Sabah Ekonomi Müdürü Oğuz Karamuk ile yine Sabah'ın Okur Temsilcisi Yavuz Baydar arasındaki polemik geçen hafta medyada epey yer bulmuştu.
Oğuz Karamuk, gazetedeki köşesinde Yavuz Baydar'a, "Okur Temsilcisi Kimin Temsilcisi?" diye sorunca başlayan tartışmada Karamuk, Baydar için "Gazetemizin okur temsilcisi Sayın Yavuz Baydar, dünkü köşesinde bizim ekonomi sayfalarıyla ilgili eleştiriler yapıyor. 'Öteki Taraf'tan bakıp bize gazetecilik dersi veriyor…" demişti. Karamuk bu yazıyı durup dururken kaleme almamıştı elbette. Baydar'ın "Sabah Ekonomi'de 22 Ocak Salı gününden itibaren TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu'yla ilgili haberler yapılıyor. Öteki tarafın, Hisarcıklıoğlu'nun görüşü sayfalara yansıtılmıyor." sözleri üzerine yapmıştı bu çıkışı..
Köşesinde gazetecilik esaslarının hepsini uyguladığını anlatan Karamuk, "Ancak bize gazetecilik dersi veren ve 'Ombudsman' sıfatıyla bu işi kendisine meslek edinen siz, Ekonomi Servisi'ne yönelik daha önceki eleştirel yazılarınızda da olduğu gibi bizi aramak zahmetini göstermediniz. Bizi suçladığınız konuda kendiniz 'HATA' yaptınız. Sizin de bildiğiniz gibi; kronik şekilde yapılan hatalar, niyet beyanı olarak kabul edilir. Kısacası bize özür ve hakkımızı teslim yazısı borçlusunuz sayın Yavuz Baydar." diye devam etmişti.
İşte o tartışma daha fazla uzamadan tatlıya bağlandı. Son gelişmeyi de bugün Yavuz Baydır'ın "Tartışma ve doğru adım" başlıklı yazısından öğrendik. Yavuz Baydar, Okur Temsilcisi köşesinde Karamuk ile nasıl buluşup yemek yediklerini ve anlaştıklarını yazdı.
"Bu sert cevap ardından Karamuk'u aradım. Haklı olabileceği noktaları anlamak istedim. Buluştuk, konuştuk. Açık bir dille anlattı." diyen Baydar, Karamuk'un şu mesajını da yayınladı:
"Okur Temsilcisi Yavuz Baydar'la geçen hafta küçük bir tartışmamız oldu. Konu köşelere yansıyınca sanırım medya çevresinde gereğinden fazla da ilgi gördü. Baydar'la hafta ortasında oturduk yemek yedik. Her zaman olduğu gibi kibar bir dille derdini anlattı. Ve yemek sonunda fark ettik ki aramızdaki sorunun temelinde bir iletişim eksikliği var. Bundan sonra birbirimizle daha sıkı diyalog kurma kararı aldık. Sanıyorum bu diyalog hem bizim hem de gazete açısından kazandırıcı bir iletişim olacak. Baydar yemek sırasında bana haberlerin içinde, (tabii ki gerekli durumlarda), 'bu kişiyi aradık ama cevap vermedi' notunu -ya da bir benzerini- koymamızın yararlı olabileceğini anlattı. Ben kendisine yaptığımız haberlerde, konunun taraflarına her zaman söz hakkı verdiğimizi söyledim. Aramızda tartışmaya neden olan TOBB haberlerinde de durumun farklı olmadığını belirttim. Ama şu konuda hemfikir kaldık: Karşı taraf konuşmaktan çekinip cevap vermiyorsa da haberde bunu bir not olarak belirtmek, yararımıza olacak. Zaten, başta Anglosakson basını olmak üzere dünyanın birçok yerinde medyanın dili, bizim Türkiye'de alışageldiğimizin dışında, farklı. Bu tip üslup detaylarına daha çok dikkat ediliyor. Sanıyorum sadece ekonomi sayfaları değil, Sabah'taki tüm haberlerin bu şekilde yazılması gazetemizin kalitesini artıracak. Öte yandan Baydar'ın yaptığımız TOBB haberlerinin içeriğine bir itirazı olmadığını ve gazetecilikteki başarımızı takdir ederek, benim ve muhabirlerimin hakkımızı teslim ettiğini belirtmeliyim, ayrıca bu haberlerin gazetemize yaklaşık 4 bin traj kazandırdığını da eklemeliyim."