İçişleri Bakanı Muammer Güler, ''Terörle mücadele vizyonumuz güvenliğin insan odaklı, özgürlükler, haklar ve demokrasi ekseninde sağlanmasıdır. Temel hak ve özgürlükleri genişleten, demokrasimizi güçlendiren, terörün beslendiği kaynakları kurutan milli birlik ve kardeşliğimizi pekiştiren çözüm odaklı proje ve çalışmalara önem ve öncelik vereceğiz'' dedi.
Eski İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin, devir teslim töreni için Bakanlığa gelen İçişleri Bakanı Muammer Güler'i bahçede karşıladı. Makam odasında yapılan törende, Şahin, İçişleri Bakanlığı görevini ''7 Temmuz 2011'de şeref ve onurla'' devraldığını belirterek, bugün de şeref, onur ve gönül huzuruyla devrettiğini söyledi.
Devlet ve bakanlıkların kalıcı, insanların ise zamanla sınırlı görevleri üstlendiklerini vurgulayan Şahin, ''Ayrılmak durumundayız. Gelişimiz ne kadar normalse ayrılışımız da en az onun kadar normal bir durumdur'' dedi.
Görevlendirme konusunda takdir tensipleri, irade ve ifadelerini ortaya koyan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'e saygılarını ifade eden Şahin, İçişleri Bakanlığı görevine mülki idare amirliği görevinde bulunmuş, teşkilatı bilen Muammer Güler'in getirilmesinin de büyük bir şans olduğunu belirtti.
Güler'in 41 sene önce meslek mensubu olarak girdiği İçişleri Bakanlığı binasına bugün bir bakan olarak geldiğini vurgulayan Şahin, ''Bu bizim için bir güven ve mutluluk kaynağıdır. Sayın Bakanımıza hayırlı olmasını diliyorum ve kendisine başarılar diliyorum'' diye konuştu.
Şahin, Güler ve törende bulunan diğer milletvekillerinin aynı zamanda siyasi kimliği bulanan insanlar olduklarına işaret ederek, şöyle konuştu:
''Bizler, milletimizin iradesiyle demokrasinin işlemesinde görev verilmiş, görev almış kişileriz. Aldığımız görev, seçildiğimiz görev milletvekilliğidir. Milletvekili olarak hepimizin, hangi partiden olursa olsun hepimizin ilk işi, birinci işi bu bakanlığın karşısında bulunan TBMM'nin Genel Kurulu'nda geçici başkanlık divanının huzurunda yemin etmektir. O yeminin ilk cümlesini paylaşmak isterim; 'devletin varlığını ve bağımsızlığını, vatanın ve milletin bölünmez bütünlüğünü, milletin kayıtsız ve şartsız egemenliğini koruyacağımıza' yemin etmiş kişileriz. O yemin Genel Kurul'da kürsüde kalan bir yemin değildir, olmamalıdır, ama o yemini şeklen yapıp, bir değil iki ayağı yerden kesilerek o yemini yapmış olanlar da var mıdır, yok mudur araştırmaya değer. Fakat o yemin bakanlık görevini de bağlar, bizim bakanlıktaki anlayışımız devletimizin varlığı ve bağımsızlığını korumaya, milletimizin birliği ve bütünlüğünü sağlamaya ve milli egemenliği hakim kılmaya yönelik bir anlayış içerisinde gerçekleşmiştir.''
''HEM SİZİN HEM DEVLETİMİZİN HEM DE BAKANLIĞIMIZIN EMRİNDEYİM''
Şahin, bakanlığı süresince birlikte görev yaptığı polis, jandarma, sahil güvenlik ve Türk Silahlı Kuvvetleri'nin bütün mensup ve unsurlarına teşekkür etti.
