Suriye Ulusal Konseyinin Başkanı George Sabra ile görüştüm. Sabra, konseyin Hristiyan üyesiydi şu an başkanlık koltuğunda oturuyor aynı zamanda Suriye Ulusal Koalisyonunun da başkan yardımcısı. Kendisine ilk olarak Suriyeli muhalif grupları sordum. Suriye Ulusal Konseyi ile Suriye Ulusal Koalisyonu arasında fark var mı, iki başlılık var mı sorusunu yönelttim. Sabra, konsey ile koalisyon arasında fark olmadığını, iki başlılığın asla gündeme gelmediğini, konseyin, koalisyon çatısında bulunduğunu söyledi. Yani Suriye muhalifleri tek çatıda Suriye Ulusal Koalisyonu çatısında birleşmiş durumdalar. 1,5 yıl muhaliflerin meşru temsilcisi olan Suriye Ulusal Konseyi, şu an Ahmet Muaz liderliğindeki Suriye Ulusal Koalisyonuna bağlı bir grup.
SALDIRIDAN NAMAZ MOLASIYLA KURTULDULAR
Cilvegözü'ndeki bombalı saldırı gündemi hala meşgul ediyor. Sabra o gün konseyin 13 üyesiyle birlikte Suriye kentlerini gezmiş ve dönüş yolundaydı. Suriyeli muhalif lider "biz o günBabül Hava sınır kapısından Türkiye'ye girecektik, öğle vakti olduğu için namaz molası verdik, konvoyu Özgür Suriye Ordusu koruyordu, namaz sonrasında planladığımızdan yarım saat sonra sınıra ulaştık o sırada bombalı saldırıyı duyduk vegüzergahımızı değiştirdik" dedi.
George Sabra'ya göre saldırıyı Suriye rejimi gerçekleştirdi. Rejime bağlı el muhaberat ya da Şebiha milislerinin yapmış olabileceğini söyledi. Dahası Suriyeli ajanların Türkiye sınırında 2 yıldır cirit attıklarını iddia etti. Saldırının hedefi neresiydi? Türkiye mi yoksa muhalifler mi? George Sabra öncelikli hedefin Türkiye olduğunu söyledi. Rejim, muhaliflere desteğinden dolayı Türkiye'ye bir cevap vermek istedi. Aynı şekilde istihbaratçılar muhalif konvoyun da o gün o saatte sınırdan geçeceğini öğrenmişlerdi. Yarım saatlik namaz molasını hesaba katmadıkları için Suriyeli muhalifler saldırıdan kurtuldu. Sabra'ya göre hedef önce Türkiye ardından kendileriydi yani rejim bir taşla iki kuş vurmak istemişti.
İç savaş 2 yıldır devam ediyor. Suriye Özgür Ordusu bugüne kadar Şam dahil bir çok noktada rejime ağır kayıplar verdirdi. Ancak hedefteki isim olan Beşar Esad'a bir türlü ulaşamadılar.Sabra'ya Esad'ı sordum. "Nerede saklandığını bilsek hedef alırız" dedi. Esad'ın 3 ayrı adresi olduğunu söyledi. Birinci adresi Şam'daki Cumhurbaşkanlığı Sarayı. Ancak sarayın içinde değil yer altına yapılan gizli bir bölgede yaşıyormuş. İkinci adresi ise Lazkiye'de ikinci bir Cumhurbaşkanlığı Sarayı yaptırmış orada saklanıyormuş. Üçüncü adres ise Tartus limanında demirli Rus Savaş gemileriymiş. Yani tam koordinatları belli olmayan 3 gizli noktada gizleniyormuş.
İSRAİL KESİNLİKLE SURİYE REJİMİNİN YANINDA
İsrail, Suriye'deki bazı hedefleri bombaladı. "İsrail, rejimden yana mı yoksa sizden yana mı" diye sordum. Sabra "kesinlikle bizden yana değiller" dedi. O halde "İsrail neden Şam'ı bombaladı" dedim. "Bu ilk değil daha önce de İsrail savaş uçakları Şam'da hem de Cumhurbaşkanlığı Sarayının üzerinde uçtular ama rejim onlara sesini çıkaramadı" yanıtını verdi.
ESAD'IN YER ALACAĞI PLAN KABUL EDİLMEYECEK
Ve krizin çözümü için üretilen planlar. Sabra, Esad'ın yer alacağı bir geçiş hükümetini asla kabul etmediklerini ve etmeyeceklerini söyledi. Söz konusu iddia geçen haftalarda basında yer almıştı, Moskova'da rejimle muhalifler arasında bir toplantı yapıldığı ve Esad'ın içinde olacağı bir çözüm planının iki taraf arasında kabul edildiği yazılmıştı. Ancak Suriyeli lider bu iddiayı net bir dille yalanladı "Moskova'ya sadece rejimden desteklerini çekmelerini istediğimizi söylemek için gittik" dedi. Son olarak Amerika ve Batı'nın duruşunu sordum. Sabra, "maç izler gibi izliyorlar" diye konuştu. Açıkçası Türkiye'den başka bu konuya hesapsızca eğilen bir başka devlet olmadığını anladım. Bunu Suriyeli muhalifler de çok iyi biliyorlar.
NOT: Suriye Ulusal Konseyi Başkanı George Sabra ile yaptığım röportajın tamamı, Cumartesi ve Pazar günleri ÜLKE TV'deki "Uluslararası Gündem" adlı programda yayınlanacaktır.