PKK'nın Paris'teki enformasyon binasında yapılan suikast pek çok soruyu beraberinde getirdi. Peki infazların ardında ne var? Uzmanlar aktuel.com.tr için yorumladı...
TURGAY GÜLER, GAZETECİ/YAZAR
"ANLAŞMAYA ZARAR VERMEZ"
Paris'teki bu şok suikast, çok net bir şekilde şunu ortaya koyuyor. İmralı'yla devlet anlaştı. 10-15 güne kadar da bu anlaşma hayata geçirilecek. Birileri abartılı görebilir. Lakin tarafların açıklamalarına dikkatle bakıldığında zaten anlaşmanın sağlandığı aşikar.
O halde bu saldırıyı nasıl değerlendireceğiz. Suikast, anlaşma zeminini ortadan kaldırmaya mı dönük?
İşte tam bu noktada fotoğrafı çok dikkatli okumak gerek.
Karataş karakoluna yönelik 100 kişilik PKK'lı grubun saldırısı manidar.
O saldırı emrini kim verdiyse, Paris'teki saldırı emrini veren de O'dur.
Böyle okunabilir.
Çünkü infaz edilenler Zübeyir Aydar'a yakın isimler. Aydar'da Öcalan'a.
Lakin öldürülen Sakine Cansız'ın 90'lı yıllarda Öcalan'a bayrak açtığı da biliniyor. Sonra kavga bitmiş.
Bu saldırıyı bir iç hesaplaşma olarak değerlendirmek tam olarak doğru olmaz.
Zira Öcalan "yerli".
PKK içerisindeki lider kadro için böyle bir tanım zor. "Yerli" olmayan liderler var ve sipariş üzerine iş yapıyorlar.
Sonuç olarak, infazın arkasında PKK'nın lider kadrosu içerisindeki yerli olmayan isimler var. O devlet, (İsrail) emri verdi, sonra da bu emir uygulandı.
Fransız istihbaratının 24 saat gözetim altında tuttuğu bir büroya kim girebilir? Nasıl girebilir? Ya anlaşarak, ya da "muhteşem" bir operasyon kabiliyetiyle.
Hiç şüphesiz bu saldırı varılan anlaşmaya zarar veremeyecektir. Yol kazaları artmasın için süreç daha da hızlandırılabilir.
Son bir not, bu süreçteki ilk ciddi "engelleme" saldırısı. Dikkat edilirse infaz edilenlerin üçü de kadın. Yani infazla amaçlanan "duygu karmaşası". O halde bundan sonraki saldırı daha da duygusal olabilir. Açık söylemek gerekirse Türkiye içinde bir başka "kadın" hedef seçilebilir. Bu durumda devlet ön alma amaçlı gözünü dört açmak zorundadır.
METE YARAR, AHABER GÜVENLİK DANIŞMANI
"KANDİL SÜRECİN DIŞINDA KALMAK İSTEMİYOR"
Tetiği kimin çektiğinden çok neden yapıldığı önemli. Sonuçlarının neler olacağı, arkasında gizli servis olup olmadığı, iç hesaplaşma mı gibi soruların cevabı bir müddet sonra ortaya çıkacaktır. Ben işin polisiye tarafından çok siyasi kısmının önemli olduğunu düşünüyorum. Son süreçte Başbakan Erdoğan "Terör örgütüyle mücadeleye devam ederken, siyasi kanatla müzakereye edebiliriz" demişti.
Müzakerelerde Avrupa grubu öne çıkıyor ve Kandil bu sürecin dışında kalmak istemiyor. Kandil muhatabın kendisi olmak istiyor. O cepheden bakınca istek ve arzuları çok akla yakın ve müdahil olmadıkları sürecin tamamlanmasını istemiyorlar. KCK yapılanmasının ana sebebi de dağdaki grubun desteklenmesi içindir. Dışlandıklarını düşünüyorlar. Bütün hedeflerde amaç asıl muhatabın kendisi olduğunu hatırlatmak. Fransa'daki olayın Çukurca'daki saldırıdan farkı yok; "ben buradayım" mesajı veriliyor. PKK'nın kendi içinde fikir ayrılığı var, siyasi bir kültürü yok. Dolayısıyla örgüt içindeki husumetler infaz şeklinde son buluyor.