Buraya Bilderberg Konferansı'nı izlemeye geldiğinizi biliyoruz. Katılımcıların çoğu bile nerede yapılacağını bir hafta öncesine kadar haber alamazken, siz her toplantının yerini biliyorsunuz. İsim yapmış bir gazete için çalışmıyorsunuz. Üyelerimizi rahatsız eden makaleler yazıyorsunuz. ABD Kongresi'nin ve Kanada Parlamentosu'nun birçok üyesi, siz davetli olduklarını yazdıktan sonra yıllık toplantımıza katılmaktan vazgeçmek zorunda kaldı…" Bir gizli servis elemanının 2003 yılında Fransa'da bu sözleri sarf ettiği kişi Kanadalı gazeteci Daniel Estulin. Gizli servislerce izlenmesinin nedeni dünyanın en gizli organizasyonu olan Bilderberg toplantılarını yıllardan beri takip etmesi ve gizli tutulmaya çalışılan pek çok karanlık noktayı gün ışığına çıkarması. Estulin, bugünlerde İstanbul'da. Çünkü Bilderberg Konferansı'nın bu yılki durağı İstanbul. April Yayınları tarafından "Bilderberg Kulübü" adıyla yayımlanan kitabında grubun iç yüzünü anlatan Estulin, Yeni Aktüel'e Bilderberg'in tarihi misyonu ve 31 Mayıs - 3 Haziran tarihleri arasında yapılacak İstanbul toplantısındaki olası gündem maddeleri hakkında çarpıcı iddialarda bulundu.
Çokuluslu hükümet
Bilderberg Kulübü, adını 1954 yılında ilk kez toplandığı Hollanda'daki Bilderberg Oteli'nden alıyor. Kulübün kurucuları Hollanda Prensi Bernhard ve Polonyalı sosyolog Dr. Joseph Hieronim Retinger. Prens Bernhard eski bir Nazi, SS üyesi. Bilderberg'in finansmanını sağlayan güçlerse ABD'deki Rockefeller Vakfı ile banker Rotschild ailesi. Bilderberg'e tüm dünyadan seçkin devlet adamları, başbakanlar, bakanlar, ünlü gazeteciler, büyük medya kartellerinin patronları ve çokuluslu şirketlerin sahip ya da temsilcileri davet ediliyor. Geçmişten bugüne dünya politikasına yön veren isimlerden Paul Wolfowitz, Henry Kissinger, David Rockefeller, Zbigniew Brzezinski ve Tony Blair Bilderberg'in seçilmiş üyelerinden bazıları. Ayrıca Eisenhoower'den bu yana bütün ABD başkanları Bilderberg Kulübü'nden çıkıyor. İngiltere hükümetinin önde gelen bakanları da.
Kuruluş misyonunu bugün de sürdüren kulüp, adeta dünyanın kaderini çizenlerin kaderini çiziyor. Bu toplantıya katılanlar kısa süre içinde kariyerlerinde büyük sıçramalar yaşıyor. Örneğin Bill Clinton, Bilderberg toplantılarına 1991'de katıldıktan bir yıl sonra başkan seçildi. Tony Blair 1993'te katıldığı toplantıdan bir yıl sonra İşçi Partisi Başkanı, üç yıl sonra da başbakan oldu. Ayrıca 1971'den itibaren NATO'nun bütün genel sekreterleri Bilderberg katılımcıları arasından çıktı! Bilderberg'in siyasilerin kariyerine olan etkisinin en çarpıcı örneği ise İngiltere'nin eski başbakanı Margaret Thatcher. Bilderberg toplantısına katıldıktan sonra Thatcher'ın bir anda yıldızı parladı. Ancak "Demir Lady", ülkesinin egemenliğini Bilderbergciler tarafından tasarlanmış bir Avrupa Süper Devleti'ne teslim etmeye karşı çıktığı için kulüp kararıyla yerini John Major'a bırakmak zorunda kaldı. Major'ın da Bilderberg katılımcılarından biri olduğunu söylememize herhalde gerek yok!
