yurda döndüm.
Türkiye'ye dönmeden bir gün evvel bitirdiğimiz roman çevirisini içinde bulunduran şifreli bir flaş bellek verdiler. Şifre ise daha sonra yayınevi ortakları olan Batu ve Erden Bey'e elektronik posta ile iletildi. İşim bittikten sonra ülkeye dönmeden önce bir gün sokaklarda dolaştım fakat o gün belleği bir an bile yanımdan ayırmadım, kaybolacak diye aklım çıkıyordu dolaşırken. Sürekli çantamın fermuarını açıp kontrol ediyordum.
Altın Kitaplar Yayınevi Ortağı Batu Bozkurt:
"BONCUK BONCUK TERLEDİM"
Daha önce bastığımız Dan Brown kitabı "Kayıp Sembol"de böyle detaylı bir güvenlik önlemi ile karşılaşmadık. Ama o zaman biz bütün dünya ile eş zamanlı olarak değil, daha sonra kitabı bastık. Bu yüzden metin bize geldi biz de üzerinde rahatlıkla çalıştık. Hülya hanım buraya elinde bir tane flaş bellek ile döndü. Elimizde metin yoktu, sadece Türkçe çevirisi vardı. Yani aklımıza bir şey takılıp ya şunun bir İngilizce orjinaline bakalım desek bakacak kaynak yok. Kitabı Türk okuyucu ile buluşturmak üzere Londra'ya iki çevirmen ve Hülya hanım gitti. Flaş belleğin şifresi bize sonra elektronik posta ile geldi. Yani güvenlik maksadıyla aynı kişiye vermediler. Şifre 10 basamaklı idi ve 10 denemeden sonra kendi kendini yok edeceği uyarısında bulunuluyordu. Dört kez şifreyi girdik fakat bellek açılmadı. Herhalde bir sayıyı yanlış girmişiz, boncuk boncuk terledim.
Altın Kitaplar Yayınevi Ortağı Erden Heper:
"TAZMİNATI ÇOK AĞIR GİZLİLİK SÖZLEŞMESİ YAPTIK"
Kitap hakkında size hiçbir bilgi veremeyiz. Söyleyebileceklerimiz bir ay önce yayımlanan önsözün ve birinci bölümün yayınlandığı, Dante ve Floransa. Dört tane gizlilik sözleşmesi yaptık. Çok ciddi tazminatı var. Gizliliğe uymazsak hayatımız kayar. "Kayıp Sembol" bile daha raflara çıkmadan önce "Süleyman'ın Anahtarı" diye ağızdan ağıza yayılmaya başladı. Brown o yüzden kitabın adını değiştirmek zorunda kaldı. Korsanı da engellemek için çaba göstereceğiz.
"CEHENNEM" NE ANLATIYOR?
Harvard Simgebilim Profesörü Robert Langdon tarihin en kalıcı ve gizemli başyapıtlarından biri olan Dante'nin "cehennem"ine yuvarlandığını hisseder. Dünyanın geri dönülmez bir dönüşüme uğramasını engellemeye çalışırken klasik sanat, gizli geçitler ve fütüristik bilimden oluşan bir tablo içinde, Langdon amansız bir düşmanla savaşır. Bir bulmacanın çözümünü ararken, bir yandan da kime güveneceğine karar vermek zorundadır...
9 MADDELİK "CEHENNEM" REHBERİ
Dan Brown'ın yayıncısı
Doubleday, kitabın piyasaya çıkmadan hayranlarının eline geçmesini istemiyor. Bu yüzden güvenlik muhtemelen 2007'de Harry Potter serisine uygulanan kadar yoğun olacak: Yazarın taslağı elektronik posta ile değil uçak ile yollandı. Gizli bir odada edit edildi ve gece güvenli bir yerde kilitli tutuldu. Az sayıda insanın bulunduğu ve hiçbir kameraya izin verilmeyen bir alanda basıldı. Kitaplar, içinde takip araçları olan kamyonlarla, hiçbir sürücünün mevcut rotadan sapmadığı kontrol edilerek gönderildi.
Kitapevleri
14 Mayıs'ta ekstra bir yoğunlukla karşılayacak Strand Kitapevi yöneticisi Emily Simpson "Inferno" gibi en çok satan kitaplar için ekstra bir gayret sarf edecek çünkü bunların çalınma ve çevrilerek dağıtılma tehlikesi var. Yönetici kendilerinin kapalı devre kameraları ve bir güvenlik ekiplerinin bulunduğunu söylüyor bunun için.