Görev süresince bölücü terör örgütü ve örgütlerine karşı İçişleri Bakanlığı ve güvenlik güçlerinin onurlu ve gururlu mücadele yürüttüğüne belirten Şahin, ''Terör örgütünün birtakım siyasal, sosyal uzantıları, sivil uzantıları kendi ölçülerinde demokrasinin ve hukukun avantajlarından yararlanarak söylemler ve eylemler ortaya koymaktadırlar. Bu söylemler, o kadar ileri gitmiştir ki bu devletin onurlu hükümetine diz çöktürme, onun Sayın Başbakanına diz çöktürme ifadesi, densizliği bu ülkede söylenmiştir, söylenebilmiştir. Bu bakanlığın ve devletin güvenlik güçlerinin görevi devletin ve hükümetin diz çökmesi değil, o densizliğini gösterenlerin haddini bildirmektir'' diye konuştu.
Her değişimin bir olay, oluşum olduğunu, bakanlık değişimini de farklı yorumlayanların olacağını dile getiren Şahin, şöyle devam etti:
''Kim ne derse desin ne yaparsa yapsın biz el ele çıktık bu merdivenlerden, beraber yürüdük bu yollarda ve el ele ineceğiz bu merdivenlerden. Kim ne beklerse beklesin ama aziz milletimizin beklentisi bizim şiarımızdır, boynumuzun borcudur. Ben bu bakanlığın geçmişte görev yapmış bir personeli, bu ülkenin sevdalısı, adeta delicesine seven bir yurttaşı olarak da hem sizin hem devletimizin hem de bakanlığımızın emrindeyim, emrinde olmaya devam edeceğim. Bakanlığın tüm personel ve unsurları son derece üstün performans sergileyerek çalıştı. Onların tartışılmasına gönlüm razı olmaz, kimseye de müsaade etmem ama isteyen benim performansımı istediği gibi tartışır. Fakat benim için asıl olan benim büyüklerim, amirlerim konumundaki Başbakanımdır, Sayın Cumhurbaşkanımdır, onlarla birlikte aziz milletimdir.
Ayrıldık gidiyoruz, herkes ayrılacak, siz de bir gün... İnşallah benim gibi 18 ay 20 günde değil de gönlünüzün arzu ettiği zamanda ayrılırsınız, bunu da gönülden temenni ediyorum, fakat ayrılırken alın aklığı, baş dikliği, vicdan huzuru içinde ayrılmanızı sizlere temenni ediyorum. Benim bugün alnım ak, başım dik, vicdanım da huzurlu. Milletimize hizmet etmek imkanı bulduğum için son derece müteşekkirim.''
Şahin, görevi devrettikten sonra akşam saatlerinde seçim bölgesi Ordu'ya gideceğini ve hemşehrileriyle birlikte olacağını söyledi.
''VİZYONUMUZ GÜVENLİĞİN, İNSAN ODAKLI, ÖZGÜRLÜKLER, HAKLAR VE DEMOKRASİ EKSENİNDE SAĞLANMASI''
İçişleri Bakanı Muammer Güler de kendisini bakanlığın bahçesinde karşılayan Şahin'e teşekkür etti. İlk kamu görevine, 1972 yılında İçişleri Bakanlığı'nda evrak mümeyyizi olarak başladığını belirten ve meslek hayatını kısaca anlatan Güler, bugün çok büyük heyecan duyduğunu ifade etti.
Büyük dedesinin mutasarrıflık, dedesinin kaymakamlık, babasının da PTT müdürlüğü yaptığını ifade eden Güler, ''Ben de kaymakam ve vali olarak ülkeme, milletime hizmet vermiş olmanın onurunu yaşıyorum. Bana bu kutsal görevi layık gören başta Sayın Başbakanımıza ve bu atamayı yüksek olurlarıyla tasvip eden Sayın Cumhurbaşkanımıza şahsım, ailem ve temsilcisi olmaktan gurur duyduğum Mardin ve Mardinli hemşehrilerimiz adına en içten şükranlarımı sunuyorum'' dedi.
