Akciğer kanseri riskini artıran sigaranın yarattığı hasardan korunmak için, köri baharatını sofranızdan eksik etmeyin. Köri, toksinlerin vücuttan daha hızlı atılmasına yardımcı olur.
Çevresel zehirler, akciğer kanserine neden olur ve bazı insanlar da genetik olarak bu zehirlere karşı duyarlıdır. Kirli filtre taşıyan klimalı ortamlarda uzun süre bulunan kişilerde de akciğer kanserinin görülme oranı artıyor. Ancak doğru bir beslenme şekli ile akciğer kanserine yakalanma riski azaltılabilir.
Aynı düzeyde olumsuz faktörlere maruz kalan iki kişiyi ele alalım. Kansere karşı koruyucu bir diyet uygulayan kişinin; her gün yüksek kalorili ama düşük besin değeri olan yiyecekler tüketen kişiye göre kansere yakalanma riski çok daha az olur. Japonlar arasında sigara kullanım oranı; Amerika Birleşik Devletleri'ne göre çok daha fazladır ancak Japonlar'da akciğer kanseri daha az görülür. Araştırmalar bu durumun; Japonlar'ın kansere karşı koruyucu bir beslenme şeklini tercih etmelerinden kaynaklandığını gösteriyor. Japonlar; soya, yeşil çay ve balığı bol tüketiyor. Süt ürünleri ve kırmızı eti ise çok daha az yiyorlar.
Vücudu sigaranın neden olduğu hasardan korumanın bir yolu da köri tüketimini artırmaktan geçiyor. Körinin içindeki krosin maddesi; antioksidan görevi yapar ve vücudu toksinlerden arındırır. Sigara içtiğiniz veya pasif içiciliğe maruz kaldığınız zaman; kanser oluşturan bileşenler, vücuda girer ve sonra idrar ile atılır. Diyete köri baharatını eklemek; vücudun bu toksik bileşenleri daha etkili bir şekilde nötralize etmesine yardımcı olur. Bu madde; antioksidan özelliği olan E vitamininden 300 kat daha etkilidir. Balık tüketimi ile alınan Omega-3 yağ asitlerinin akciğer kanserine karşı önemli koruma sağlaması nedeni ile risk taşıyanlara; haftada en az iki porsiyon balık öneriyoruz.
Deri kanseri olan bin 300 hastanın incelendiği bir çalışmada; selenyumun yeni deri tümörlerini engellediği ortaya çıktı. Alınan sonuçlar; bilim insanları için heyecan vericiydi çünkü normal bir diyete basit bir besin desteğinin eklenmesiyle, deri kanseri engellenebiliyordu.
Araştırmacılar; selenyumun diğer kanser türleri üzerinde nasıl bir etki yarattığını anlamak için çalışmalarını biraz daha genişletti. Başta 6.5 yıl sürmesi planlanan bir araştırmada; bir grup hastaya günlük olarak 200 mcg. selenyum, kontrol grubundaki deneklere ise plasebo verildi. Sonuçlar öyle olumlu çıktı ki, bilim adamları; çalışmalarını bitirmeyi planladıkları zamandan iki yıl önce noktaladı. Araştırmada; deri kanseri dışındaki kanser türlerine yakalanma oranında da anlamlı düzeyde bir azalmanın olduğu tespit edildi. Sonuçlar aynı zamanda, kanserden ölüm oranının; selenyum alan tedavi grubunda, kontrol grubuna göre yüzde 50 daha az olduğunu da gösterdi.
Günde 200-400 mg. alınan kuarsetin maddesi; akciğer kanseri riskini azaltıyor. Yapılan araştırmalar; kuarsetin bakımından zengin olan elma, beyaz üzüm ve soğan tüketen insanlarda kanser riskinin yüzde 50 daha az olduğunu gösteriyor. K2 vitami de kanserden korunmada etkili oluyor. 24 bin kişinin incelendiği bir çalışmada; K2 vitaminin kanser riskini yüzde 14 azalttığı görülmüş. 11 sene süren ve 75 bin olgunun değelendirildiği bir diğer çalışmaya göre ise; isoflavon maddesi de riski azaltıyor.