2000'li yılların başında, internet hakaret ve asılsız suçlamalara çok açık olduğu halde bunlarla ilgili yasa ve düzenlemeleri bilen avukat sayısı bir elin parmağını geçmiyordu. Amerika'da bir grup avukat, internette bireylere karşı yapılan onur kırıcı, küçük düşürücü karalama ve iftiralara karşı müvekkillerini savunmak için bir araya geldi. 2011 yılında ise bu avukatlar tek bir çatı altında toplanmaya karar verdiler. İşte Rubbit bu şekilde kurulmuş oldu.
Her geçen gün daha da büyüyen Rubbit, çevrimiçi suçlar alanında uzmanlaşmış hukukçular ve müşterilerine çevrimiçi koruma ve destek sağlayan bir ekiple çalışıyor. Rubbit itibar yönetiminin yanı sıra telif hakları korumasıyla da ilgileniyor. Dünyanın dört bir yanına hizmet veren bu kurum geçtiğimiz yıl bünyesine 'Rubbit Türkiye'yi de kattı.
Müşterilerinin büyük çoğunluğu kurumsal şirketlerden oluşan Rubbit Türkiye'nin söylediğine göre Yurt dışında yayın yapan sitelerin merkezleri Amerika'da olduğu için Türkiye'den suçlara karşı herhangi bir yaptırım yapmak mümkün olmuyor. Bu da Türkiye'de internet hukukunun ne kadar eksik olduğunun bir kanıtı.
Rubbit Türkiye'nin yaptığı araştırmalara göre Türkiye'de her 100 şirketten 80'i itibar zedeleyici karalamalara maruz kalıyor. Aynı zamanda bu araştırmaya göre Türkiye'de internette en çok karşılanan suçlar yanlış bilgi, video, fotoğraf paylaşımı oluyor.
Peki ülkemizde durum nedir. Online itibar yönetimi ile ilgili Rubbit benzeri çalışmalar yapılıyor mu dedik ve küçük bir araştırma yaptık. Konuyu önce bilişim konusunda en yetkin isimlerden olan Musa Savaş ile görüştük. Para dergisindeki Bilişim adlı köşesinden de tanıyacağınız Musa Savaş Rubbit'in pek de sanıldığı kadar etkin olmadığını söylüyor. Yine konuya yakın isimlerden olan Av. Necdet Uzel ise Rubbit'in "iş kovalama" derdiyle rakamları biraz çarpıttığını ifade ediyor. Bu noktada sözü ilk olarak Av. Necdet Uzel'e bırakıyoruz.
Av. Necdet Uzel
"İtibar zedeleyici içerikleri kaldırmak mümkün"
Gerçek ve tüzel kişilerin itibarını zedeleyen internet içeriğinin sayısında sosyal medya kullanımındaki artışın da etkisiyle ciddi bir artış gözlemlenmektedir. Özellikle ticaret şirketlerinin itibarını zedeleyen asılsız veya dayanaksız açıklamalar, çeşitli hukuki yollara başvurulmasını zorunlu kılmaktadır. Ancak bu tür açıklamalara maruz kalan şirketlerin, genel olarak toplumda tanınmışlık düzeyi yüksek olan şirketler olduğuna da işaret edelim.
İtibar zedeleyici hukuka aykırı yazılı veya görsel içeriğin, kişilik haklarını etkin bir şekilde koruma altına alan Türk Medeni Kanunu, Türk Ticaret Kanunu ve diğer düzenlemeler uyarınca "İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun" ile getirilen olanaklar ve temel kanunlarda yer alan dava türleri aracılığıyla internet ortamından kaldırılması mümkündür. Bu anlamda erişim, yer veya içerik sağlayıcılarının kanunda öngörülen yükümlülükleri, hukuka aykırı içeriğin internet ortamından kaldırılması için yeterli korumayı sağlamaktadır.
Sorun, içeriğin kaldırılması talebinin yöneltileceği muhatabın yurtdışında yerleşik olması veya failin hukuki veya cezai anlamda etkin bir şekilde yargılanmasının önündeki engeldir. Ancak bu sorun, sadece internet ortamında gerçekleşen hukuka aykırılıklar bakımından geçerli değildir. Bu nedenle mevzuatın yetersiz olduğu iddiası da isabetli değildir. Netice olarak, internetteki içeriğin büyüklüğü de dikkate alınarak şirketlerin, gelinen aşamada düzenli olarak internet ortamında tarama faaliyetlerinde bulunması ve itibarlarını zedeleyici içeriğin kaldırılması için mücadele etmesi zorunludur. Bu faaliyet, elbette ki, ticaret unvanı, marka ve diğer fikri mülkiyet haklarını da koruma altına alacak şekilde gerçekleştirilmelidir. Zira ticari itibarın, işletme ile özdeşleşen fikri mülkiyet haklarına bağlı olduğu unutulmamalıdır.
Musa Savaş (Bilişim uzmanı, gazeteci, yazar)
"İtibarı yönetmek kolay"
Kimi zaman kişi, kurum veya markalar geçmişte haklarında girilmiş verilerin internet dünyasından silinmesini istiyor. internet üzerinde itibarı yönetmek için için google sil, veri sil gibi isimlerle ortaya çıkıp bu tür hizmet verdiğini iddia edenler her zaman oldu. Ancak bilgileri silmek çok meşakkatli bir yöntem. Girilmiş bir tek veri bile başkaları tarafından alındığında yüzlerle farklı yerde karşınıza çıkabiliyor. Bunları tek tek temizlemek çok zor bir iş ve büyük bir zaman kaybı.
Herhangi bir siteden hakkınızdaki yazıyı kaldırmak için hukuk yollarını kullanarak ciddi uyarılar vermeniz gerekiyor. Oysa bizim kullandığımız yöntem çok daha pratik bir şekilde işliyor ve itibarınızı istediğiniz şekilde yeniden konumlandırmanızı sağlıyor. Sistem aslında çok basit; yeni girdiler eskileri girdileri geri iter diyoruz. Sonuçta insanlar arama yaptıklarında ilk sayfalara bakıyorlar ve belli bir noktadan sonraya ilerlemiyor. Biz öncelikle çalıştığımız kişi, kurum veya markanın internet dünyasında nasıl algılanmak istediğini öğreniyoruz. Mevcut durumu analiz edip istenen algıyı yaratmak için çalışmaya başlıyoruz. İçeriğin özgün olması için anlaşmamız süresince yasal hesapları biz idare ediyoruz. Sosyal medya hesaplarından ve internet adreslerinden, üzerinde çalışılmış özel içerikler paylaşıyoruz.
Kişiyi daha marka safhasında alıp topluma tanıttığımız gibi toplum tarafından tanınanlar için de benzer çalışmalar yapabiliyoruz. Alan adının alınmasından internet sitesinin tasarımına, içeriğin sağlanmasından sosyal medya entegrasyonuna ve raporlamaya uzanan bir süreç bu. En başında uyguladığımız gizlilik sözleşmesi gereği kişi internette kendi adına içerik giren arkadaşımızı asla tanımıyor, kim olduğunu bilmiyor. Çalışanlarımızın çoğu evinden çıkamayan engelli arkadaşlar olduğu için günün her istedikleri saatinde interneti kullanıp içerik girebiliyorlar.
Nilsu Zırhlıoğlu