Kosova'nın inşası ABD'ye
Bilderberg'in en önemli özelliği gizlilik! Toplantılara değil kayıt cihazı, kağıt kalemle bile girilemiyor. Hiçbir kaydı ve belgesi bulunmuyor. Son yıllarda basının ilgisinin artması üzerine Bilderbergciler dünya konjonktürü hakkında fikir alışverişinde bulunduklarını, iddiaların aksine dünyaya yön verecek kararlar almadıklarını söyleseler de Estulin'in verdiği örnekler aksini işaret ediyor: "1999'daki Kosova müdahalesi 1996 Bilderberg toplantısında kararlaştırılmıştı. 1997 Asya krizinin ABD ekonomisini de sarsacağını bekledik. Ancak olmadı! Çünkü Bilderberg'den Kosova'ya müdahale kararı çıktı. Birkaç yüz milyar dolar değerindeki köprü, rafineri ve fabrika havaya uçuruldu. Bunların hepsinin yeniden inşasını Amerikan şirketleri üstlendi. Kosova Kurtuluş Ordusu, Doğu Avrupa'ya giren eroinin yüzde 77'sini kontrol ediyordu. Uyuşturucu parası filtreden geçirilerek sisteme dahil edildi ve Wall Street'e yatırıldı. Diğer bir ilgi çekici olay Irak Savaşı. 2002 Bilderberg toplantısında Avrupalı üyeler seçmenlerin tepkisinden çekindikleri için saldırının 2002 sonbaharından Mart 2003'e ertelenmesi konusunda ABD'lilerle anlaştı. Dünyanın bütün büyük gazeteleri savaşın 2002 sonbaharında yapılacağını yazarken biz Mart 2003'te başlayacağını söyledik. New York Times ya da Washington Post iseniz, toplantıya katılmışsanız ve savaşın tam tarihini biliyorsanız gazetecilik etiği gereği bunu yazmanız gerekir. Siz olsanız ne yapardınız?" Medyaya bir sorusu daha var Estulin'in: "2005'te Bilderberg'e katılanlardan biri Hürriyet Gazetesi köşe yazarlarından Cüneyt Ülsever'di. Gazete- den, Bilderberg'le ilgili en ufak bir ses çıkmadı. Dünyanın en güçlü 120 kişisi, gizli servisler ve yerel polis tarafından korunan bir otelde dört gün boyunca toplanıyorsa buna bir özet olarak dahi gazetenizde yer vermez misiniz? Kısaca söylemek gerekirse işte bu Bilderberg'in gücüdür."
Fehmi Koru vitrin makyajı!
Ve dünyanın kaderini belirleyecek bu gizemli kulübün üyeleri önümüzdeki hafta İstanbul'da. Üçüncü kez Bilderberg katılımcılarını ağırlayacak olan Türkiye'deki toplantıların ilki 1959'da Yeşilköy Çınar Otel'de, ikincisi ise Bülent Ecevit'in de katılımıyla 1975'te Çeşme Altınyunus Oteli'nde yapılmıştı. Bilderberg'in Türkiye Masası Başkanlığı'nı 20 yıl süreyle İngiltere Kraliçesi ile yakın arkadaş olan, Galatasaray'ın eski başkanlarından Selahattin Beyazıt sürdürdü. 2003'te Milliyet yazarı Serpil Yılmaz daha sonra bu görevi Vehbi Koç'un kızı Suna Kıraç'ın devraldığını yazdı. Şimdilerdeyse bu görev Mustafa Koç'un! Daniel Estulin, Bilderberg'in Mustafa Koç'a güvendiğini söylüyor: "Mustafa Koç düzenli bir üye. Her yaptığı ve söylediği kulübün bölgesel politikalarına katkıda bulunur. Gözlerinizi onun üstünde tutun!"
Her toplantıyı yakından takip eden Estulin'in diğer Türk davetlilerle ilgili de yorumları var: "Geçen yılki toplantıya katılan Fehmi Koru'nun yeniden davet edileceğinden eminim. Rockefeller ve Kissinger'dan örtülü onay aldı. Koru ne yazık ki eski kafalılar için kullanışlı bir isim ve bir vitrin makyajı olduğunun farkında değil. Tüm güçlü ve etkili Türkler oradadır. Kemal Derviş, Kemal Köprülü, Egemen Bağış ve Ümit Boyner vs."