İçişleri Bakanlığı'nın temel görevinin vatandaşların can ve mal güvenliğini, toplumun huzur ve emniyetini sağlamak, anayasa ve yasalarla güvence altına alınan bireylerin temel hak ve özgürlüklerini korku ve endişeden uzak, güven içerisinde kullanmalarına imkan tanıyacak ortamı geliştirmek olduğuna işaret eden Güler, şöyle devam etti:
''Bakanlığımızın görev ve sorumluluklarını, hukuka bağlılık, insan haklarına saygı, sivil katılım, denetime açıklık, şeffaflık, hesap verilebilirlik, özgürlük ve güvenlik arasındaki hassas dengenin gözetilmesi gibi temel ilkeler çerçevesinde kesintisiz ve kararlılıkla sürdürmeye devam edeceğiz. Bakanlığımızın en önemli görevlerinden birisi de ülkemizin huzur ve güvenliğini birlik ve beraberliğini tehdit eden bölücü terörle yapılan mücadeledir. AK Parti hükümeti olarak milli birlik ve beraberliğimizi, ülkemizin bölünmez bütünlüğünü, vazgeçilmez bir öncelik olarak görüyoruz. Hiçbir şiddet ve terör odağının nüfus edemeyeceği en büyük güç, milletimizin birlik ve beraberlik ruhudur, devletimizin azim ve kararlılığıdır. Bu bağlamda terörle mücadele vizyonumuz güvenliğin insan odaklı, özgürlükler, haklar ve demokrasi ekseninde sağlanmasıdır. Demokrasiye ve insan haklarına çok önem verdiğimizi, vatandaşların devlete olan güvenini artırmak ve terörün istismar ettiği zemini ortadan kaldırmak için her türlü çabayı sarf etmeye kararlılıkla devam edeceğimizi belirtmek istiyorum.
''ADİL, GÜÇLÜ VE MÜŞFİK DEVLET OLGUSUNU DAHA DA PEKİŞTİRMEK''
Güler, Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nin insan olduğunu, bölgedeki vatandaşların, Türkiye'nin her tarafındaki insanlar gibi terörden neler çektiğini, neler hissettiklerini, yaşanan acıları ve artık bunun sona ermesi konusundaki beklentilerini gayet iyi bildiğini vurgulayan Güler, şunları kaydetti:
''Bölge insanın sorunun çözümü konusunda AK Parti hükümetine ve özellikle de Sayın Başbakanımıza inanıyor ve güveniyor. Bunu gayet iyi biliyoruz. Vatandaşlarımızın devlete olan güvenlerini artırmak, adil, güçlü ve müşfik devlet olgusunu daha da pekiştirmek için insanı yaşat ki devlet yaşasın bakışıyla daima insan odaklı bir yaklaşım içerisinde olacağız. Huzur ve istikrarımıza hep birlikte sahip çıkacağız, ortak gelecek hedeflerimiz etrafında kenetleneceğiz. Bütün meselemiz vatandaşlarımız arasında hiçbir fark gözetmeksizin, etnik, dinsel ve bölgesel ayrım gözetmeksizin bu ülkenin her ferdini devletin eşit seviyedeki yurttaşları olarak kucaklamaktır. Terörle mücadelenin sadece güvenlik tedbirleriyle değil bütün boyutlarıyla ele alınması, çözüm odaklı projeler üretilerek kurumlar arası koordinasyonun en üst seviyede sağlanması büyük önem arz ediyor. Temel hak ve özgürlükleri genişleten, demokrasimizi güçlendiren, terörün beslendiği kaynakları kurutan milli birlik ve kardeşliğimizi pekiştiren çözüm odaklı proje ve çalışmalara önem ve öncelik vereceğiz.''
Güler, 10 Mart 2011 tarihinde milletvekilliği için ayrıldığı İçişleri Bakanlığı'na bakan olarak dönmenin memnuniyetini de yaşadığını ifade ederek, şehitleri rahmet, gazileri ve yakınlarını da minnetle andığını söyledi.
Devir teslim töreninde Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Bekir Kalyoncu, Sahil Güvenlik Komutanı Tümamiral Hasan Uşaklıoğlu, İçişleri Bakan Yardımcısı Osman Güneş ve AK Parti Mardin millettekileri de hazır bulundu.
''BÖYLESİNE BİR KARDEŞLİĞE GERÇEKTEN İHTİYACIMIZ VAR''
İçişleri Bakanı Muammer Güler, Mardin'deki kardeşliğin tüm ülkeye yayılmasını istediklerini belirterek, ''Böylesine bir kardeşliğe gerçekten ihtiyacımız var. Mardin bu anlamda önemli bir örnektir. Biz bunu inşallah herkesin gelip Mardin'de de yaşamasını istiyoruz. Bu kardeşlik havası inşallah gerçekleştirilecektir'' dedi.
