Ülkemizi ve kardeşliğimizi hedef alan bölücü teröre karşı Ocak ayında da mücadelemiz en yoğun şekilde devam ederken, terörü sonlandırmaya, teröristlerin silahlarını bıraktırmaya yönelik de kararlı adımların atılması için girişimlerimizi sürdürdük. Burada bir kez daha ifade etmeliyim ki, şiddet, hiç bir şekilde mazur ve meşru gösterilemez. Şiddetin hiç bir bahanesi olamaz. Şiddet, kendisini ve taleplerini haklı görenler için asla bir yöntem olamaz. Nitekim ülkemizde şiddet, bugüne kadar hiç bir şekilde hedefine ulaşamamış, hiç bir sonuç elde edememiştir.
Demokratik toplumlarda, meselelerin çözüm yeri dağlar değil, parlamentolardır, çözümün aracı da silahlar değil, siyasettir. Meşru bir zeminde üretilen siyaset, er ya da geç bütün meselelere bir çözüm yolu, bir çıkış yolu bulacaktır. Ülkemizde maalesef, bir takım bahaneler arkasına sığınanlar şiddeti yol olarak benimsemiş, bazı siyasi partiler de şiddetin gölgesinde siyaset üretme gayretine girmişlerdir. Silahlar konuşurken, takdir edersiniz ki, çözüm üretmek zorlaşır.
İşte biz, 10 yıl boyunca bir yandan bütün vatandaşlarımıza hizmet üretmenin mücadelesini verirken, diğer yandan da bu şiddeti sonlandırmanın, silahları susturmanın kararlı mücadelesini verdik. Bir yandan kardeşliği pekiştirirken, diğer yandan kardeşliğimize kasteden teröre karşı dik durduk, birlik içinde olduk, terörün önünde set olduk. Şu anda biz, terörün bir çözüm yolu olmadığını, Türkiye'nin meselelerini siyasetle, konuşarak, istişare ederek çözeceğini vurguluyor, akan kanı dindirmek, yaraları tedavi etmek için adımlar atıyoruz.
Bu süreç, terörle mücadelenin askıya alınacağı, ya da terörle mücadeleden taviz verilecek bir süreç asla değildir ve olmayacaktır. Topraklarımıza kastedenler, askerimize, polisimize, diğer güvenlik güçlerimize alçakça saldıranlar, köy korucularımıza saldıranlar, bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da cevaplarını mutlaka alacaklardır. Ancak, tahribat kangrene dönüşmeden, kardeşler arasına husumet girmeden, nifak tohumları yeşermeden, bizim artık bu süreci sona erdirmemiz gerekiyor. Büyük bir memnuniyetle müşahede ediyoruz ki, aziz milletimiz, terörün bitmesi, kardeşliğin bu topraklara en güçlü şekilde egemen olması için bize çok güçlü şekilde destek vermeye devam ediyor. Terörden beslenenlere, terörden kazanç ve rant sağlayanlara rağmen, bizler sizlerden aldığımız güçle, terörle mücadele etmeyi, kardeşliği yüceltmeyi sürdüreceğiz.
Bizim, bu süreçte ilkelerimiz bellidir. Meşru dairede kalmak, anayasal ve yasal dairede kalmak, milletimizin değerlerine hürmet göstermek, bu süreçte de bizim sarsılmaz şiarımız olacaktır. Milletimiz bize güvendiği, bize inandığı sürece, inşallah, nifak ve fitne kaybedecek, kardeşlik mutlaka ama mutlaka galip gelecektir.