Filmin olay örgüsü kısaca şöyle: Ödül avcısı Dr. Schultz, özgürlüğüne kavuşturduğu siyahi köle Django ile birlikte, Güneyli çiftlik sahibi Calvin Candie'nin evinde köle olarak çalışan Django'nun karısı Broomhilda'yı bulup köle tüccarlarının elinden kurtarmayı amaçlar.
Ancak aşırı şiddet ve kan içeren 'Zincirsiz' maruz kaldığı ırkçılık suçlamalarıyla tartışma konusu. Ünlü yönetmen Spike Lee, filmde köle olan atalarının aşağılandığını söylüyor. Televizyon programcısı ve yorumcusu Tavis Smiley Tarantino'nun bir tarihçi olmadığını, fakat filmi seyredenlerin tarihi bilmedikleri için onun söylediklerini tarihi gerçeklik olarak kabul edeceklerini söylüyor ve şu yorumu yapıyor: ''Django'ya filmin sonunda 'Beyazları öldürüp bir de üzerine para mı alacağım' dedirtmek siyahların çektiği acıları intikam ve cezaya indirgemektir, hafife almaktır".
Konuyla ilgili bir başka eleştiri de Cüneyt Özdemir'den geliyor. Özdemir ırkçılık tartışmalarını suni bulurken filmin vahşet boyutuna dikkat çekiyor. Benzer bir yorum da Ömür Gedik'ten geliyor: "Filmin ana kahramanı olan, Jamie Foxx'un canlandırdığı Django'nun köle tacirlerinden fışkırttığı kanlarla boyanan sahneler araya giren ırkçı monologlarla süslenmiş. …Alman asıllı ırkçılık düşmanı bu karakter, hikâyeye ayrı bir derinlik ve katman katıyor. …Zincirsiz'in sinemaya gidip de çamurun pisliğin içinde kan, şiddet ve Tarantinovari eğlence arayanları hayal kırıklığına uğratmayacağı kesin".
Bu noktada bir de ünlü sinema eleştirmeni Uğur Vardan'ın tespitlerine kulak verelim. Vardan Zincirsiz üzerine önce şunları söylüyor: "…Malum, her Tarantino filminde klasik bilgilerimizi tazeliyoruz; zamanında çok film seyreden ve yedinci sanata olan aşkını, eline kamera aldığında eskinin güzelim yapıtlarını kimi rötuşlarla ve yorum farklarıyla tekrarlamaya giden Tarantino, post-modernizmin sinemadaki belki de bir numaralı adresi. 'Zincirsiz' de yönetmenin asil damarlarında hiç durmadan gezinen bu refleksin yeni bir tezahürü. Stilistik göndermeler ve genel üslup 60'la 70 arası en iyi ürünlerini veren 'spaghetti western'ler; kahramanın siyah olması da 'Zincirsiz'i yine 70'lerin bir başka sinemasal ifade biçimi olan 'blaxploitation'a bağlıyor (ki Tarantino eski filmlerinden 'Jackie Brown' dolayısıyla aynı sularda daha önce de yüzmüştü)".
Uğur Vardan Zincirsiz'i eleştirirken filmin ABD'deki yankılarını da büyüteç altına alıyor: "…Ama galiba 'Zincirsiz'i asıl önemli kılan şey türe yaptığı katkı ya da tekrar değil, ülkesinde başlattığı tartışma. Malum, taş yerinde ağırdır ve tam da Lincoln'ün hem 'Vampir Avcısı' (Yön: Timur Bekmambetov), hem de 'başkan' (Yön: Steven Spielberg) olarak tekrar gündeme geldiği bir dönemde, aynı tarihsel dilimde gezinen ve meseleyi tersten okumaya çalışan bir western elbette tartışılacaktı. Nitekim filme ilk taşı Spike Lee attı ve 'Zincirsiz'i izlemenin atalarına saygısızlık olacağını söyledi. Geçmişte 'Malcolm X'in hayatını da çeken siyahi yönetmen kölelik tarihine spagetti western yaklaşımını saygısızca bulduğunu belirtti. Örneğin siyah bir eleştirmen olan Tim Cogshell, Tarantino'nun kölelik nakaratına sığınmadığını ama siyahların hâlâ bu mirasın acılarını yaşadığını söylerken şunları yazdı: "Bu nedenle de Tarantino belki 'Soysuzlar Çetesi'nde intikam fantezisiyle hedefi vuruyordu ama 'Zincirsiz'de aynı sonucu alması mümkün değil. Çünkü siyahlar toplum olarak hâlâ ırkçılıkla karşı karşıya. 'Soysuzlar'daki her şey artık fantezi ama iş siyahlar açısından aynı değil, çünkü hâlâ gerçek olanın bir ağırlığı var. Bu ülkede Barack Obama'ya bile belli oranda ırkçı bir tepki var. Quentin bunun bir kara komedi olmasını istiyor, fakat Amerika'nın siyah tarihiyle yüzleşmek için buradan oraya sadece bir filmle gidemezsiniz. Film iyi niyetli bir çaba ama olmamış."