Güler, devir teslim töreninin ardından makamında gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Bir gazetecinin, ''Siz göreve gelmeden önce bazı eleştiriler yansıdı özellikle Hrant Dink cinayetiyle ilgili. Bu konudaki değerlendirmeniz nedir'' sorusunu Güler, ''Görevin hemen başında bu tip polemiklerle kaybedecek vaktim yok. Yargı süreci devam eden bir konuda olayı yargı sürecine bırakmak lazım. Önümüzde çok önemli, değerli işler var. Yargı süreci neyse o yürüyecektir. Polemiklerle uğraşmayacağım'' diye yanıtladı.
''Şahin-güvercin yaklaşımı var'' denilmesi üzerine Güler, ''Benim ifade etmediğim herhangi bir sözü bana atfederek sormayın. Biz ne konuşacağımızı biliyoruz. 'Az laf çok iş üreteceğiz' dedik. Özellikle belirtmek istiyorum. Terörle mücadelenin aynı kararlılıkla devam edeceğini ama çözüm odaklı projelerin de öncelikli olacağını söyledik. Bizim bölgemiz bu konuda en çok sıkıntı yaşayan bölge. Bölgemiz insanı, bütün Türkiye bu konuda hükümetimizden, Sayın Başbakanımızdan, bizlerden çok şeyler bekliyor. Barışın, huzurun, güvenliğin hakim olduğu bir ortamı hepimiz hak ediyoruz'' diye konuştu.
Herkesin kanın ve gözyaşının durdurulması konusunda hemfikir olduğunu belirten Güler, 61. Hükümet programında teröre bakışla, uygulamalarla ilgili hiçbir şeyin değişmeyeceğini, asıl olanın Anayasa'nın ve hukukun öngördüğü prensipler olduğunu söyledi. Güler, ''Kararlılığımız, aynı şekilde devam edecektir'' dedi.
''TERÖRÜN BÜTÜN BOYUTLARINI ESAS ALAN BİR YAKLAŞIM''
Kamu Güvenliği Müsteşarlığı yaptığının hatırlatılarak, ''Müsteşarlık İçişleri Bakanlığı'na bağlanacak mı'' sorusu üzerine, şöyle konuştu:
''O konu zaman içinde bakılacak, değerlendirilecek. Elbette biz görev yaparken bu işle ilgili bütün kurumlar arasında koordineyi, verimli çalışmayı esas alacağız. O konular ileride değerlendirilir, bakılır. Kamu Güvenliği Müsteşarlığı'nın kuruluş amaçları doğrultusunda, sorumlu olan Sayın Başbakan Yardımcımıza bağlı olarak görevlerini daha etkin şekilde sürdürme anlamındaki gayretlerini yakından takip ediyorum. Tabii ki başlangıcında bir emeğimiz olmuştur. Daha iyi, daha etkin görev yapmasını elbette ki arzu ediyoruz. Sayın Başbakan Yardımcımız Beşir Atalay bunu bütçe konuşmalarında ifade ettiler. Burada asıl olan kurumların isimleri değil, terörle mücadelede birlikte koordineli olarak verimli şekilde, istihbarat başta olmak üzere iyi bir koordinasyonu oluşturabilmektir, yeni stratejiler üretebilmektir, hayata geçirebilmektir. Sadece güvenlik odaklı değil, terörün bütün boyutlarını esas alan bir yaklaşımla meseleyi çözmeye çalışmaktır.''
''BÖLGEMİZE, İLİMİZE GÖSTERİLEN BÜYÜK BİR TEVECCÜHTÜR''
Çok heyecanlı olduğunu belirten Güler, 41 sene önce memur olarak göreve başladığı İçişleri Bakanlığı'nda bakanlık koltuğuna oturmanın hazzını ve onurunu yaşadığını söyledi.