Eleştirmenler
Guardian'a kendisine önceden verilmiş bir kopya olmamasına karşın "Kayıp Sembol" kitabının eleştirisini yazan kitap eleştirmeni John Crace " Hızlı bir okuyucu değilim" dedikten sonra "Bir Dan Brown kitabından muhtemelen bir saatte 50 sayfa okuyabilirim. 'Inferno' muhtemelen 480 sayfa olacak, bu durumda bu kitabı dokuz saatte bitirebilirim. Bu romanın kurgusunda şunları bekleyebilirsiniz: Romanın kahramanı simgebilimci Robert Langdon doğaüstü, dini ya da politik bir komplo ortasında kalacaktır. Yol boyunca deşifre edilmesi gereken çeşitli şifrelenmiş ipucuları olacaktır. Bunlardan bazıları eğlendirici, bazıları tamamen bayağı olacaktır."
Rehber kitap yazarları
"Da Vinci Şifresi'nin Çözülmesi", "Melekler ve Şeytanlar'ın Aydınlatılması" ve "Dan Brown Rehberi" adlı kitapların yazarı olan Simon Cox bu yeni kitabın piyasaya çıktığı hafta içinde toplam 85 bin kelimelik bir "Inferno" rehber kitabı yazmayı planlıyor. "Bütün hayatım Brown'un yayın programına odaklanmış hissi veriyor. 'Inferno'nun yayınlandığı güne kadar beklemek zorundayım ve herkes gibi sıraya girmem gerekiyor. Sonra bolca kahve içeceğim ve kitabı sekiz saatten kısa bir sürede okuyacağım. Dan Brown'daki sorun Twitter ve Facebook'tan çok az ipucu vermekten hoşlanması… "İlahi Komedya"dan "Dante Cambridge Rehberi"'ne kadar okuduğum kaynaklardan bilgi edinerek anomaliler, semboller, metaforik referanslar ve alternatif tarihe dair ipucular elde etmek için hafiyelik yaptım. Her gün 16 saat çalışıyorum. Bu kolay değil fakat benim kitaplarımın raflarda önce yer alacağından emin olmalıyım."
Dante Akademisyenleri
Muhtemelen Dan Brown hakkında pek çok soruyu cevaplandırmak zorunda kalacak Yale Üniversitesi'nden Amerika Dante Derneği'nin (Dante Society of America) eski başkanı Giuseppe Mazzotta, "Brown şüphesiz insanları Dante hakkında düşünmeye sevk edecek. Fakat kaç kişi gerçekten Dante'yi okuyor? Kaç kişi şeytanın çetrefilliğine duyduğu entelektüel merak ile Dante okuyor? Belki iki kişi" diyor.
Katolikler
Daha önceden Dan Brown'u protesto eden Katolik Ligi'nin başkanı Bill Donohue "Bu adam bir sahtekar… 'Da Vinci Şifresi' piyasaya çıktığında ilk başta tamam bu bir kurgu çalışması dedim fakat baktım ki açılış sayfasında bunun gerçeklere dayandığı yazıyor… 'Inferno' için de aynı şeyi söylüyor. Bütün önceki kitaplarda peşinden sürüklenmemizin sebebi onun çok hilekâr olması. Her iki tarafa da oynuyor. 'Melekler ve Şeytanlar'da Illuminati'nin 1600'larda Vatikan'a karşı öç almaya ant içtiğini söylüyor. Fakat Illumunati 1776'ya kadar kurulmadı bile. Bu teşkilatı Galileo'yu şamar oğlanı olarak göstermek için 1600'lerde kurulmuş gibi göstermek zorunda kaldı. Bunun bir roman olduğunu sonra da tarihi gerçeklere dayandığını söylüyor ta ki tekrar ona meydan okunana kadar. Aslında pek çok Katolik karşıtı stereotipin okuyucuya reklamını yapıyorsunuz. Okuyucular gerçek ile kurguyu nasıl ayırabilirler?"
Floransa, İtalya
Eğer geçmişte yaşananlar bir göstergeyse, "Inferno"nun geçtiği Floransa Brown hayranlarınca kuşatma altına alınacak, aynen Robert Langdon'un daha önceki romanlarda ziyaret ettiği şehirler gibi. "Kayıp Sembol" kitabın geçtiği Washington'a en az beş farklı gezi turunun düzenlenmesine esin kaynağı oldu. 2006'da "Da Vinci'nin Şifresi" filmi vizyona girdikten hemen sonra Paris'i gezenlere bu kitaptan esinlenen yaklaşık 30 farklı temalı tur ve tatil paketi sunuldu.
Okuyucular
Brown kitaptaki çoğu kısa bölümü "arkası yarın"larla bitiriyor, bu uyuma vaktine önem veren birçok kişi için çok tehlikeli.
Tom Hanks
Brown romanlarının sinema uyarlamalarının vazgeçilmez oyuncusu Hanks "Inferno" için saçını yeniden uzatmak zorunda kalacak.
Kemal Pehlivanoğlu / Aktüel