Aynı günlerde Ertuğrul Özkök yönetimindeki Hürriyet gazetesi de Metin Kaçan'ı 'canavar' ve 'tecavüzcü' olarak tanıtmaya devam etti. Ayşe Arman da yaptığı bir röportajla linç kampanyasına katkıda bulundu. Hürriyet'in linç kampanyası bununla da kalmadı ve yazarları da köşelerinden linç kampanyasına eşlik etti.
LİNÇ KAMPANYASI, HASAN KAÇAN'IN "ARTIK MUHAFAZAKAR DERGİLERDE YAZMAK" İSTİYORUM DEMESİYLE BAŞLADI
Olayın başlangıcı ise Hasan Kaçan'ın artık muhafazakar dergilerde yazmak istiyorum demesinin hemen ardından patladı ve Güneş adlı bir kadın aniden ortaya çıkarak 'Metin bana tecavüz etti' iddiasında bulundu.
Doktorların "Tecavüz izine rastlanmadı" raporuna ve Metin Kaçan'ın yalanlamasına rağmen medya linci nedeniyle Metin Kaçan kendisini hapiste buldu.
Metin Kaçan'ın o yıllarda ve sonrasında yaşadıklarını en iyi bilen abisi Hasan Kaçan, 17 yıl geçmesine rağmen o yıllarda yaşananları unutamadı ve içindeki öfkesini twitterdan dışarıya vurdu.
Hasan Kaçan şunları söyledi; "Sen de suçlusun Meto... Gariban bir berberin, tamirci kalfası, ortakul mezunu oğluydun... Haddine miydi AĞIR ROMAN yazmak... Yedirirler mi.. Meto... İçin rahat olsun... Allah intikam sahibidir... Meto, soğuk sulara düşen bedenin zaten 1995'ten beri ölüydü. Sen bu engereklerin öldürdüp boğduğu ne ilk ne de son kişisin... Meto, bu engerekler ertuğruluyla, ayşesiyle, zaferiyle zaten seni 1995'te öldürdüler. sadist çığlıklarla defalarca, bıçakladılar, şişlediler. bunlar engerekler ve çıyanlardır/ bunlar aşımıza ekmeğimize göz koyanlardır/ tanı bunları,tanı da büyü. (a.a) ... tanıyamadın bunları meto. ve son olarak...bugünlerde beni arayıp vicdan azabıyla ağlayanlara da Allah acısın. biz kimseye kin tutmayız... Ama kabağın da sahibi var... İçinizi karartığım için özür dilerim... "ya ben öleyim mi söylemeyince"... Allaha emanet olunuz."