Futbolda 3 Temmuz süreciyle yaşadığımız türlü aksiyonların sonucunda hangi noktaya geldik. Şike var mıydı? Türk futbolunun bu geldiği tatsız noktada dışarıdan bir bakışla koordinat ekseninin neresine düştüğünü bize dışarıdan bakan biri anlatsın istedik. Declan Hill spor yolsuzluklarıyla ilgili dünyanın en saygın araştırmacılarından biri… Dünya çapında büyüyen illegal bahis pazarı yüzünden global anlamda sporda yaşanan yolsuzlukları anlattığı kitabı "The Fix" (Şike) Türkçe dahil 15 dile çevrildi. Bize bizi anlatması için Hill'i bulduk. O da açtı ağzını yumdu gözünü…
Spordaki yolsuzlukları araştırmakla ilgili isteğiniz nereden geliyor?
Sporu seviyorum; bu sebeple onu korumak için hayatımı riske ettiğim söylenebilir.
Türkiye'yle ilgili daha önce de araştırmalarınız olmuştu. Nedir sizdeki imajımız?
Türkiye'yi severim. Orada aylar geçirdim. Diyarbakır'da Ankara'da, İstanbul'da pek çok arkadaşım var. Bu röportajda söyleyeceğim şeyleri aslında söylemek istemiyorum. Ama söylemek zorundayım. Bunlar dışarıdan olayları takip eden objektif biri tarafından söylenmeli… Kendimi bu anlamda sevdiği bir hastasına kötü haberi söylemek zorunda olan bir doktor gibi hissediyorum.
Bizdeki skandal sizin dünya genelinde araştırıp yazdıklarınızdan farklılık gösteriyor. Siz genelde bahis şikelerini araştırıyorsunuz. Türkiye'de yaşanan skandaldaysa bahis başrolde değil. Başka ülkelerde benzer manipülasyonlara rastladınız mı?
Asya'da örneğin böylesi de yaşanıyor. Hatta orada durum daha kötü. Ve artık o liglere kimsenin bir inancı kalmamış durumda. Ben gerçekten radikal ve kararlı çözümlere gidilmezse 10 yıl içinde Türkiye ligine olan inancın da tamamen ortadan kalkacağını düşünüyorum.
Buradaki süreci ne kadar takip ettiniz? Yeterli incelemenin yapıldığını, kamuoyunun yeterince aydınlatıldığını düşünüyor musunuz?
Türk sporu ve futboluyla ilgili karar verici makamların konuyla ilgili aldığı kararlar beni halen güldürüyor. Bence herkesin gözünde acınacak durumda kaldılar. Onlar için üzülüyorum.
İç sesiniz ne diyor peki?
İç ses mi? İç sese ne gerek var? Sadece objektif bir açıdan gerçeklere bakmaya çalışmak yeterli. Raporlara, kayıtlara ve delillere bakmak yeterli... Son yıllarda arka arkaya kaç tane şike ve spor yolsuzlukları araştırması yapıldığını tekrar gözden geçirin. UEFA'nın 2020 Avrupa Şampiyonası ev sahipliğiyle ilgili verdiği karara bakın. Türkiye'ye vermemek için daha önce yapılmamış bir şey yaptılar. Kupa maçlarını Avrupa'nın her tarafına yayılmış stadyumlarda düzenlemek mi? Bunu sadece kupayı size vermemek için yaptıklarını anlamıyor musunuz? O kupayı düzenlemek isteyen tek ülke Türkiye'ydi. UEFA normalde bu kadar istekli ve daha önce bu organizasyonu düzenlememiş üstelik de düzenleyebilecek organizasyon yeteneğine sahip bir ülke bulduğunda neden böyle bir karar alsın? Sebebi o kadar belli ki… UEFA artık Türkiye'de yaşanan futbol yolsuzluklarından bıkmış durumda ve bunlarla daha fazla uğraşmak istemiyor.Ne düşündüğümü söyleyeyim. Türk futbolu derin bir yolsuzluk içerisindedir. Ve onu korumak için hareket edenler sadece bir kısım taraftar ve bir avuç gazeteci... Türk futbolu hastadır. Hasta derken grip gibi, soğuk algınlığı gibi bir şeyden bahsetmiyorum Türk futbolu ciddi ve sistematik bir şekilde yayılan bir kanserle boğuşmaktadır. Ve şu an artık ameliyat zamanıdır. Yoksa hasta ölecek.
