İnsanların gözünde yarattığın bir 'cici kız' algısı var. Memnun musun bundan? Bu, sen misin yoksa değil misin?
Ben algıların; senin ne yaptığından çok, insanların sana neyi yakıştırdığıyla alakalı olduğuna inanıyorum. Beş senedir oyunculuk yapıyorum ve yine bir o kadar süredir devam eden bir ilişkim var. Hayatım dışarıdan çok durağan görünüyor olabilir. Bu yüzden biraz 'evimizin kızı' muamelesi görüyorum, evet. Normal hayatta bununla çelişen en ufak bir şey olunca da şaşırıyorlar. 'Melekler Korusun' dizisinde baskıcı bir annenin kızını canlandırıyordum. Gece dışarıda arkadaşlarımla eğlenirken gördüklerinde yanıma gelip "Bak seni annene söyleriz" diyenler oluyordu.
Bu, tüm oyuncuların yaşadığı bir durum değil mi? Sana özel bir durum yok ki...
Tabii. Bundan şikayetçi olduğum da düşünülmesin. İlgi görmek, emeğinin boşa gitmediğine şahit olmak; her oyuncuyu mutlu eden bir durum aslında. 'İlgiden bunaldım, sokaklara çıkamıyorum' yalanları atacak değilim. Öyle düşünen varsa, bu işi yapmasın. Hem hayatını ilgiden kazanacaksın, hem de bundan sıkılacaksın; olacak şey mi?
Çok düzgün diye bilinmek belli bir noktadan sonra sıkıcı oluyor mu?
Normallik baskı yaratan bir durum; delilik daha özgür. Evet, düzgün bir hayatım var; ailemden böyle öğrendim çünkü. Ama normal de bir hayatım var; herkes kadar gezmeyi ve eğlenmeyi seven biriyim. İşte bahsettiğim algı, tam da o noktada sıkıntı yaratmaya başlıyor. Benim çevremde, birlikte eğlenmekten zevk aldığım arkadaşlarım var. Gecenin bir yarısı Asmalımescit'te arkadaşlarımla hafif çakırkeyif muhabbet ederken resmimizi çekip 'Şişede durduğu gibi durmuyor!' diye başlık atıyorlar. Halbuki ben arkadaşlarımla normal normal eğleniyorum. Böyle haberler yapılınca, toplum da seni her gece o şekilde yaşıyorsun sanıyor. Herkese ayrı ayrı laf anlatamayacağın için daha dikkatli davranmaya başlıyorsun. Düzgün diye bilinmenin daha sıkıcı olduğunu söyleyemem ama kesinlikle daha baskıcı olduğunu söyleyebilirim.
İhtiyatlı davranmaya şartlanmışsın...
Dengeli demek daha doğru olur. Ben zaten hayatın dengeyle alakalı bir durum olduğuna inanırım. Uzun süreli ve pürüzsüz bir ilişki yaşamak, sektörün gerekleriyle ters gibi de sanki. Göz önünde olmayan bir hayat yaşıyorsun... Bu sektörün gereklerinin ne olduğu da henüz tam belli değil aslında. Ama içinde bulunduğum iş onu gerektiriyor diye ilişkimi belirli şekillerde yaşayacak da değilim. Ben aslında hayatımı yaşıyorum; siz dışarıdan bakınca ona kariyer diyorsunuz. Evet, çok düzgün giden bir ilişkim var. Altan'la inişlerimiz, çıkışlarımız elbette oluyor ama bunu hep kendi içimizde yaşıyoruz. Çapkınlıklarıyla, serseriliğiyle tanınan bir adamla birlikte olsaydım; onun kendine göre riskleri olurdu elbet.
Bugüne kadar yapamadığın ama "Yapsam süper olur!" dediğin şeyler var mı?
Uçaktan atlamayı çok istiyorum. Bir de Afrika'ya gidip bir-iki ay takılmak istiyorum. Seviyorum böyle şeyleri.
Ee, nerede kaldı düzgün aile kızı?
Deliliklerim vardır ama kendimedir. Kimseye zararım olmaz.
Geçmişi mi daha çok merak ediyorsun yoksa geleceği mi?
Geleceğe gitmeyi kesinlikle istemem. Böyle bir imkanım olsa bile kullanmam. Kahve falı bile baktırmayan biriyim! Çünkü ben tesadüflere, bazı şeylerin birbiri ardına gelmesine inanan bir insanım. Önceden bilip büyüyü bozmaya gerek yok. Bir olay olduğunda onun tohumlarının aslında çok önceden atılmış olduğunu anlamak, gelişmeler arasında bağlantı kurmak hoşuma gidiyor.
Kadere inanır mısın?
İnanırım. Kendime göre inançlarım vardır. Bizi kontrol eden gücün; hakettiğimde beni doğru işlerle, doğru insanlarla, yani temelde doğru bir yaşamla ödüllendireceğine inanırım.
Yazılı bir senaryoyu oynadığımızı mı düşünüyorsun?
Daha çok, yazılı bir senaryo içinde küçük küçük emprovizasyonlar yaptığımızı düşünüyorum.
Zaman makinesi meselesine dönelim...
Geçmişe gitmeyi çok istiyorum. Antik Yunan'a veya Mısır'a gitmeyi hayal etmişimdir hep. O piramitleri nasıl yaptılar? Tarihte muallakta kalmış konuların kökenine inmek de fena olmazdı.
Misal?
Misal, 'Veda' filminde kendisini canlandırdığımda da bu soruyu sormuştum hep; Fikriye Hanım intihar mı etti, yoksa vuruldu mu?
Sence?
Bence intihar etmedi, vuruldu. Ama bizim öyle bilmemizi istemediler.
Beraber çalışmak istediğin aktör veya yönetmen var mı?
Guy Ritchie ile çalışmak hayalimdir. 'Snatch' gibi bir film daha yapsa ve beni oynatsa fena mı olur? Bayılıyorum ben öyle vurdulu kırdılı işlere. Ama karakterin derinliklerine inmekse konu; Luc Besson'u tek geçerim. Şu hayatta bir kez onunla çalışma fırsatım olsa, başka bir şey istemem. Aktör olarak da Gary Oldman'dır tercihim.
Bu meslek insanı '...' yapar. Ne yapar?
İstisnasız çok yönlü yapar. İyi oyuncu her şeyden anlamak zorundadır; psikoloji, tarih, felsefe, spor, aktüalite... Bir rol gelir, matematikçiyi oynaman gerekir; o dünyanın içine dalarsın. Zordur, yorar ama bu mesleğin insana kattığı çok fazla şey vardır.
Bu ülke insanı '...' yapar. Ne yapar?
Çaresiz yapar. Zaman zaman gittiğin yolların tıkandığını, hiçbir yere varamadığını hissedersin. Bu ülke, imkanların hiç de tahmin etmediğin zamanlarda elinden uçup gittiği bir yer sanki.
Hiç bilmediğimiz, göstermediğin bir yönün var mı?
Çok eğlenceliyimdir, çok dalgacıyımdır; bu yönümü çok bilmez insanlar. Bu yönümü bilselerdi çok iyi olurdu.
Gizlediğinden bilmiyor olabilir miyiz?
Kontrollüyüm evet ama zaman zaman da yanlış tanıtılıyorum.
Bundan şikayetçi misin peki?
Yanlış tanıtılmaktan şikayetçiyim. İnsanların gerçek Özge'yi de bilmelerini isterim açıkçası.
Okan Can Yantır