Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, PKK'lı 3 kadının Paris'te öldürülmesiyle ilgili soruşturmanın süratle tamamlanmasının önemine işaret ederek, "Çünkü bu aynı zamanda son gelişmeler bağlamında da ele alındığında, terörü kimlerin provoke etmek istediği, kimlerin bu terörün ilanihaye devamında fayda umdukları, provokasyonlarla gelinen süreçte kimlerin baltalamak istediğini de ortaya koyacak bir süreçtir" dedi.
Dışişleri Bakanı Davutoğlu, Dünya Ekonomik Forumu'nun yapıldığı Davos'ta NTV'nin yayınına katılarak soruları cevapladı.
Davos'ta bu sene yine çok önemli oturumlar yapılacağını ifade eden Davutoğlu, Türkiye olarak kendilerini ilgilendiren oturumlarda katkıda bulunmaya çalışacaklarını belirtti. Davos'ta ayrıca ikili görüşmelerde bulunacağını kaydeden Davutoğlu, bugün Azerbaycan Devlet Başkanı İlham Aliyev ile görüştüğünü, öğleden sonra da Gürcistan Başbakanı Bidzina İvanişvili ile görüşeceğini söyledi. "Bu kendisiyle Türkiye'nin ilk teması, bir anlamda Türk yetkililer olarak" diyen Davutoğlu, İvanişvili'nin 12 Şubat'ta Türkiye'yi ziyaret edeceğini, görüşmede bu ziyaretin hazırlıklarını ele alacaklarını söyledi. Davutoğlu, Davos'ta ayrıca Irak Kürt Bölgesel Yönetimi Başkanı Mesud Barzani ile bu akşam bir araya geleceğini ve Etiyopya Başbakanı Haile Mariam Desalegn ile Mali'deki gelişmeler kapsamında bir görüşmesi olacağını aktardı.
Paris'teki cinayetler
Davutoğlu, Paris'te 3 PKK'lı kadının öldürülmesinin ardından son durumun ne olduğu yönündeki bir soru üzerine, cinayetlerin işlendiği günden itibaren Fransa ile yakın temas içinde olduklarını söyledi. Davutoğlu, şunları söyledi:
"Eldeki bütün bulgular, veriler, bunun katledilen kişiler tarafından çok yakinen tanınan birisi tarafından gerçekleştirildiği yönündeydi. Zaten şifreli kapının açılması, içeriden dışarıya yansıyan herhangi bir çatışma ya da bir gürültünün çıkmamış olması, tanıyan birisi üzerinde duruluyordu. Son bulgular Sakine Cansız'a şoförlük yapan Ömer Güney'in üzerinde yoğunlaştı. Fransız güvenlik yetkilileri, soruşturmayı derinleştiriyorlar.
Bizim için bu soruşturmanın açıklığa kavuşturulması büyük önem taşıyor. Çünkü bu aynı zamanda son gelişmeler bağlamında da ele alındığında, terörü kimlerin provoke etmek istediği, kimlerin bu terörün ilanihaye devamında fayda umdukları, provokasyonlarla gelinen süreçte kimlerin baltalamak istediğini de ortaya koyacak bir süreçtir. Dolayısıyla biz süratle bu cinayetlerin aydınlatılması konusunda çaba sarf ediyoruz. Bütün güvenlik birimlerimiz Fransız yetkililerle temas halinde, an be an olayı takip ediyoruz."
Davutoğlu, soruşturmanın işbirliği anlayışı içinde yürütüldüğünü, bilgilerin taraflar arasında paylaşıldığını söyledi.
Daha önce bu tür cinayetler aydınlatılamadığı için başka cinayetlerin önünün açıldığını ifade eden Davutoğlu, "Bu tür konularda, nasıl Türkiye'de bir dönem faili meçhul cinayetler konusu birçok huzursuzluğun sebebini teşkil etmişse ve daha sonra bu failler yakalandıkça üzerine kolay gidilmişse, Avrupa'da da bu meselenin kökleşmesi önem taşıyor" dedi.
İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin, Adalet Bakanı Sadullah Ergin ve kendisinin Belçikalı muhataplarıyla dün yaptıkları altılı görüşmeyi hatırlatan Davutoğlu, "Bu aslında yeni bir format. Daha önce Belçika ile 2008'de yapmıştık, yeniden yaptık. Bundan sonra her sene yapmaya karar verdik" dedi. Davutoğlu, bu modelin diğer ülkelere de benzer şekilde yansıtılması Avrupa'da teröre karşı mücadele konusunda işbirliği ortamını pekiştirecektir" diye konuştu.
Uluslararası toplumun Suriye'ye yaklaşımı
Suriye'de gelinen durumun daha ne kadar devam edeceği sorulan Davutoğlu, Suriye'de halkın çektiği acıların ulusalararası toplum tarafından hakkıyla değerlerilmediğini söyledi.
