Tunceli Jandarma Alay Komutanlığı görevini yürüttüğü 1994 yılında lojmanında intihar ettiği ileri sürülen Albay Kazım Çillioğlu'nun ölümüne ilişkin soruşturmayı yürüten Terörle Mücadele Kanunu'nun (TMK) 10. Maddesiyle görevli Malatya Cumhuriyet Başsavcıvekilliği'nin talebi üzerine Şemdin Sakık'ın 6 Kasım 2012 tarihinde İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nce, Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi'nde oluşturulan salonda görülen duruşmada verdiği ifadenin tutanakları Malatya'ya ulaştırıldı.
Şemdin Sakık, Ergenekon Davası'nda verdiği ifadede, 2001'de Malatya'da düşen casa tipi uçakta ölenler arasında 'Yeşil' olarak bilinen Mahmut Yıldırım'ın da olduğunu iddia etmiş, Kuzey Irak'tan kendisini getiren 5 kişilik ekibin başında da onun bulunduğunu ileri sürerek, "Demirel döneminde Yıldırım, Çankaya'ya gitti mi, Çiller ile görüştü mü, beni getirmek için kimden emir aldı, kimin emrinde çalıştırıldı bilemiyoruz. 1993'te yıldızı parlayan Yıldırım'dır" demişti.
Sakık'ın iddialarını araştıran savcılığın, gerek görülmesi halinde uçak kazasında ölen 34 askerin mezarlarını açtırabileceği belirtildi.
Öte yandan, Kazım Çillioğlu'nun ölümüne ilişkin hazırlanan 62 sayfalık bilirkişi raporunda, olayda adı geçen Mahmut Yıldırım'ın öldüğüne ilişkin resmi kayıtlarda herhangi bir bilgi bulunmadığının yer aldığı kaydedildi.
KAZIM ÇİLLİOĞLU SORUŞTURMASI
Tunceli Jandarma Alay Komutanlığı görevini yürütürken 1994 yılında lojmanında ölü bulunduktan sonra dış otopsisi yapılarak ''intihar ettiği'' sonucuna varılan Kazım Çillioğlu ile ilgili soruşturma dosyası, oğlu Gökhan Çillioğlu'nun müracaatı üzerine yeniden açılmıştı.
Gökhan Çillioğlu, 2010 yılı sonunda savcılığa başvurarak babasının suikast sonucu öldürüldüğünü ileri sürmüş, ailenin başvurusu üzerine Erzurum'a gönderilen dosyayı inceleyen savcılık, görevsizlik kararı vererek dosyayı Malatya'ya göndermişti.
Malatya Özel Yetkili Cumhuriyet Savcılığı'nca yürütülen soruşturma kapsamında, olayın yaşandığı tarihte Tunceli Valisi olan Atıl Üzülgen ile dönemin Cumhuriyet Savcısı, Kurmay Başkanı, Jandarma Bölük Komutanı, Çillioğlu'nun korumaları ve MİT görevlilerinin de aralarında yer aldığı 700'ün üzerinde kişinin ifadelerine başvurulmuştu.
Savcılık ayrıca, Çillioğlu'nun otopsi raporunu da inceleyerek kesin ölüm nedeninin belirlenebilmesi için Düzce'de bulunan mezarının açılmasına karar vermişti.
Mezarından alınan örnekler üzerinde İstanbul Adli Tıp Kurumu'nda yapılan incelemede, saç köklerinde arseniğe rastlanan Çillioğlu'nun, kürek kemiğinde kurşun yarası olduğu öngörülen delik ile kaburgalarında kırık olduğu tespit edilmişti.
Soruşturmada, Albay Kazım Çillioğlu'na ait silahların ölümünden 3 yıl sonra ailesinden teslim alınmasına ilişkin Jandarma Kriminal Daire Başkanlığı adına düzenlenen belgenin de sahte olduğu belirlenmişti.
Soruşturma kapsamında ifadesi alınan gizli tanık, kendisinin de bulunduğu bir ortamda, Mahmut Yıldırım'ın, ölümünden kısa bir süre önce tartıştığı Çillioğlu'na "Senin defterini dürdüm" dediğini iddia etmişti.
Bu iddia ve soruşturma dosyasında yer alan başka bilgiler dolayısıyla savcılığın talebi üzerine Yıldırım hakkında hakkında tutuklama ve kırmızı bültenle arama kararı çıkarılmıştı.