Sanat, eğlence ve tarih
Şu sıralar tüm gazetelerde, dergilerde
Karaköy fotoğraflarına rastlıyoruz. "
Karadayı" gibi dizilere de doğal set olan semtte bugün birbiri ardına açılan kafelerde eğlence sesleri de yükselmeye başladı. Galeriler semti istila etti, lüks oteller, fine dining restoranlar Karaköy'ü mesken eyledi. O halde geri kalmayalım, adım adım semtte turlayalım…
Karaköy'ün en eskisi ve hâlâ en popüleri Lal Dedeoğlu'nun Fransız Geçidi'nde açtığı kafesi Bej. Burası akşam iş çıkış saatinde oldukça hareketli anlara sahne alıyor. Oyuncu tayfasından birçok ünlü simaya rastlayabileceğiniz Bej'de hem kokteyller hem de yemekler pek bir iddialı. Gece belli bir saatten sonra ise müziğin sesi yükseliyor ve Bej bara dönüşüyor.
Karabatak, semtte en iyi kahveyi içebileceğiniz yer. Ofis ortamından sıkılan laptop'unu kaptığı gibi soluğu burada alıyor. Bir yandan salatasını atıştırıyor bir yandan işlerini bitiriyor. Hemen yolun karşısındaki Unter ise semtin yeni gözdesi. Mini burgerleri dillere destan, patlamış mısırlı dondurmasının da şimdiden birçok müdavimi oluşmuş durumda. Unter'de çoğu zaman özel partiler düzenleniyor ve kalabalık sokaklara kadar taşıyor.
Bloody Mary'yi bir de burada deneyin diyor ve Gradiva Otel'e geçiyoruz. Otel değil, sanki eğlence kompleksi. Girişte keçi peynirli pide tadabileceğiniz Bank isimli bistro var. Hemen altında canlı müzik performansları izleyebileceğiniz Nublu ve çatı katında Zelda Zonk bulunuyor. Zelda Zonk'a sırf muhteşem manzarasında kokteyl yudumlamak için bile gidilir. Ama oldukça iddialı biraz da farklı bir yemek menüsü var. Nisan ayında ise mekanın üst katındaki terası hizmete girecek. Belli ki 2013 yazına Zelda Zonk bu terasla damgasını vuracak.
burcu aldinç
burcu.aldinc@sabah.com.tr