Birçok TV dizisi ve "Recep İvedik" filminden tanıdığınız güzel oyuncu Fatma Toptaş'ın bugünlerde başını kaşıyacak zamanı yok. Mekik dokuduğu dizi seti ve tiyatro sahnesi arasında bulduğu tek bir dinlenme gününü de röportaj ve çekime ayırdığı ve yorgun olduğu halde, halinden çok da şikayetçi görünmüyor. Belli ki işini çok seviyor, sempatik oyuncu. Toptaş'la Şişhane'nin yeni mekânı Mürekkep'te buluştuk, yeni oyunu ve hayatı hakkında ne var ne yok sorduk.
Biraz jet hızıyla dahil oldunuz "Komik Bir Gece"ye. Oyunu anlatır mısınız biraz?
Ray Cooner'ın yazdığı ve orijinal adı "Out of Order" olan oyunun çevirisini Haldun Dormen "Karmakarışık" adıyla yapmış. Biz "Komik Bir Gece" olarak oynuyoruz. Westminster Oteli'nde geçen bir geceyi anlatıyor. Yönetmenliğini Nuri Gökaşan yapıyor aynı zamanda oynuyor da. Oyunun başrolünde daha önce başka bir oyuncu arkadaşımız varmış, bazı sorunlar olmuş, olmamış. Senaryoyu okudum, bir gün içinde kabul ettim ve oyuna dahil oldum. Felix hızı oldu sahiden.
Gönlünüzde yatan aslan tiyatro muydu bunca zamandır?
Lisedeyken de, Müjdat Gezen'de okurken de hocalarım bana "sahneyi bırakma" derdi. Rahmetli Savaş Dinçel'in eşi Sumru hanım beni bir kenara çekip sahneye çok yakıştığımı söylemişti. 22 yaşlarındaydım. Ustalardan böyle bir şey duyunca devam etmem gerektiğini düşündüm. Tiyatro bir cam kutu içinde yapılmıyor ki. Birebir seyirci içindesin, çıplaksın. Ve seyirci seni bir kere izliyor, kararını veriyor, eleştiriyor. Benim tiyatrodaki ilk başrolüm, "Komik Bir Gece". Bu yüzden daha da kıymetli.
Biz ekran önünü daha net hatırlıyoruz galiba Türk halkı olarak. Sizi görenler "Doktorlar"dan, "Hayat Devam Ediyor"dan, "Recep İvedik"ten hatırlıyorlar…
"Recep İvedik"i çektikten sonra "Avanak Kuzenler" diye de bir filmde de oynadım. Arada "Şah Mat" diye bir tiyatro oyununda da yer aldım. Hemen arkasından, genç bir ekiple Ardiye Tiyatro'da oda tiyatrosu yaptım.
Korkmadınız mı peki bu kadar kısa bir sürede?..
Çok enteresan oldu. Telefonda tamam dedikten sonra ertesi gün afiş çekimindeydim. Karşıdaki insanlar da benim bunu yapabileceğime inandılar. Provalardan önce oldu tanıtım yani. Ben kendimi hazırlamışım, ekip de bir enerjiyle beni çağırmış sanırım. Provanın dördüncü günü birinci perdeyi ezberlemiştim.
"Hayat Devam Ediyor"da da rol alıyorsunuz, dizide her şey yolunda mı?
Orada genç bir ekiple çalışıyoruz, ortamımız çok keyifli. Herkes üzerine düşeni yapıyor. 90 dakikalık bir sinema filmi çekiyorsun ve haftada altı gün çalışıyorsun. Tamam, duygu çok önemli orada ama biraz "iş" mantığı var, mecbursun buna. Bu dizi dram olduğu için bana bir şeyler öğretiyor.
"Oyunculukta müdürlükten daha çok para kazanıyorum"
Ailenizle aranız nasıl, memnunlar mı sizi ekranda görmekten?
Annem dizi başladığında gelenek haline getirdi beni arayıp zalimce eleştiriler yapmayı. En iyi eleştiriyi o yapıyor, "kızım bu hafta harikaydın, nefret ettim senden" diyor mesela. Annem çok iyi bir dizi izleyicisi çünkü, onu dikkate alıyorum.
Bir röportajınızda yöneticilik yaparken oyuncu olmaya karar verdiğinizi okumuştuk.
Evet, bana "müdürlüğe terfi ettin, git Müjdat Gezen'e kendini geliştir" demişlerdi. Ben de gittim. Gidiş o gidiş oldu tabii. Bir daha çıkamadım oradan.
Peki, "Evladım altın bileziğini tak, sonra hobi olarak gene oyunculuk yaparsın" demediler mi?
Demediler, çünkü çok daha iyi para kazanıyordum. Üstelik çok da yorulmuyordum. Oyunculuk olmasaydı da bırakırdım ama eminim buna. Biraz maymun iştahlıyım galiba. Ne kadar izlersem izleyeyim, okursam okuyayım sonu yok. İnanılmaz bir dipsiz kuyu. Olmak istediğim, şanslıysam, beğendiysem o olabiliyor. Ben mesela "Hayat Devam Ediyor"da Şebnem adında bir mimarı canlandırıyorum şu an. Oyuncu olmasam mimar olmayı çok isterdim mesela. Tadıyorum yani onu…
Bir doktoru canlandırsanız "evet doktor da olabilirmişim" mi diyecektiniz?
Yok, öyle değil. Ben kafamda düşünmüştüm zaten "evet mimar olurdu benden" diye. Rolü öğrendiğimde çizimler yaptım, kendimi geliştirdim. Kalemlere dokundum, kokladım. Bence çok keyifli bir iş.
"Kendimi özdeşleştirmesem şizofren olurdum" Kötü karakteri oynamak zevkli mi?
Evet, yelpazesi çok geniş. Şebnem kötü bir kadın, ama nedenleri var. Eğer cevapları buluyorsan, değme keyfine. İnsanlar sokakta kötü kötü yüzüme bakıyor, "sen neden o kadını öldürdün" diye sorabiliyorlar tabii. Hak veriyorum oynarken. Çok haklı bence Şebnem.
Oynarken kendinizi özdeşleştiriyorsunuz yani…
Mecburen öyle yapmalıyım yoksa şizofren olurdum.
Sebla Koçan