Artık büyük takımlar "ıvır zıvır" maçlar yapmaktan sıkılmış durumdalar. Artık ufaklarla uğraşmak istemiyorlar. Yeni niyetleri pek snop: "Gelin biz büyükler kendi aramızda oynayalım, kendi ligimizi kuralım, pastayı bölmeyelim"… Şu an başvurular yetkili mercilerde bekliyor… Bakalım ne olacak?
Globalizasyon her alanda hayatımızın içine nüfuz etmekte… Biz farkında olmadan izlediğimiz kanalı Amerikalı yönetiyor, rakıya ödediğimiz paradan İngiliz nemalanıyor. Bu tip birleşmeler, tekelleşmeler artık her alanda kendini gösteriyor. Daha güçlü olabilmek, oyundaki diğer sözü geçenlerle aşık atabilmek adına büyüklerin birleşerek daha büyük olduğu, küçüğün tamamen yok olduğu bir dünya oluşuyor. Bu durum hemen her alanda böyleyken en büyük endüstrilerden birinin de bunun dışında kalması mümkün değil elbette; futbol…
Glasgow Rangers ve Celtic'in uzun süredir İskoçya'ya birkaç beden büyük geldiği ve yarışa İngiliz Premier Ligi'nde devam etmeleri üzerinden kurulan ütopya Rangers'a ağır bir ceza gelmesi ve takımın en alt lige yollanmasıyla rafa kaldırılmıştı. Ama Rangers'in birer birer ligleri geri tırmandığı ve Avrupa'da tartışılan yeni yapılanmalar konusunda fikir beyan etmekten geri kalmadığı düşünülecek olursa bu konu, türevleriyle yeniden gündemimize gelecek gibi görünüyor.
Mantık basit: Mahallenin en ağır abileri bir araya gelip şehrin en "kodu mu oturtan" ilçeleriyle baş edebilmenin yolunu ararlar. Ve ortaya, o mahallenin onları artık kesmediği, yan mahallenin tartıda ağır çekenlerinin saflarına katılmalarının her iki tarafın da elini güçlendireceği fikri çıkar. Böylelikle şehirde biraz daha söz sahibi olmak, "pastanın" büyüğünden nemalanmak mümkün olacaktır. Ama onların gitmesiyle mahallede değil pasta, kurabiye dahi kalmayacakmış; ne gam…
Bu mantık, bir süre önce Belçika mahallesinin "ağır abileri"nden Standard Liege'e çok uygulanabilir gelmeye başlamıştı. Yanına kendi gibi düşünen diğer abileri de alarak yan mahallenin yolunu tuttular. Hollanda mahallesinin ileri gelenleriyle tarafsız bir kahvede toplanıp bu konuyu enine boyuna düşündüler. Ve sonunda bir basın açıklaması yaptılar. İki mahallenin ağır topları konuyu makul bulmuş ve desteklemişlerdi. Destek metni Belçika'dan Standard Liege, Anderlecht ve Bruges, Hollanda'dan da Ajax ve PSV Eindhoven tarafından imzalandı. Hep birlikte gidip kendi büyük abilerinin ve en büyük abinin kapısını çaldılar. İstedikleri kısaca şuydu: Hollanda Ligi'nden 12 takım, Belçika Ligi'nden de sekiz takım alalım ve tek bir lig oluşturalım. İsmine de Beneliga diyelim. Bu iki ligin en baba takımları bir araya geldiğinde ortaya daha güçlü bir yapı çıkar, bu lig kesinlikle daha izlenebilir olur ve böylece Avrupa futbol pastasında naklen yayın gelirlerinin büyük kısmını alan La Liga, Premier League ve Bundesliga gibi oluşumlarla biraz daha rekabet etme imkanı doğar. Bu fikir ağızlarını o kadar sulandırdı ki, gerçekleşmemesi ihtimalini bile düşünmek istememeye başladılar. Hatta Standard Liege bu planın suya düşmesi halinde Belçika Ligi'nden ayrılıp yarışa Fransa Ligi'nde devam edeceğini beyan eden bir tehdit bile savurdu. Konu şu anda ilgili ve yetkili makamlarda bekliyor, sıcaklığını da koruyor.
Bu tip kapitalist adımları en öncü şekilde atmalarıyla ironik bir nam salmaya başlayan Ruslar elbette ki konuya dahil olmakta gecikmedi. Onlar istiyorsa biz de isteriz demeye başladılar. Kimi çevreler tarafından "ne alakası var" şaşkınlığına rağmen Şampiyonlar Ligi'ne sponsorluğuyla enteresan bir hamle yapan Gazprom firmasının da önayak olduğu bir oluşum şimdilerde Rus ve Ukrayna liglerini bir araya getirmek niyetiyle meşgul… Hatta eski Sovyetler Birliği'nden kopmuş ülkelerde kendi ligine bol gelen takımlar varsa onları da alalım, aramızda oynayalım noktasına geldiler.
Bu Rus fikri öncelikle hem UEFA'dan, hem Rus Futbol Federasyonu'ndan, hem de Ukrayna Futbol Federasyonu'ndan ret yedi. Ama Gazprom ve benzeri şirketlerin destek verdiği bir fikri reddetmek her babayiğin harcı olmadığı gibi UEFA dahil hiçbir federasyonun da göze alabileceği bir "delikanlılık" olamazdı. Olmadı da… Çok taze gelen haberler UEFA ve Rus Futbol Federasyonu'nun konuyu "tekrar düşünmeye" karar verdiği yönünde. UEFA "aslında neden olmasın ya; biz bunu daha önce niye düşünemedik" derken, Rus Futbol Federasyonu "Önemli olan Rus futbolunun yaygınlaşması" demeye başladı. Yani bu konu da diğer konu gibi ısındıkça ısınıyor.
UEFA ve FIFA'nın oyuna müdahale ve kural değişiklikleri konusunda ne kadar hassas olduğunu daha önce bu sayfalarda anlatmıştık. Ancak işin içine "duygusal" meseleler girince elbette ki her "yanlış"tan dönmek mümkün olabiliyor. O yüzden bize olmaz gibi gelen bu birleşmeler pek yakında daha sıcak ve olumlu bir tabloyla yeniden karşımıza gelirse şaşırmayalım. Kaldı ki; UEFA'nın kendi iki organizasyonu konusunda da benzer bir birleşmenin yeşil ışığını yaktığını unutmayalım. Bilindiği üzere Platini, Şampiyonlar Ligi'nin devasa bütçesi, yayın ve sponsorluk gelirlerinin, UEFA Avrupa Ligi'yle arasında uçurum olduğunu hatırlatarak bu iki organizasyonu birleştirecek daha büyük bir organizasyon planladıklarının sinyalini vermişti. Şampiyonlar Ligi genişletilecek, Avrupa Ligi ona dahil edilecek böylece pasta büyütülecekti. Üstelik Şampiyonlar Ligi'nde oynama fırsatını kaçıran Avrupa'nın dev takımları da, Avrupa Ligi'nin diş kovuğu doldurmayan angarya maçlarını oynamaktan da kurtulmuş olacak, daha ağız sulandıran bir pastaya kaşık sallayacaklardı. UEFA'nın kendi organizasyonları için bile bu mantığı yerleştirmeye çalıştığını düşünürsek yukarıda bahsettiğimiz projelerin hayal olmadığını da net olarak görebiliriz.
Bu şartlar altında… İki ligin de şu anda baş aşağı gittiği düşünülecek olursa… Bir Türk-Yunan Ligi mesela… Hayal mi sizce?
Alper KOTAMAN