Estulin, küçük veya orta büyüklükteki ülkelerden genellikle iki ya da üç kişi davet edilirken Türkiye'den geçen yıl yedi kişi katılmasını manidar buluyor ve ekliyor: "Bu sene bahse girerim ki Ali Babacan da katılacak. Gözlerinizi toplantıya dikin ve kimlerin tekrar çağrıldığına ve kimlerin bir köşeye atıldığına bakın. Bu size kısa vadede kimin önemli bir politik aktör haline geleceği hakkında önemli ipuçları verecektir. Örneğin Global Menkul Değerler Yönetim Kurulu Üyesi İmregül Gencer 2005 yılındaki toplantıya katılmıştı, geçen yıl çağrılmadı. Eğer bu yıl tekrar katılırsa Bilderberg ona bir şans daha veriyor demektir. Katılmazsa kariyeri bitmiştir!" Kendini Bilderberg'e adayan az sayıdaki araştırmacıdan İngiliz gazeteci Tony Gosling ise bu konuda şu yorumu yapıyor: "Eğer umut vaat eden yeni bir muhalefet ya da cumhurbaşkanı adayınız varsa, mutlaka orada olacaktır!"
"Türkiye'nin nükleer programına yardım edecekler"
Dünyanın kaderinin çizileceği bu dört günün sonunda İstanbul'dan hangi kararlar çıkacak? Estulin'in "içerideki" kaynaklarına göre masaya yatırılacak konuların başında enerji politikaları geliyor: "Petrol ve doğalgaz arzı azaldıkça, özellikle ekonomik patlama yaşayan Hindistan ve Çin'in talebi fırlayacak. Bu durum dünyadaki kutuplaşmayı daha da keskinleştirecek. 2006 toplantısında Bilderbergciler 2007- 2008 arasında petrol fiyatını 105-150 dolar aralığında tutmak konusunda anlaştı. Petrol fiyatları tavan yapınca büyük çoğunluğu Ortadoğu'da yer alan yenilenemeyen kaynakların kontrolü için ABD, Avrupa, Rusya ve Çin'e meydan okumaya zorlanacak." Toplantının diğer gündem maddesi de Avrupa'nın Rusya ile Orta Asya'yı da kapsayan ilişkileri. İran savaşı kesinlikle masada olacak. Avrupalı Bilderbergciler ABD'ye, eğer İran'a saldıracaksa bunu tek başına yapmak zorunda kalacağını söyledi. Ayrıca, Fransa, Rusya, Japonya ve Çin İran'a geniş yatırımlar yaptı. Dünya kumun üstüne bir hat çekti ve konferansta ABD'ye çizgiyi geçmemesi söylenecek. Tony Gosling de Estulin'in açıklamalarını destekliyor: "Bu yılın konusu kesinlikle İran. İran'a nükleer gücü nedeniyle saldırılırken Bilderbergciler, Türkiye'nin nükleer programına yardım ediyor olacak. Bu büyük bir ikiyüzlülük. Her ne kadar Bilderberg bunun özel bir toplantı olduğunu söylese de, dünyanın geleceğine gerçekten de bu dört günde karar verilecek. Çünkü Batı dünyasının en güçlü insanları orada olacak. Dünyanın dört bir yanından borçların hafifletilmesi, kaynakların yeniden dağıtılması ve barış talepleri gelirken ne yazık ki bunlar hiç konuşulmayacak bile..." Estulin'e göre, tartışma konularından biri de IMF ve Dünya Bankası'nın yıpranmış imajının yeniden yapılandırılması olacak. Wolfowitz'in geleceği büyük olasılıkla Bilderberg 2007'de kararlaştırılacak. Irak batağı yeniden gözden geçirilecek. Blair'in ayrılmasından sonra, her ne pahasına olursa olsun İngiltere'nin Avrupa cemiyetine entegrasyonuna devam etmesi söylenecek. Toplantıda alınan kararları asla bilemeyecek olsak da uygulamalarını göreceğimiz kesin.