Davutoğlu, şunları kaydetti:
"Bir tarafta ağır silahlara, hava kuvvetlerine, füze imkanlarına sahip bir rejim ve ordusu var. Diğer tarafta kendi imkanlarıyla bulundukları yerlerde kendilerini korumaya çalışan gruplar var. Bu tablo maalesef Suriye'nin geleceği açısından iç açıcı ve ümit verici bir tablo değil. Halkın taleplerini yansıtan bir sürecin mutlaka devreye sokulması lazım. Türkiye olarak bu konuda her türlü çabayı gösterdik. Bütün ilgili taraflarla, uluslararası toplumun bütün taraflarıyla, ABD ile, Rusya ile, bölgesel aktörlerle Arap Ligi'yle İran'la ve diğer bütün taraflarla temaslarımız sürdü. Ümit ederiz bu kriz Suriye halkına daha büyük acılar vermeden bir an önce durdurulur. Ama maalesef uluslararası toplum Suriye konusunda çok kötü bir sınav verdi ve bu sınav bu haliyle de gelecek için iyi bir örnek teşkil etmiyor."
Patriot savunma sistemleri
Davutoğlu, Türkiye'ye konuşlandırılan Patriot savunma sistemleriyle ilgili olarak da, bataryaların Türkiye'ye daha önce 2 kez getirildiğini, bu kez de aynı usullerle konuşlandırıldığını belirtti.
Davutoğlu, şöyle konuştu:
"Patriot sistemleri kesinlikle savunma sistemleridir. Herhangi bir saldırı söz konusu olmadığında harekete geçmeyen sistemlerdir ve bu saldırı ancak ve ancak Türkiye'ye söz konusu olduğunda harekete geçebilecek sistemlerdir. Dolayısıyla bu savunma ağırlıklı sistem savunma ihtiyacı ortada kaldığı müddetçe Türkiye'dedir. Yarın Suriye'de istikrar oluşursa, bu risk ortadan kalkarsa, özellikle balistik füze riski, Türkiye'den de aynı gün hatta aynı saat içinde Patriotlar ve Patriotlarla gelen NATO üyesi müttefik ülke askerleri çekilirler. Bu konuda hiçbir spekülasyona mahal vermemek lazım. Bu bir devletin kendi halkının ve ülkesinin güvenliği için almak durumunda olduğu bir tedbirdir. Konvansiyonel olarak kimse Türkiye'ye meydan okuyamaz. Türkiye bu konvansiyonel tehditleri bertaraf edecek ulusal kapasiteye sahiptir ancak füze konusunda geçmişte olduğu şimdi de NATO imkanlarının değerlendirilmesinde ihtiyaç hissedilmiştir."
"PYD rejimle arasına mesafe koymalı"
Davutoğlu "İmralı süreci Suriye'deki gelişmeleri etkileyebilir mi?" sorusu üzerine ise şunları kaydetti:
"Bölgede artık her olay birbiriyle ilişkili. Dolayısıyla birbirini etkilemesi doğaldır. Bir an önce Suriye'nin istikrara kavuşması önemli tabii ama Suriye ile ilgili tüm grupların da rejimle kendi aralarına mesafe koyması lazım. PYD'yi kastediyorum burada. Diğer gruplar bunu koyuyor. Muhalefet içinde yer alıyorlar. PYD'nin alacağı tutumu yakından takip edeceğiz. Türkiye'de eğer terör örgütünün silahsızlanması ve bir süreç içinde silahlarını bırakması söz konusuysa, mutlaka diğer ülkelerdeki gelişmeleri de etkileyecektir."
"Türkiye-AB ilişkileri ivme kazanacak"
AB dönem başkanlığının İrlanda'ya geçmesiyle yeni başlıkların açılma ihtimalinin ortaya çıkması konusunda bir soru yöneltilmesi üzerine Davutoğlu, Brüksel'de dün birtakım temaslarda bulunduklarını söyledi. AB'nin Genişleme ve Komşuluk Politikası'ndan Sorumlu Komiseri Stefan Füle, AB'nin İçişlerinden Sorumlu Komiseri Cecilia Malmström ve İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin'le birlikte dörtlü bir görüşme gerçekleştirdiklerini hatırlatan Davutoğlu, şunları kaydetti:
"Önümüzdeki aylarda Türkiye-AB ilişkilerinin olumlu yönde ivme kazanacağını öngörüyoruz. Fransa ile temaslarımız sürüyor, Fransız Dışişleri Bakanı Laurent Fabius ile görüşmemizde de Fransa'nın uygulamakta olduğu blokajın belli fasıllarda kaldırılması konusunda bir anlayış zeminine ulaşmıştık. Geçen Temmuz'da da Hollande'ın iktidara gelmesinden hemen sonra yaptığımız Paris ziyaretinde de belli bir nitelik oluşmuştu. Münih'te tekrar Fransa Dışişleri Bakanı dostum Fabius ile bir görüşme daha yapacağız. Ümit ederim bu alan açılacak."AB Bakanı Egemen Bağış'ın İrlanda'da AB bakanları toplantısına katıldığını hatırlatan Bakan Davutoğlu, "Bu da önemli bir işarettir. AB sorumlu bakanlarının bir araya geldiği toplantıda aday ülkelerle birlikte Türkiye'nin de katılmış olması önemlidir. Önümüzdeki dönemde AB ile Türkiye'nin ilişkilerinde yeni bir atmosfer yeni bir ivme oluşacağına dair ümidimiz artıyor. Vize muafiyeti konusunda da yoğun çaba sarf ediyoruz" şeklinde sözlerini tamamladı.
AA