Mahkeme Başkanı Hayrettin Kısa, gizli tanık "Deniz Uygar" kod adıyla bilinirken kimliği deşifre olan İlker Çınar'a tanık koruma programından yararlanmak isteyip istemediğini sordu. Çınar da yakınlarda bulunmasına karşın yasal hakkını kullanarak huzura gelmek istemediğini söyledi.
Çınar, 18 Nisan 2007 tarihinde Malatya'da meydana gelen Zirve Yayınevi cinayetleriyle ilgili önce Deniz Uygar kod adıyla sonra da gerçek kimliğiyle İstanbul Emniyet Müdürlüğü, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı ve Malatya Cumhuriyet Başsavcılığında ifade verdiğini, ifade ve yazılı savunmalarının doğru olduğunu savundu.
Çınar, "Ben bütün olayların arkasında devlet olduğunu sandığım örgüt olduğunu ve bütün bu operasyonların bu örgütçe düzenlendiğini gördüm" ifadesini kullandı.Türkiye Ulusal Strateji ve Harekat Dairesi (TUSHAD) isimli örgütün devlet olmadığını öğrendiğinde açıklama yapma gereği duyduğunu dile getiren Çınar, şöyle konuştu:
"Azınlık ve Hristiyanlara yönelik gerçekleştirilen menfur bütün saldırıların arkasında bu yapı vardır. Bu yapı da devlet değildir. Eğer bu yapıyı gizleyip söylemeseydim ihale sadece kurban olarak seçilen 5 gencin üzerinde kalacaktı. Ben kimsenin yönlendirmesiyle hareket etmedim, vicdanımın sesiyle hareket ettim. TUSHAD, Ergenekon terör örgütünün gizli bir yapılanmasıdır. Yürütülen soruşturmalar kapsamında TUSHAD'ın Ergenekon terör örgütünün silahlı kanadı olduğu kanaatine vardım. Yıllarca beraber görev yaptığım kişilerin haklarında kamu davası açılarak bu davalarda tutuklu yargılanmasından sonra bunu gördüm. Malatya'da farklı yapılardan insanların bir araya gelmesi de bunun sonucudur. Bir papaz, bir albay, bir akademisyeni bir araya getiren ideal nedir? İşte bu örgüttür."
Bu arada, tutuklu sanık Varol Bülent Aral, Çınar'ın kendilerine hakaret ettiğini öne sürerek, duruşmadan ayrılmak istediğini belirtti. Talebi kabul edilen Aral, salondan çıkarıldı.
"SAVCI ÖZ'Ü ÖLDÜREN BU YAPININ DEVAMIDIR"
Bildiklerini samimi bir şekilde söylediğini ileri süren Çınar, kendisini ne yargının, ne polisin, ne cemaatin, ne de misyonerlerin yönlendirdiğini, bir tek devlet sandığı örgüt tarafından yönlendirildiğini iddia etti. Tutuklu sanıklardan eski Malatya Jandarma Alay Komutanı emekli Albay Mehmet Ülger'in kendisini yargıya gitmemesi konusunda tehdit ettiğini ileri süren Çınar, tutuklu sanıklar İnönü Üniversitesi Araştırma Görevlisi Ruhi Abat ile Binbaşı Haydar Yeşil'in de kendisine baskı yaptığını savundu.Söz konusu örgütün ideolojik açıdan zıt mahfilleri bir araya getirdiğini gördüğünü iddia eden Çınar, "Sağını da solunu da rahatlıkla kullanan bir örgüt var. Bu yapıyı kim deşifre etmek istediyse katledilmiştir. Merhum savcı Doğan Öz de bunlardan biridir. Zirve, Hrant Dink, Rahip Santoro cinayetlerini gerçekleştiren bu yapı. Öz'ü öldüren bu yapının devamıdır. Bu yapının düzenlediği operasyonlar sonucu katledilmiştir" iddialarında bulundu.
Zirve Yayınevi'ndeki cinayetlerin olacağını önceden bilmediğini, olayı medyadan öğrendiğini ileri süren Çınar, cinayetlere ilişkin bir rolünün bulunmadığını, tutuklu sanık Emre Günaydın'ın babasını tanımadığını savundu. Haydar Yeşil'in kayınbiraderi tarafından polise teslim edilen hard diskteki telefon kayıtlarında delillerin bulunduğunu iddia eden Çınar, cinayetleri öğrendikten sonra tepki verdiğinde sürekli tehdit edildiğini öne sürdü.GENELKURMAY'DAN 'TUSHAD' CEVABI
Duruşmanın başında mahkeme başkanı Hayrettin Yerli, Ankara'daki Kozmik Oda aramasında elde edilen belge ve bilgilerde, Zirve Yayınevi davasını ilgilendiren belge ve bilgi varsa, bunun Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'ndan istenilmesiyle ilgili ara karara cevap verildiğini ve dosyadaki gizlilik kararı nedeniyle bu aşamada istenilen belge ve bilgilerin gönderilemeyeceğinin bildirildiğini kaydetti.
Başkan Yerli, Genelkurmay Başkanlığı'ndan TUSHAD ile ilgili bir birim olup olmadığının sorulması ile ilgili ara karara da cevap verildiğini aktararak, Genelkurmay Başkanlığı'nın 'TUSHAD diye bir birim yoktur' şeklinde cevap verdiğini kaydetti.