KAYGILI TÜRK VATANDAŞINDAN R. TAYYİP ERDOĞAN'A MEKTUP
İrlanda'da yaşayan Türk yönetmen Timuçin Leflef, İstanbul'da yapılacak toplantıyla ilgili Başbakan'a bir mektup yazdı. Henüz son haline getirilmemiş olan mektup çeşitli internet sitelerinde yayımlanınca bazı e-postalar almaya başladı. Bunlardan birinde CIA'in kara listesine gireceği belirtiliyordu. Yeni Aktüel'in sorularını yanıtlayan Leflef, ilginç açıklamalarda bulundu: "Sadece Bilderberg'le ilgili yazıların yer aldığı internet sitesinde Türkler'i de bilgilendirmek için şubat sonunda bir tartışma forumu başlattım. O andan itibaren Türkçe yazılar tam 10 kez hack'lendi. Diğer forumlardaysa böyle bir şey yaşanmadı. Bunu yapanlar ya bu işin içinde ya da Türk insanının bu yazıları okumasını istemiyor." Kendini İstanbul'da yapılacak toplantı konusunda oldukça kaygılı bir Türk vatandaşı olarak tanımlayan Timuçin Leflef mektubunda Bilderberg Grubu'nun yönetim kurulu üyesi Henry Kissinger'in Kamboçya, Vietnam ve Doğu Timor'da kitlesel katliamlarla sonuçlanan bombalamaların sorumlusu, Paul Wolfowitz ve Donald Rumsfeld'in ise Irak savaşının en önde gelen mimarları olduğunu belirtiyor. Türk halkının bilgisi ve onayı dışında, adı geçen "savaş kışkırtıcıları"nın Türkiye'de toplanmasının medyada tartışılmadığını ve davetlilerden Wolfowitz'in yakın arkadaşı olan gazeteci Cengiz Çandar'ın da büyük ihtimalle Bilderberg yanlısı yazılar yazacağını iddia ediyor. İran konusundaysa Kissinger'in savaş zamanında nükleer silahların kullanımına onay verdiği son kitabı "Nükleer Savaş ve Dış Politika"ya atıf yapıp şu soruyu soruyor: "Acaba Türkiye piyon olarak İran'a karşı girişilecek bu tarz bir savaşa mı çekilmek isteniyor?"
BILDERBERG KURALLARI
>> Toplantıya kimin davet edileceğine Kulüp'ün yönetim kurulu karar veriyor.
>> Konukların gazetecilere röportaj vermesi kesinlikle yasak.
>> Katılımcılar toplantıların düzenleneceği otele konferanstan üç ya da dört gün önce geliyor. CIA ve yerel gizli servis ajanları listede olmayanların otele yaklaşmasına izin vermiyor.
>> Konukların eşleriyle gelmeleri yasak. Korumalar da konferansa giremiyor ve yemeklerini ayrı salonlarda yiyorlar.
>> Oturma düzeni harf sırasına göre dönüşümlü.
>> Otelin yerleşimini gösteren tüm çizimler gizli. Personelin geçmişleri ve politik eğilimleri kontrol ediliyor. Seçkinler kendi personelini beraberinde getiriyor.
>> Ev sahipliği yapan hükümet de katılımcıların tüm güvenlik önlemlerini alıyor; askeri korumanın, gizli servisin, ulusal ve yerel polisin varlığından doğacak her türlü masrafı üstleniyor.
>> Katılımcılar ev sahibi ülkenin yerleşik kurallarına ve düzenlemelerine uymak zorunda değil; gümrükten geçmiyorlar, pasaport bulundurma mecburiyetleri yok.
>> Konaklama bedelleri Bilderberg tarafından karşılanıyor. Telefon, oda servisi ve çamaşırhane faturaları katılımcılara ait.
Aktüel Arşiv-2007 Sayı:98 NEVRA YARAÇ LAÇİNOK /METİN UNDER