Annem dedi ki: "Gitme Tunus'a, karışıkmış oralar." Tunus'a ilişkin böyle düşünenlerin sayısı hiç de az değil aslında. Arap Baharı'nın ateş aldığı 30 yıllık Zeynel Abidin Bin Ali'nin diktatörlüğünün devrildiği, taze bir devrimin neredeyse ilk günlerinin yaşandığı Tunus'a gitmek ne kadar doğru, ne kadar güvenliydi? "Gitme," diyenler kaygılanmakta haklı mıydı? Gönül rahatlığıyla söyleyelim ki: Hayır.
Tunus'un en önemli gelir kaynağı turizm. Her şey turizme, turiste göre düzenlenmiş neredeyse. Afrika'nın kuzeyinde, Akdeniz'in kıyısında yer alan Tunus'un doğası, sportif aktivite açısından turistler için bir cennet aslında. Her şeyiyle doğasıyla, mimarisiyle, insanıyla naif bir ülke. Üstelik uzun yıllar Osmanlı yönetiminde kaldığı için neredeyse tanıdık ve Türkler çok seviliyor. Öyle ki sokaklarda dolaşırken Türk olduğunuzu anlayanlar aleni sevgi gösterisinde bulunuyor. Ne yalan söyleyelim; sevilmek güzel şeymiş, insan iyi hissediyor...
BURASI GÜVENLİ BİR ÜLKE
Hükümet krizleri, siyasi hareketler değil ama yabancı basında çıkan ve turistleri korkutan haberler Tunusluları kızdırıyor. Konuştuğumuz birçok Tunuslu "Devrim güzel, çok memnunuz ama yabancı basın 'Tunus güvenli değil,' diye yazıyor. Görüyorsunuz, burada güvenlik sorunu yok," diyerek tepkilerini dile getiriyor. Basından izlediğimiz Arap Baharı'nı temsil eden görüntüler yok sokaklarda.
Tunus devriminin ateşlendiği, bağımsız Tunus'un kurucusu Habib Burgiba'nın adını taşıyan bulvara gittiğimizde aslında biraz şaşırıyoruz. Bayrağını kapan Tunuslu buraya gelmiş gibi. İrili ufaklı gruplar ateşli ateşli tartışıyor. Kendi ülkemizden edindiğimiz deneyimle, bir an "Bizi neden buraya getirdiler?" diye endişeleniyoruz. Ama meydanda geçirdiğimiz bir iki saat içinde anlıyoruz ki asayiş berkemal, hatta bu meydandaki hareket bile bir yanıyla turistik bir harekete dönüşmüş. Gösteri yapanlar da sakin, polisler de. Kalabalıkta her görüşten insan mevcut ama hiç biri yakın olduğu siyasi partinin sembolleriyle gelmemiş oraya, Tunus bayrakları getirmiş yanında. Orada bulunma nedenleri kavga etmek değil, ülkelerinin geleceğine dair fikirlerini söylemek. Herkes sürece katılmak, ülkesi için elinden geleni yapmak istiyor.Yeri gelmişken biraz Burgiba Bulvarı'ndan bahsedelim: Etrafında irili ufaklı kafelerin, restoranların sıralandığı geniş bir cadde burası, her zaman kalabalık. Tunus devrimi buradaki masalarda yapılan tartışmalar sonucu ortaya çıkmış. Tunus'un siyasi ortamı böyle, gündelik hayat her zamanki gibi akıp gidiyor, akan bu hayatın değişmez parçalarından biri de turizm. Başta da söylediğimiz gibi, hayat biraz da turizme göre biçimlenmiş. Bir turisttin ilgisini çekebilecek her şey korunuyor ve tabir uygunsa turistik amaçlarla pazarlanıyor. Halk turizmin ne büyük bir nimet olduğunun farkında. Arap Baharı esnasında hareketli ülkelerin çoğunda müzelerin zarar gördüğünü, hatta yağmalandığını biliyoruz. Fakat Tunus'ta kimse müze yağmalamaya gönül indirmemiş, hiçbiri zarar görmemiş. Ülkede tarih korunuyor, dolayısıyla her gittiğiniz yerde küçük de olsa bir müze ile karşılaşıyorsunuz. Bu müzelerin en önemlilerinden biri olan, dünyanın en büyük mozaik müzesi Bardo National Museum'u mutlaka ziyaret etmeli.
Tarihi eserlerin yanı sıra doğal özellikleri de çok çekici. Golf alanları, uçsuz bucaksız kumsalları ve çöl aktiviteleri Tunus'u turistler için çekim merkezi haline getiriyor. Osmanlı mutfağından çok etkilenen, bol baharatın kullanıldığı Tunus mutfağı damak tadımıza çok uygun. Hele her sofrada önünüze gelen harisa adlı bir acı sosları var ki, insan yemelere doymuyor.Tunus sofralarının en güzel taraflarından biri de çeşit çeşit ekmelerinin doyulmaz lezzetleri. Ekmekler inanılmaz derecede lezzetli. Bir bilene sorduk "Buğdayları kaliteli," dedi, biz onun yalancısıyız. Tunus mutfağından bahsederken deniz ürünlerini atlamayalım. Balık restoranları başarılı, bol kepçe. Ama söylemekte fayda var: deniz ürünleri bizdeki kadar pahalı değil, porsiyonlar yeterince büyük. Fakat balık çeşitliliği ve hazırlanması konusunda açık ara öndeyiz. Lafı uzatmayalım, denizi, çölü ve tarihiyle etkileyici bir ülke Tunus. O nedenle listenize alın..
FİLM SETİ GİBİ ÜLKE TUNUS Star Wars, İngiliz Hasta, Gladyatör gibi kült haline gelen filmlere ev sahipliği yapmış. Özellikle Sahra Çölü'nde bulunan Star Wars setini, ilk halinden çok şey kaybetmesine rağmen her gün yüzlerce turist ziyaret ediyor. Tunuslu yetkililer Türk dizilerinin Tunus'ta çok sevildiğini söyleyerek bir davette bulunuyorlar: "Türkiyeli dizi yapımcılarını, film yönetmenlerini Tunus'a bekliyoruz. Gelsinler, elimizden gelen yardımı yaparız."