''Bu, bölgemize, ilimize gösterilen büyük bir teveccühtür. Mardinliler olarak bu sorumluluğu beraberce taşıyacağız'' ifadesini kullanan Güler, Meclis'teki bütün vekillerden yardımcı olmalarını, çözüm önerileriyle yol göstermelerini beklediğini vurguladı.
''Görevin başlangıcında, Mardin örneğini Türkiye için gerçekten emsal alınabilecek güzel bir örnek olarak değerlendiriyoruz'' diyen Güler, kentin birlikte yaşamayı, ortak hislerle geleceğe bakmayı çok iyi bildiğine işaret etti.
Mardin'de yüzyıllardan beri farklı dil, din, ırk ve kültürlerin, bir arada, kardeşçe, özgürce, bir hoşgörü anlayışı içerisinde ve uzlaşı ortamı yaratarak yaşadığına vurgu yapan Güler, bunun bütün Türkiye'de yayılmasını istediklerini söyledi. Güler, şunları kaydetti:
''Böylesine bir kardeşliğe gerçekten ihtiyacımız var. Mardin bu anlamda önemli bir örnektir. Biz bunu inşallah herkesin gelip Mardin'de de yaşamasını istiyoruz. Bu kardeşlik havası inşallah gerçekleştirilecektir. Ülkemiz için uzun yıllardan beri ayak bağı olan bu terör konusundaki çözümü de herkesin sadece söylemleri değil, samimi eylemleriyle de hayata geçirmesini bekliyoruz. Sayın Başbakanımız, Hükümetimiz bu konuda kararlıdır. Bölge insanımız AK Parti Hükümeti'ne ve onun Başbakanı'na, liderine güveniyor. Çözüm iradesinin bizde olduğunu biliyor ve biz de samimiyetle o konudaki çalışmalarımızı hep beraber sürdüreceğiz.''
Güler, daha sonra misafirlerine ve basın mensuplarına Mardin şekeri ikram etti.
ŞAHİN: ''SİZ DE BÖYLE BULUT DEYİNCE ÖRDEK YAPIYORSUNUZ''
Öte yandan, devir teslim törenindeki konuşmaların ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan eski İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin, ''18 ay görev yaptığınızı ifade ederek, Güler'in görevi arzu ettiği kadar yürütmesini dilediniz. Kırgın mısınız'' sorusuna şu yanıtı verdi:
''Hayır. Konuşmamdan bir kırgınlık mı çıkardınız? Siz de böyle bulut deyince ördek yapıyorsunuz her zaman olduğu gibi. Ne alakası var? Benim için 18 ay yeterlidir, sayın bakanımız için 38 ay yeterlidir. Herkesin tercihi farklıdır. Benim her şey tercihime ve beklentime göre gerçekleşmiştir. Ben 18 ay değil, 18 saat de olsa her şeyi saygıyla karşılayan mütevekkil, mütedeyyin bir insanım.
Aynı zamanda milli değerlerine de bağlı bir kişiyim. Şimdi tartışılıyor ya, tartışılmayacak değerlerimiz olan milli değerlerimize, manevi değerlerimize ve bu ülkenin gerçeklerine her şekliyle saygılı bir kişiyim. 18 ay değil, 8 ay da olabilir, 18 saat de olabilir. Hiç önemli değil''
Bakanlığın tarihinde, 3. günü görevden ayrılan bakan bulunduğunu anlatan Şahin, ''Asla kırgınlık, alınganlık gibi bir duygum yok ve olamaz. Bu beni tanımamaktan kaynaklanan bir soru diye değerlendiriyorum'' dedi.
''Toplumla ilişkilerde sıkıntılar yaşadığınızı hiç düşündünüz mü? Başbakan'ın sözleri vardı 'zaman zaman toplumla ilişkilerde sıkıntı yaşadığımız oldu' dedi. Sizde var mı böyle bir durum'' sorusuna da Şahin, ''Hayır. Toplumun cüzzi bir kesimi, sınırlı bir kesimi, 75 milyona karşı bir 75 binlik kesimle olabilir. Bu herkes için söz konusudur. Nitekim bunun sevinç zılgıtlarını da çığlıklarını da aziz milletimiz duyuyor, dinliyor'' karşılığını verdi.