Daha önce sizden kısa oyunlar izledik. Bu oyun diğerlerine göre daha uzun. Acaba izleyici sıkılır mı diye bir kaygınız oldu mu?
Kısa oyunlar için ne söylediysem aynı şey uzun oyunlar için de geçerli. Bir oyunun uzunluğunu, kısalığını süresel olarak değerlendirdiğim bir şey yok ortada. "Bomba"yı yazıp bitirdiğim süre ne kadarsa "Babamın Cesetleri" de ne kadarsa o. Uzun ya da kısa gibi bir düşünce yok kafamda. Öyle olsa optimum bir oyun süresi belirleyip sürekli onu tutturmaya çalışmam gerekir ve herhalde o da çok sağlıklı olmaz.
Oyun arasında seyircileri gözlemler misiniz?
Seyircinin içine çıkmak hiç cazip değil benim için. Oyunun yazarı ve yönetmeni olarak orada olmak saçma. Tuvalete bile gitmem gerekse beklerim.
Santralistanbul'a alıştınız mı, sizce Krek seyircisini buldu mu?
Krek'in seyirci kitlesi yavaş yavaş oluşuyor. Önemli olan çeşitlenerek artması bence. Umarım öyle de oluyordur.
Kampüste olması bir avantaj mı sizce, üniversite öğrencileri ilgi gösteriyor mu?
Bilgi Üniversitesi ile organik bir bağı var buranın. O bağ da bizim için önemli ve kıymetli. Aynı alanı kullanıyoruz sonuçta. Üniversite öğrencisi yaşındaki insanlara yakın olma fikri harika benim için. Ama seyircilerin ne kadarı üniversite öğrencisi ne kadarı değil bilmiyorum.
Yeni oyun "Iska" hakkında bilgi alabilir miyiz? Fuat Mete'nin üniversite öğrencisiyken Krek bünyesine girip sonrasında burada devam ettiğini duymuştuk…
Krek deyince benim aklıma gelen en önemli ve en öncelikli şey: Krek bünyesinde olan arkadaşların oyunlara, prodüksiyona katkıda bulunması. Krek bu demek aslında. Bir adamın tek başına oyunları yazıp yönetmesi değil. Ama bu istenilen kıvama gelmesi biraz zaman alıyor tabi ki. Şimdi Fuat'ın oyununu oynayacak olmamız benim için çok kıymetli o yüzden.
Fuat Mete'nin size katılması nasıl oldu?
Okulda zaten ders ilişkimiz vardı. Benim girdiğim bir derste, o da üçüncü sınıftayken tanıştık. Sonra Krek'te çeşitli görevlerde çalıştı. Bir gün ben bir oyun yazdım diye çıkageldi. Bir de bu tip şeyler çok sık oluyor. Haftada beş kişi gelip yazdığı şeyi okutmak isteyebiliyor. Fuat son derece kendinden emindi. O güne kadar "bir şey yazıyorum" demedi. Benim haberim bile yoktu. Oyunu yazdıktan sonra bir grup arkadaşıyla birlikte bitirme tezi gibi oyunu sergilediler. Beni direkt onu izlemeye çağırdı. Ve ben bitmiş bir şeyi izlemiş oldum ve Fuat'a "Bunu Krek'te yapalım ister misin" diye teklif ettim o da kabul etti. Benim için çok heyecan verici. Ben hep aynı adamın oyunlarını yönetiyorum. İlk defa farklı bir adamın oyununu yöneteceğim.
Babamın Cesetleri'ni ne kadar zamanda yazdınız?
Aslında oyunu iki farklı zaman diliminde yazdım. Geçen sene yazmaya başladım, sonra durmam gerekti. Bu yaz tekrar geri döndüm ve tamamlandı.
Oyunların kitaplaştırılması ya da DVD haline getirilmesi gibi bir düşünceniz var mı?
Bayrak'ın kitabı var zaten. Diğerlerini de yapmak lazım sanırım. Aklımda olsun benim de.