Trabzonsporlu taraftarlar o senenin şampiyonluk kupasının kendilerine verilmesini talep ediyor. Sizce adil olur mu?
Ben Trabzonsporlu taraftarları anlıyorum. Yurt içinde ve yurt dışında yaptıkları temiz futbol eylemlerini de takip edip saygı duyuyorum. Ama ben o yılki şampiyonluk kupasının Trabzonspor'a verilmesi gerektiğini düşünmüyorum. Bence o yıl kimsenin şampiyon olmadığının ilan edilmesi en doğrusu olur. Çünkü kupa Fenerbahçe'de de kalsa, Trabzonspor'a da verilse o yıl Türkiye Ligi bir şampiyon çıkarmış olacak. Ve bu tarihe böyle geçecek. Oysa yıllar sonra bu yıllara bakan insanların "O yıl Türkiye Ligi'nin şampiyonu yaşanan şike skandalları yüzünden belirlenememiştir" ifadesini görmesi gerek. Bu yaşananların vahameti yıllar sonra bakıldığında ancak böyle anlaşılabilir.
Peki sizce gelinen bu noktada neler yapılmalı?
Türk futbolu Avrupa Sporu'nun hasta adamıdır ve hastayı kurtarmak için radikal bir şey yapma zamanı gelmiştir diye düşünüyorum. Hızla yapılması gerekenleri sıralayayım:
• Eski İtalyan Başbakanı Monti'nin zamanında önerdiği gibi lig bir sene durdurulmalı. Yepyeni yöneticiler atanmalı. Tek kriter var: Türk sporunun herhangi bir alanında en ufak bir görev almamış olmaları gerekir.
• Lig başladığında bütün takımlar tüm futbolcu maaş, ücret ve primlerini bağımsız bir bankanın hesabına yatırmalılar ve ücretler buradan otomatik olarak ödenmeli.
• Spor yolsuzluklarını araştırmak üzere özel bir polis ekibi organize edilmeli. Tamamen bağımsız olmalılar ve tam yetkili çalışmalılar. İncelemek için takım ya da isim seçme şansları olmamalı. Ortaya çıkan her gerçeği sonuna kadar araştırmalılar.
• Özellikle de yüksek dikkat gerektiren maçlar için yurtdışından kendini kanıtlamış hakemler getirilmeli. Bu maddeleri sıralamaya devam edebilirim. Ama acilen yapılması gerekenlerin bunlar olduğunu düşünüyorum. Tekrar etmek isterim; Türkiye'yi severim, ülkeye ve insanlarına büyük saygım var. Ama üzülerek söylüyorum ki gerekenleri yapmadığınız takdirde on yıl içinde çok sevdiğiniz bu oyunu hatırlamıyor olacaksınız.
Fifa'nın yeni transfer sistemi FIFA yeni transfer sistemi üzerinde çalışıyor. Geçtiğimiz yıl içerisinde menajerlik şirketleri futboldaki transfer pazarının yüzde 28'i kadar ciro yapmış durumda. Transfer döneminde ortaya çıkan kayıtlı matematik 3.9 milyar dolar... Ve bunun yüzde 28'i menajerlik şirketleri tarafından komisyon olarak alınmış. Bir de kayıt dışı olan ve özellikle Brezilya'da çokça uygulanan futbolcu haklarının üçüncü partilerin eline geçmesi gibi sistemlerle transfer sırasında kulüp-futbolcu dışında bu işten gelir elde eden kesimler söz konusu. İşte FIFA bunu değiştirecek ve bu meblağı da futbolun içinde bırakacak bir sistem üzerinde çalışıyor. Transfer edilebilir durumda olan futbolcularla ilgili bilgilerin bizzat FIFA'dan elde edilebileceği bir veri sistemi...
Kimler yerinde izliyor?
Dünyada stadyuma en çok izleyici çeken ligler klasmanında NFL (Ulusal Amerikan
Futbolu Ligi) açık ara birinci oldu. NFL'de içinde bulunduğumuz sezonda her maçı
ortalama 67 bin 394 seyirci stadyumda izliyor. Bu konuyla ilgili asıl enteresan
bilgi ikinci sıradaki ligin hangisi olduğu: Bundesliga... Alman futbol endüstrisi
bu anlamda en yakın rakibi olan İngilizlerin önünde yer alıyor. Ayrıca geçtiğimiz
sezondaki 42 bin 673 sayısını ciddi bir şekilde arttırarak bu sezon 45 bin 116
ortalamaya ulaşmış durumdalar.
Alper Kotaman